. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili hakkında 2003 yılında yapılan takip sırasında borca ve faize itiraz edilmemesi nedeniyle takibin kesinleştiğini, Emekli Sandığının ödediği, emekli aylığından yapılan kesintilerle 6.377 TL paranın tahsil edildiğini, bu şekilde borç sona ermiş olmasına rağmen alacaklının 1.176 TL daha tahsil amacıyla Emekli Sandığından kesinti talep ettiğini belirterek, müvekkilinin 1.176 TL borçlu olmadığının tespitini, fazla ödenen paranın yasal faiziyle iadesini talep etmiştir. Davalı vekili, icra takibi sırasında borca ve faize itiraz edilmemesi nedeniyle borcun ve faiz oranının kesinleştiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....
İŞ MAHKEMESİ DAVA : Davacı vekili,iş bu davadan önce işçilik alacaklarının tahsili için davalı aleyhine dava açtığını,dava sonunda kıdem tazminatı,izin ücreti,fazla çalışma ücreti,hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının kısmen kabulüne karar verildiğini, ıslah dilekçesinde faiz talep edilmediği için ıslah ile arttırılan alacak kısımlarının faizsiz olarak hüküm altına alındığını,faiz alacağının tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlattığını,davalının icra takibine itiraz ettiğini,itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi ve icra inkar tazminatı taleplerinde bulunmuştur. Mahkemece davanın ZAMANAŞIMI NEDENİYLE REDDİNE karar verilmiştir. Karar süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla,dosya incelendi,gereği düşünüldü....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/337 Esas sayılı dosyasıyla ödeme emrinin tebliğine yönelik şikayette bulunduğu, aynı Mahkemede istinafa konu 2020/339 Esas sayılı dosyasıyla imzaya ve borca itiraz ettiği, Mahkemece her iki dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda şikayet ile imzaya ve borca itirazın yasal süresinde yapılmadığı gerekçeleriyle reddine karar verildiği, karar tarihi itibarıyla ve halen davacı borçlunun usulsüz tebliğe yönelik şikayetinin reddine dair kararın kesinleşmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Davacının imzaya ve borca itirazının süresinde yapılıp yapılmadığının tespiti, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetinin kesin olarak sonuçlanmasına bağlıdır....
Öte yandan mirasın reddi nedeniyle ilamsız takibin iptali talebinin borca itiraz niteliğinde olduğu, borca itirazın İİK.nın 62/1 maddesi uyarınca 7 gün içerisinde icra dairesine bildirilmesi gerektiği dikkate alındığında davanın reddine karar verilmesi de usul ve yasaya uygun bulunduğundan şikayetçi vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353- 1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b.1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE, Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin alınmakla tekrar harç tahsiline yer olmadığına, İstinaf nedeniyle yapılan giderlerin başvuran üzerinde bırakılmasına, Dairemizce duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Kararın dairemizce tebliğine, Dair, İİK.'...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; borçlunun, sadece borca itirazını istinaf nedeni yaptığından bahisle istinaf dilekçesi ile sınırlı inceleme yapıldığı belirtildikten sonra, borçlunun borca itirazını İİK'nın 169/a maddesi gereğince ispatlamayamaması nedeniyle İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle, borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde muteriz borçlu temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Borçlu temyiz başvurusunda; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla ilamsız icra takibinde borca ve yetkiye itiraz ile şikayete ilişkindir. 2....
Dava, İİK'nun 169/a maddesi kapsamında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borca itiraza ilişkindir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca borca itiraz halinde borcun olmadığını veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçluya aittir....
İcra Müdürlüğünün 2020/6275 Esas sayılı dosyasından yapılan takibe karşı borca itiraz ile takibin iptaline ilişkin olup dosyanın henüz derdest olduğu anlaşılmıştır. HMK.114/1- ı maddesi uyarınca “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması." dava şartı olarak belirtmiş olup derdestlik dava şartı olarak kabul edilmiştir. HMK. 115 maddesi uyarınca Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Somut olayda Mersin 5.İcra mahkemesinin 2020/549 esas sayılı dosyası ile istinaf incelemesine konu borca itiraz davasının tarafları, konusu ve dayanak icra dosyasının aynı olup davanın derdestlik nedeniyle reddine dair kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacının istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir....
Ödeme emrinin yapılan incelemesinde; 06.08.2019 tarihinde adreste muhattabın bulunmaması nedeniyle komşusunun muhattabın tatilde olduğu beyanı üzerine ödeme emrinin muhtara teslim edildiği anlaşılmıştır. Anılan tebligatta muhatabın tatilde olduğu belirtildiğinden tevzi saatlerinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği netlik kazanmamış olup, tebligat TK'nun 21/1 maddesine ve tebligat yönetmeliği uyarınca usulsüzdür. Borçlunun 20.08.2019 tarihinde Marmara Adası İcra Müdürlüğü aracılığıyla borca itiraz etmesi nedeniyle şikayetçi borçlunun usulsüz tebligattan en geç 20.08.2019 günü itibariyle haberdar olduğu anlaşılmaktadır....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz ve İİK'nın 169/a maddesi uyarınca borca itiraz istemine ilişkindir. İİK'nın 168/5. maddesi uyarınca, itiraz süresinin başlaması için borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmesi zorunlu olup, ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun takibi öğrenmiş olması itiraz süresini başlatmaz. Öğrenme ile sürenin başlayabilmesi için borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin bulunması gerekir. Böyle bir durumda, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği öğrenme tarihi tebliğ tarihi kabul edileceğinden, itiraz süresi de bu tarihten itibaren başlayacaktır. Somut olayda, davacılar adına çıkarılan ödeme emrinin 20/09/2019 ve 21/10/2019 tarihlerinde bila tebliğ iade edildiği, borca itiraz dilekçesinin verildiği 23/09/2019 tarihinde davacılara ödeme emrinin tebliğ edilmediği, ödeme emrinin davacılar vekili Av. T2 18/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği tartışmasızdır....
ın sebep olduğu kaza nedeniyle vefat eden .... mirasçılarına ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin rücusu için İdan mirasçılarına başlatılan takibe davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamını talep etmiştir. Davalı ... cevap dilekçesinde, muteveffa İdan'ın dini nikahlı yaşadığı eşinin ve çocuklarının bulunduğunu ve aynı zamanda borca batık olduğunu, borçlardan sorumlu olmadığını belirtmiştir. Davalı ... davaya cevap vermemiştir. Mahkemece tarafların borca itirazı olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, haksız fiil nedeni ile rücuan tazminat istemine ilişkindir. Davalı ... yargılama sırasında mirasın terekenin borca batık olması nedeniyle mirasın reddini talep edilmiştir....