TÜRK MİLLETİ ADINA 1) Sanık ... hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçunun sübutunun kabulünde ve suç niteliğinin tayininde bir isabetsizlik bulunmamış ise de; suç tarihi olan 22.12.2003 tarihi de dikkate alındığında, 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddesine göre belirlenen 7 yıl 6 ay olan genel dava zamanaşımı süresinin temyiz incelemesinden önce dolduğu anlaşıldığından, sanık hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükmün BOZULMASINA, ancak bozma nedeni yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK.nun 322. maddesi gereğince, sanık hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan açılan kamu davasının gerçekleşen ZAMANAŞIMI NEDENİYLE 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2 ile 5271 sayılı CMK.nun 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 2) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ...'in maktül ...'...
i öldürmeye teşebbüs suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçeler ile reddedilmiş, sanıklar Şükrü ve ... hakkında kavgaya dahil olmak suçundan görülen kamu davalarının, lehe yasa olan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2 maddelerine göre suç tarihi de dikkate alındığında genel dava zamanaşımı süresi olan 7 yıl 6 aylık sürenin hükümlerin verildiği 15.03.2011 tarihinden önce dolduğu anlaşıldığından, görülen kamu davalarının gerçekleşen ZAMANAŞIMI NEDENİYLE 765 sayılı TCK.nun maddeleri 102/4 ve 104/2 ile 5271 sayılı CMK.nun 223/8. maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE karar veren mahkeme hükümlerinde ve sanık ... hakkında mağdur ...'...
TÜRK MİLLETİ ADINA 1-6136 sayılı Yasaya aykırılık suçunun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibariyle 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerine göre hesaplanan 7 yıl 6 aylık genel dava zamanaşımı süresi, suç tarihi olan 06.10.2001 tarihi de dikkate alındığında, hüküm tarihi olan 02.06.2009 tarihinden önce dolduğu anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bozma nedeni yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye istinaden,765 sayılı TCK.nun 102/4 maddesi uyarınca sanık hakkında bu suçtan açılan kamu davasının ZAMANAŞIMI NEDENİYLE ORTADAN KALDIRILMASINA, 2-Sanık hakkında tasarlayarak adam öldürme suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelmede; Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, cezayı azaltıcı bir sebep bulunmadığı takdir kılınmış, savunması...
Şti. tarafından zayi nedeniyle çek iptal davası açıldığını ve ödeme yasağı kararı alındığını, bankaya çekler ibraz edildiğinde arkasına karşılıksız işlemi yapılmadığını, mahkemece ödeme yasağı kararı verilmesi nedeniyle işlem yapılmadığının yazıldığını, bu hususun çeklerin çalındığını göstermekte olup çeklerin arka yüzündeki bu ibare nedeniyle yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığını, yerel mahkemenin itirazlarının reddine dair gerekçeli kararındaki gerekçenin kanuna aykırı olduğunu, İİK m.265'e göre borçlunun ihtiyati haciz kararına karşı "ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı" itiraz edebileceğini, gerekçeli kararda, taraflarınca yapılan itirazların borca itiraz olduğu, yukarıdaki itiraz nedenlerinden birisi olmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiğini ancak yaptıkları itirazların "ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere" olan itiraz olarak yorumlanması gerektiğini, borca itiraz şeklinde bir tasnifin ihtiyati hacizler için geçerli olmadığını, borca/...
Davalı alacaklı vekili, istinaf dilekçesinde mazeretin belgelendirilmemesi nedeniyle duruşmanın ertelenmeyip davanın esası hakkında karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de, HMK'nun 150/2 maddesinde "Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez." hükmü yer aldığından bu hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı alacaklı vekili, takibin geçici durdurulması kararında yasa yolunun belirtilmemesi nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürmüş ise de, İİK'nun 169/a ve 170. Maddelerine göre icra mahkemesince verilen "takibin geçici durdurulması" kararlarının müstakilen veya esas kararla birlikte istinaf incelemesine konu edilmesi bu hususta yasal düzenleme bulunmadığından mümkün değildir. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Bu nedenle, bonoyu düzenleyen şirketin "çift imza" ile temsil edildiği iddiası borca itiraz niteliğindedir....
Davalı alacaklı vekili, istinaf dilekçesinde mazeretin belgelendirilmemesi nedeniyle duruşmanın ertelenmeyip davanın esası hakkında karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de, HMK'nun 150/2 maddesinde "Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez." hükmü yer aldığından bu hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı alacaklı vekili, takibin geçici durdurulması kararında yasa yolunun belirtilmemesi nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürmüş ise de, İİK'nun 169/a ve 170. Maddelerine göre icra mahkemesince verilen "takibin geçici durdurulması" kararlarının müstakilen veya esas kararla birlikte istinaf incelemesine konu edilmesi bu hususta yasal düzenleme bulunmadığından mümkün değildir. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Bu nedenle, bonoyu düzenleyen şirketin "çift imza" ile temsil edildiği iddiası borca itiraz niteliğindedir....
Davalı alacaklı vekili, istinaf dilekçesinde mazeretin belgelendirilmemesi nedeniyle duruşmanın ertelenmeyip davanın esası hakkında karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de, HMK'nun 150/2 maddesinde "Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez." hükmü yer aldığından bu hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı alacaklı vekili, takibin geçici durdurulması kararında yasa yolunun belirtilmemesi nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürmüş ise de, İİK'nun 169/a ve 170. Maddelerine göre icra mahkemesince verilen "takibin geçici durdurulması" kararlarının müstakilen veya esas kararla birlikte istinaf incelemesine konu edilmesine yasal imkan bulunmadığından hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Bu nedenle, bonoyu düzenleyen şirketin "çift imza" ile temsil edildiği iddiası borca itiraz niteliğindedir....
Davalı alacaklı vekili, istinaf dilekçesinde mazeretin belgelendirilmemesi nedeniyle duruşmanın ertelenmeyip davanın esası hakkında karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de, HMK'nun 150/2 maddesinde "Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez." hükmü yer aldığından bu hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı alacaklı vekili, takibin geçici durdurulması kararında yasa yolunun belirtilmemesi nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürmüş ise de, İİK'nun 169/a ve 170. Maddelerine göre icra mahkemesince verilen "takibin geçici durdurulması" kararlarının müstakilen veya esas kararla birlikte istinaf incelemesine konu edilmesine yasal imkan bulunmadığından hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Bu nedenle, bonoyu düzenleyen şirketin "çift imza" ile temsil edildiği iddiası borca itiraz niteliğindedir....
istinaf dilekçesinde faize itiraz tekrarlandığı gibi temyiz dilekçesinde de bu husus bizzatihi getirilerek borca ve ferilerine itirazının değerlendirilmediğini belirttiği görülmektedir....
-KARAR- Davacı vekili, davalının aboneliğe konu işyerindeki ... kullanımından kaynaklanan fatura borçlarını ödememesi üzerine aleyhine takip başlatıldığını, icra dairesinin yetkisine ve borca itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali, takibin devamı ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davalının icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğinin anlaşıldığı, davalı ikametgahı ve aboneliğe konu işyerinin de ... de bulunması nedeniyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı borçlu icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiş, itiraz üzerine açılan iş bu itirazın iptali davasında ise yargılamaya katılmadığı gibi davaya cevap da vermemiştir....