K A R A R Davacı, asıl davada ...’a ait 5 nolu abonelikten kaynaklanan borca davalılar ... ve ...’in müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile kefil olmaları nedeniyle Finike İcra Müdürlüğünün 2005/8 sayılı takip dosyası ile icra takibinde bulunduklarını, davalıların ödeme emrine itiraz etmeleri üzerine takibin durduğunu, bu nedenle itirazın iptali ile takibin devamına ve % 40 İcra İnkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiştir. Davacı birleşen davada muris ... mirasçıları olan davalılar ..., ..., ... ve ...’a murisin 5 nolu aboneliğinden kaynaklanan borcu nedeniyle Finike İcra Müdürlüğünün 2005/8 sayılı takip dosyası ile icra takibinde bulunduklarını, davalıların ödeme emrine itiraz etmeleri üzerine takibin durduğunu, bu nedenle itirazın iptali ile takibin devamına ve % 40 İcra İnkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiştir. Davalılar, ... ve ... davanın reddini dilemiştir....
Borçlu ...’ın, takibe konu bonolarda keşideci olarak ismi geçen kişinin kendisi olmadığına ilişkin başvurusu, özü itibariyle, İİK.nun 169. maddesinde düzenlenen borca itiraz niteliğindedir. İİK.nun 168. maddesinin 4. ve 5. bentlerine göre, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesinde imzaya ve borca itiraz edebilir. Somut olayda borçluya, örnek 10 ödeme emrinin 15.07.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 5 günlük yasal süre geçtikten sonra (11.08.2014 tarihinde) icra mahkemesinde borca ve imzaya itiraz ettiği, ancak ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin bir iddiasının bulunmadığı görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçluların tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından yapılan çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçluların borca itirazları ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, borcun takip borçlularından r tarafından ödenmiş olması nedeniyle konusu kalmayan itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığı şeklinde sonuca gidildiği anlaşılmıştır....
Her ne kadar Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 E. - 2014/929 K. sayılı olup, Dairemizce de benimsenerek içtihat değişikliğine gidilen kararı ile; mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddianın, borca itiraz olduğu ve ödeme emrinin tebliği üzerine takibin şekline göre yasal süre içinde ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiş ise de, bu ilke, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığı hallerde uygulanmaktadır. Öte yandan “imzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Anılan itiraz, ödeme, borçlunun borcu olmadığı, takip konusu senedin karşılıksız olduğu (veya kaldığı), hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayanır” (Prof. Dr....
-K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin lojistik sektöründe faaliyet yürüttüğünü, PTT Genel Müdürlüğü ve diğer bazı kuruluşların lojistik ihalelerini aldığını, bu işler nedeniyle kredi kullanmak zorunda kalındığını, ihalelerden gelecek paranın geç gelmesi ve kredi kullanmak zorunda kalmaları nedeniyle borca batık hale geldiklerini, alınan ihalelerin gereğinin yerine getirilmesi, sermaye artırımı yapmaları ve ortakların taşınmazlarını satmaları halinde borca batıklıktan kurtulacaklarını ileri sürerek, müvekkilinin iflasının bir yıl süre ile ertelenmesini ve karar kesinleşinceye kadar müvekkili şirket aleyhinde başlamış ve başlatılacak takiplerin, iflas taleplerinin, hacizlerin, muhafaza tedbirlerinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
nın 89. maddesi gereğince 1. ve 2. haciz ihbarnameleri gönderildiğini, mali hizmetler müdürlüğünce 1. ve 2. ihbarnamelerine verilen cevaplarda borca itiraz etmek yerine dava dışı takip borçlusu maaş hesabına önceden 9 tane icra takip dosyasında haciz konulduğunu kendilerinin de 10. sıraya alındıklarının bildirildiğini, süresinde itiraz yapılmaması nedeniyle İİK'nın 89. maddesi gereğince 3. haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, maddi hata nedeniyle borca itiraz edilmediğinden bahisle borcun yedinde sayıldığını belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davacının süresinde itirazda bulunmadığını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davacı tarafından 1. ve 2. haciz ihbarnamelerine usulüne uygun itiraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından, davanın İİK’nın 89/3. maddesine göre açılan borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
Somut olaya gelince; borçluya ödeme emrinin 21/05/2013 tarihinde tebliğ edilmiş olup borçlu vekilinin itiraz dilekçesini 28/05/2013 tarihinde sunmuş olmasına rağmen icra müdürlüğünce itiraz dilekçesinin takip dosyası arasına alınmaması nedeniyle itiraz vaki olmamış gibi işlem yapılarak borçluya bakiye borç muhtırası tebliğ edildiği karar tarihinden sonra 30/09/2013 tarihinde icra müdürlüğünce de takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, yukarıda anılan yasa hükümleri göz önünde bulundurularak borçlunun yasal süresi içerisinde borca itirazı üzerine takibin niteliğine göre takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken şikayetin reddine ilişkin hüküm tesisi isabetsizdir....
Mahkemece; borçluya örnek 10 ödeme emrinin 30/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından borca itiraz davası açtığı, borçlunun beş günlük yasal süreden sonra 14/06/2022 tarihinde icra mahkemesinde borca itiraz ettiğinden borca itirazın süreden reddine karar verilmiştir. Davacı istinaf dilekçesinde özetle; borcu olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiş, dairemizce davacının Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/1039 esas 2017/136 karar sayılı kararı ile davacıya vasi atandığı, verilen kararın 03/02/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, gerekçeli karar davacı vasisine tebliğ edilmiştir. İlamsız takiplerde borçlu tarafından açılan borca itirazlarda diğer borçlu taraf olarak gösterilemeyeceğinden karar başlığında davalı olarak gösterilen borçlu Mehmet Kara karar başlığından çıkarılmıştır....
İİK'nun 62. maddesi gereğince itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. Somut olayda; örnek 7 numaralı ödeme emrinin borçluya 28.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun, İİK'nun 62. maddesinde öngörülen yedi günlük süre içerisinde icra müdürlüğüne verdiği 29.01.2015 havale tarihli dilekçe ile “...icra takibine, faize, borcun tamamına ve borcun tüm fer'ilerine...itiraz etmekteyiz” demekle ve yine netice ve talep kısmında “takibe, faize, borcun tamamına ve borcun tüm feri'lerine itiraz ettiğimizi beyan eder...” demek suretiyle usulüne uygun olarak borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. İİK'nun 66/1. maddesinin ilk cümlesi gereğince, müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur....
in sübuta vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, sanıklar haklarında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükümlerin BOZULMASINA, ancak bozma nedeni yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK.nun 322. maddesi gereğince, sanıklar haklarında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan açılan kamu davasının gerçekleşen ZAMANAŞIMI NEDENİYLE 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2 ile 5271 sayılı CMK.nun 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE 14.03.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....