Mahkemece; davalıdan iddianın genişletilmesine açık onayının olup olmadığı sorulmadığı gibi, tarafların akraba oldukları beyan edilmesine rağmen aralarındaki irs ilişkisi ile taşınmazın zilyetlik durumu tereddüde yer bırakmayacak şekilde araştırılmamıştır....
MADDESİ KESİNLEŞMİŞ DAVALARDA UYARLAMADA ZAMANAŞIMI UYGULANMAZ"İçtihat Metni" Kasten yaralama suçundan sanık E... K... A...'ın,765 sayılı Türk Ceza Kanununun 456/2, 51/1. maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Derinkuyu Asliye Ceza Mahkemesinin 06.11.2002 tarihli ve 2002/28 esas, 2002/49 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun lehe hükümlerinin uygulanması talebi üzerine,anılan kanunun lehe bir düzenleme getirmediğinden bahisle cezanın aynen infazına ilişkin aynı mahkemenin 20.06.2005 tarihli ve 2002/28 esas, 2002/49 sayılı kararının, Yargıtay 3....
KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ"İçtihat Metni" Taraflar arasında genel kadastro ile oluşan tapunun, tapu kaydına dayanarak açılan iptali davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 113 ada 33 parsel sayılı 59491.90 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar Ali ve müşterekleri adına tespit ve 28.6.1993'te tescil edilmiştir. Davacı M… …., 28.1.2003 tarihli dava dilekçesi ile 113 ada 32 parsele uygulanmış tapu kayıtlarına dayanarak kısmen tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı M… ….. vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/975 esas sayılı dosyasında hizmet nedeni ile görevin kötüye kullanma nedeni ile yargılama yapılmış olduğunu, bu davada ise müvekkili şirketin uğramış olduğu maddi manevi zararın giderilmesi için açılmış olduğunu, müvekkili şirketin bu olay sonucu hem maddi hem manevi olarak mağdur olduklarını, davalının bu yaptığı hukuka aykırı eyleme hem diğer çalışanlara kötü örnek olmuş ve hem de müvekkili şirketin satmış olduğu yedek parçaların davalı tarafından gerçek fiyatının altında piyasaya satılmış olduğunu müvekkili şirketin piyasada büyük bir imaj kaybına neden olduğunu, müvekkili şirketin uğramış olduğu fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile maddi ve manevi zararın tazmini talep etmek için bu davayı açtıklarını davalı tarafın banka kayıtlarında gelen bilgilerin incelendiğinde son dönemde sadece 10.060,00 TL zimmetine para geçirdiğini, manevi tazminat olarak da şimdilik 15.000,00 TL talep ettiklerini, davalı adına söz konusu banka kayıtlarına tedbir konulmasını...
İMAR VE İHYA EDİLEN TAŞINMAZKAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 14 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 17 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda' verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; dosyadaki belgeler okundu. Gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 110 ada 291 parsel sayılı 6.336.50 metrekare yüzöl-çümündeki taşınmaz hali arazi vasfında olması nedeniyle Maliye Hazinesi adına tespit edilmiştir. Davacı, yasal süresi içinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ve çekişmeli parselin davalı Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Osman ve vekalet ücretine hükmedilmediğinden bahisle Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalıların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 27.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi....
YANİ DAVANIN KABULÜ HALİNDE MAHKEMECE YAPILAN TASARRUFLARIN MUVAZAALI OLDUĞUNUN TESPİTİ İLE YARGITAY' IN YERLEŞİK UYGULAMASI DOĞRULTUSUNDA İİK 277 VD. MADDELERİ KIYASEN UYGULANARAK TARAFIMIZA TAPU KAYDINDA TASHİHE MAHAL OLMADAN İCRA DOSYALARINDAKİ ALACAK VE FERİLERİ İLE SINIRLI OLMAK ÜZERE CEBRİ İCRA YETKİSİ VERİLECEKTİR. DAVA DİLEKÇEMİZİN KONU ve SONUÇ-İSTEM BÖLÜMÜNDE AÇIKÇA DAVANIN MUVAZAA NEDENLİ TASARRUFUN İPTALİ DAVASI OLDUĞU, TBK M.19 VE İİK 277 VD MADDELERİNE KIYASEN DAYANILDIĞI AÇIKÇA YAZILIDIR. ÖTE YANDAN DİLEKÇEMİZİN İÇERİĞİNDE DE - devir silsilesinin yer verildiği bölümün hemen altında- DAVALILAR ARASINDAKİ TASARRUFUN MUVAZAA YANİ GENEL HÜKÜMLERE GÖRE TBK M.19 UYARINCA GEÇERSİZ OLDUĞU, MUVAZAAYA DAYALI DAVALARDA HERHANGİ BİR HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE YA DA ZAMANAŞIMI SÜRESİ MEVCUT OLMADIĞI AÇIKLANMIŞ HATTA VE HATTA KONUYA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARINA DA YER VERİLMİŞTİR." şeklinde açıklama yapmıştır....
nedeni ile zamanaşımı süresinin dolduğunu beyan ederek, icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
nedeni ile zamanaşımı süresinin dolduğunu beyan ederek, icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Ancak takibe konu çeklerin, takibin başlatıldığı tarih itibariyle altı aylık zamanaşımı süresine tabi olması; buna karşılık icra takip dosyasında birden fazla kez, altı aydan uzun sürelerde zamanaşımını kesici işlem yapılmamış olması; karşısında; davacı borçlunun zamanaşımı itirazında haklı olduğu kanaatine varan Mahkememizce; davanın kabulü ile davacı borçlu aleyhine İstanbul Anadolu 24. İcra Müdürlüğünün 2006/3201 Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde icranın geri bırakılmasına yönünde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Davanın KABULÜ İLE davacı borçlu aleyhine İstanbul Anadolu 24. İcra Müdürlüğünün 2006/3201 Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde İCRANIN GERİ BIRAKILMASINA" karar verildiği görülmüştür....