GEREKÇE: Uyuşmazlık, kira alacağının tahsili için başlatılan takipte yetkiye ve borca itirazın kaldırılması ile tahliye taleplerine ilişkindir. Erdemli İcra Dairesinin 2017/2342 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T2 tarafından borçlu T4 hakkında 19/09/2017 tarihinde adi kiraya ait takipte ödeme emri yolu ile yoluyla 21.188,00 TL'nin tahsili ve tahliye istemli takip başlatıldığı, borçlunun süresinde 25/09/2017 tarihinde yetkiye ve borca itiraz ettiği, 22/12/2017 tarihinde iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece daha önce yetki itirazının reddine, Erdemli İcra Dairesinin yetkili olduğuna, davacının tahliye talebinin reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından istinafı üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10....
Eğer senet üzerine hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı değilse borçlunun yapacağı teminat iddiası borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise İİK169/a maddesinde sayılı belgelerden biri ile ispatlanması gerekmektedir. Somut olayda, takibe dayanak olarak gösterilen senet üzerinde teminat olgusuna ilişkin bir açıklama yer almamaktadır. Borçluların icra mahkemesine başvurusu bu hali ile İİK'nın 169/a maddesi kapsamında borca itiraz niteliğindedir. Davacı tarafın sunmuş olduğu davacı T2 İş T3 Limited Şirketi ile davalı alacaklı arasında düzenlenen 12/04/2021 tarihli Sözleşme ile 12/04/2021 tarihli tutanak incelendiğinde; sözleşmenin 11.1.1. maddesinde; "Bu işin kesin teminat miktarı; sözleşme bedeli üzerinden %6 (yüzde altı) olup bu miktarın teminat mektubu olarak verilmemesi halinde altyüklenicinin hakedişlerinden nakit olarak kesilecektir....
Dava trafik kazasından kaynaklanan tazminatın hak sahiplerine ödenmesi nedeniyle yapılan icra takibi üzerine borca itiraz edilmesi sonucu icra takibinin durması nedeniyle itirazın iptali davasına ilişkindir. Davalı sürücü ... hakkında . Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/157 esas sayılı dosyasında taksirle ölüme ve yaralamaya neden olmak suçundan kamu davası açıldığı ve yargılamanın devam ettiği anlaşılmıştır. TBK’nin 74.maddesine ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, hukuk hâkimi, gerek ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı gerekse delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı değil ise de, sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ile o eylemin hukuka aykırılığını ve failini belirleyen mahkûmiyet kararına bu yönleriyle bağlıdır....
Borçlunun icra dairesine verdiği itiraz dilekçesine (borcun ödendiğinin) ileri sürüldüğü görülmektedir. Borçlu, borç doğuran hukuki ilişkiyi kabul edip itirazını "ödeme olgusuna" dayandırdığına göre, diğer borçlu ile aralarındaki adi ortaklık sözleşmesi sebebiyle oluşan sorumluluk ilişkisi iç mesele olup genel mahkemelerde değerlendirilebileceğinden, itirazın kaldırılması isteminin icra mahkemesinde incelenmesi sırasında, alacaklının artık İİK'nın 68/1.maddesinde belirtilen bir belgesinin mevcut olup olmadığı üzerinde durulmasına gerek ve yer yoktur. Borçlu itiraz ettiği alacağa yönelik ödeme iddiasını İİK'nın 68.maddesinde sayılan belgelerle ispatlayamadığından, borçlunun takibe itirazının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İİK'nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Ancak, borçlu, borç doğuran ilişkiyi kabul etmişse, alacaklının artık İİK'nun 68/1.maddesinde belirtilen belgelere dayanmasına gerek yoktur. Somut olayda icra takibinin dayanağının 18.08.2010 tarihli, “Alacağın temliki, Sulh, İbra ve Feragat sözleşmesi” başlıklı belge olduğu, borçlunun, icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde ise borcun tamamına itiraz ettiği görülmektedir....
Mahkemece, her ne kadar çek kambiyo vasfını kaybetmiş ise de davacı lehine yazılı delil başlangıcı olduğu, davacının çeki lehtarı değil cirantadan devralan yetkili hamili olduğu, dolayısıyla davacı ile davalı arasında bir temel ilişkinin bulunmadığı, bu nedenle davacının temel ilişkiye dayalı olarak çek bedelinin tahsilini talep edemeyeceği, bu durumda davacının TTK'nun 644. maddesi gereğince sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak talepte bulunabileceği, bu halde davacının çekin zamanaşımına uğradığı gün itibarı ile elinde davalının elinde kalanı isteyebileceği, davalının borca itiraz ettiği, sebepsiz zenginleşmeye dayanan davacının davalının sebepsiz zenginleştiğini ve ayrıca bu zenginleşme nedeni ile elinde kalanın ne olduğunu ispat etmesi gerektiği, davacının bu hususta hiçbir delil sunmadığı gerekçesiyle davanın sübut bulmadığından reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından, borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlunun borca, işlemiş ve işleyecek faiz miktarına ve faize faiz işletildiğine itiraz ettiği, ayrıca zamanaşımı itirazında bulunduğu, mahkemece, borca itiraz ile zamanaşımı itirazının reddine karar verildiği, diğer itirazlar konusunda bir karar verilmediği anlaşılmıştır....
Davalı vekili, zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini savunmuş, ayrıca icra dairesine yaptığı itirazda da icra dairesinin yetkisine de itiraz etmiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan deliller doğrultusunda davacının alacağının temel borç ilişkisinden kaynaklandığı ve bu nedenle 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, davalının borca bir itirazının olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı borçlu tarafından icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edilmiş, ayrıca mahkemenin yetkisine de itirazda bulunulmuştur. Bu durumda mahkemece İİK.nun 50.maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, itirazın iptali davasının koşullarından olan yetkili icra dairesinde ilamsız icra takibi yapılması gerektiği hususu üzerinde durulup incelenmeden işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine başvurarak sair şikayet ve itiraz nedenleri ile birlikte, dayanak bono bedeline karşılık vade tarihinden sonra lehtara 2.000 TL ödeme yapıldığını belirterek borca itiraz ettiği ve mahkemece şikayet ve borca itirazın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
anında anılan belgelerin sunulmasının zorunlu olmadığını, borçlunun hiçbir dayanak göstermeden borca itiraz edebileceğini, açılacak bir davada tüm defi ve belgeleri sunma hakkına sahip olduğunu beyanla davanın reddine, alacağın %20 si oranında inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....