s-2- TEBLİĞNAME : 1-B/09/116847 miktar bakımından kesin nitelikte olduğundan, sanıklar müdafiilerinin bu suçlardan kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin CMUK.nun 317 maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir. 2-a) Sanıklar ... ve ... haklarında ölümle biten kavgada maktule el uzatmak suçundan kurulan hükümler yönünden yapılan incelemede; Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçunun sübutunun kabulünde bir isabetsizlik bulunmamış ise de; suç tarihi olan 02.06.2001 tarihinden itibaren 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2 maddelerine göre belirlenen 7 yıl 6 aylık dava genel zamanaşımı süresinin temyiz incelemesinden önce 02.12.2008 tarihinde dolduğu anlaşıldığından, hükmün BOZULMASINA, ancak bozma nedeni yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK.nun 322 maddesinin verdiği yetkiye istinaden, 765 sayılı TCK.nun 102/4, 104/2 maddeleri uyarınca sanıklar ... ve ... haklarında ölümle biten kavgada maktule el uzatmak suçundan açılan kamu davalarının ZAMANAŞIMI NEDENİYLE...
KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 713 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 715 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 18 ] "İçtihat Metni" Ş… … ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair (P… … Sulh Hukuk Hâkimliğinden verilen 10.02.2006 gün ve 504/27 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı vekili, miras yoluyla intikal ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle 119 ada 80 parselin, yaklaşık 8 dönümlük kısmının Hazine üzerindeki tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ"İçtihat Metni" Taraflar arasında genel kadastro ile oluşan tapunun, tapu kaydına dayanarak açılan iptali davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 113 ada 33 parsel sayılı 59491.90 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar Ali ve müşterekleri adına tespit ve 28.6.1993'te tescil edilmiştir. Davacı M… …., 28.1.2003 tarihli dava dilekçesi ile 113 ada 32 parsele uygulanmış tapu kayıtlarına dayanarak kısmen tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı M… ….. vekili tarafından temyiz edilmiştir....
HAZİNE ADINA TESPİTKAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİYETLİĞİ 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 18 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: Kadastro sırasında A… ……. Köyü 120 ada 6 parsel sayılı 3650.92 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Şubat 1326 tarih 169 nolu tapu kaydı ile tarla niteliğiyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adlarına tesbit edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu ve tespitin iptali ile Hazine adına tescili iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu parselin tespit gibi davalılar adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, takibe konu alacağın zamanaşımına uğradığı, borcun ödendiği ve takip borçlusu şirketin temsilcisinin takipte taraf gösterilmediği iddiasıyla takibin iptali istemine ilişkindir. Dava konusu icra takibi davacı borçlu şirket hakkında başlatılmış olup, takipte davacı şirket yetkilisinin taraf olarak gösterilmesi gerekmez....
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; murisi Seçkin Karaca'nın davaya konu 34 XX 705 plakalı aracı 12.01.2015 tarihinde davalıdan satın aldığını, muris vefat ettikten sonra diğer mirasçıların feragati ile aracın mülkeyitinin kendisine geçtiğini, satış konusu aracın kıymet kaçakçılığına konu edilmiş olması nedeniyle ve de sahte fatura ibrazı suretiyle kesik KDV ve ÖTv ödeyerek ithal edilmesinden dolayı Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi kararına istinaden 24.05.2017 tarihinde araca el konulduğunu, mevzuat değişikliği sonucu 13.11.2019 tarihinde aracını geri alabildiğini, aracı geri alabilmek için 65.221,72 TL zorunlu masraf yaptığını, el koyma süresince araçtan mahrum kaldığını ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL araç mahrumiyeti ile 65.221,72 TL zorunlu masraf olmak üzere toplam 75.221,72 TL'nin ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 21/01/2020 tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
Üçüncü uyuşmazlık konusunun değerlendirilmesine gelince; Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumuna yer veren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23. maddesinin 5560 sayılı Yasa ile değiştirilmeden önceki ilk hali, "Çocuğa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda belirlenen ceza, en çok üç yıla kadar (üç yıl dâhil) hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir" şeklindedir....
Asliye Ceza Mahkemesince kanuni zorunluluk üzerine verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması .../.... kararının denetim süresi içerisinde gerçekleştirmesi nedeniyle, 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5. maddesi uyarınca ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapma yasağı bulunduğu ve bu suçun sadece ilk suçtan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali sayılabileceği, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem nedeniyle açılan kamu davasında mahkemesince “düşme kararı” verilip mahkemesine ihbarda bulunulması gerektiği gözetilmeden, mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür....
Bu durumda anılan süreç tamamlanmadan icranın geri bırakılması kararı ile birlikte hacizlerin de kaldırılmasına karar verilemez. (Yargıtay 12 Hukuk Diresi 2014/23064 Esas - 2014/30824 Karar ) Somut olayda, örnek 10 ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, takibin kesinleşmesinden sonra alacaklı vekilinin en son 27/02/2012 tarihinde satış talebinde bulunduğu ve zamanaşımının kesilmiş olduğu, bu tarihten dosyanın yenilenme tarihi olan 14/11/2019 tarihine kadar dosyanın işlemsiz bırakıldığı ve yeniden başlayan 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken takibin geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan, yukarıda anılan Yargıtay kararı gereğince, haciz zamanaşımı süresi dolduktan sonra konulmuş olsa bile icranın geri bırakılması kararı ile birlikte hacizlerin kaldırılmasına karar verilemez....
İcra Müdürlüğünün 2012/1677 Eski Esas) müvekkilinin murisi Hasan Koç ve dava dışı Gülizar Koç aleyhine icra takibi başlatıldığını, takip sonrasında borçlunun mirasçıları tarafından Trabzon İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/147 Esas ve 2016/392 Esas sayılı dava dosyalarından icranın itfa sebebiyle geri bırakılması istemli davalar açıldığını, bu davalar sonucunda mahkemece takibe konu alacağın tamamıyla ödendiği belirtilerek bahsi geçen davaları açan davacılar yönünden icranın geri bırakılması kararı verildiğini, müvekkilinin bu davalardan haberdar olmadığı gibi bu davalarda da taraf olmadığını, davalı alacaklının bu davalardan haberdar olmasına ve takibe konu alacağın tahsil edilmesine rağmen takibi müvekkili aleyhine devam ettirip müvekkiline ait taşınmazın satışını talep ettiğini ileri sürerek Trabzon İcra Müdürlüğünün 2015/33207 Esas sayılı dava dosyasında müvekkili hakkında yürütülen takip nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....