Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, “ıslah harç tarihinin 20/05/2009 olduğu, bilirkişi ek raporunda ıslah tarihi 22/05/2004 olarak alınmak suretiyle davalının zaman aşımı itirazı doğrultusunda fazla çalışma ücreti ve bayram-genel tatil çalışma ücreti alacağı hesaplandığı, ıslah harç tarihi 20/05/2009 tarihi olmasına rağmen hesaplamanın 22/05/2004 tarihinden başlatılmasının 2 gün davacı aleyhine olmasına rağmen davacı tarafın bu yönde itiraz yahut temyizinin bulunmadığı” gerekçesi ile bozmaya karşı direnilmiştir....
Ancak, ıslah tarihi 23/11/2020 olup ıslaha karşı süresinde yapılan zaman aşımı def'inin bulunduğu, 23/11/2015 tarihinden önceki fazla mesai ücreti alacaklarının zaman aşımına uğradığı, davacı lehine hükmedilmesi gereken fazla mesai ücreti alacağının brüt 6.950,31+10,00 TL olmak üzere toplam brüt 6.960,31 TL olduğu anlaşıldığından, mahkemece -davacının ıslah dilekçesi doğrultusunda- ıslah zaman aşımı dikkate alınmadan brüt 7.684,80 TL fazla mesai ücreti alacağına hükmedilmesi hatalı bulunmuştur. İzah edilen nedenlerle; davalı vekilinin istinaf talebinin -ıslah zaman aşımı yönünden- kısmen kabulü ile mahkeme kararı kaldırılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davaya ve cevaba ilişkin dilekçelere, diğer davalara ilişkin safahata, --- kayıtlarına ve tüm dosya kapsamına göre olayın ----tarihinde meydana geldiği hususunda ihtilaf bulunmadığı, olayın adresi ve teminat kapsamında olup olmaması yönünden ihtilaf olduğu; zaman aşımı itirazı yönünden taraflar arasındaki ihtilafın zaman aşımı süresinin başlangıcına esas alınacak tarihin hangi tarih olması gerektiği ve zaman aşımını kesen sebep olup olmadığı noktasında toplandığı belirlenmiştir. Davacı taraf söz konusu tazminata ilişkin olan ve ---- mirasçıları tarafından açılan dava --- tarafından açılan davanın zaman aşımı süresini kestiğini ve ayrıca son ödemenin yapıldığı ----- tarihinin esas alınması gerektiğini ileri sürmüş davalı taraf ise ----- olay tarihinin esas alınması gerektiğini ve TTK. Madde 1420 düzenlemesine göre zaman aşımı süresinin geçtiğini savunarak zaman aşımı itirazında bulunmuştur. ----- tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun konuya ilişkin hükümleri: 12....
aşımı itirazı kapsamındaki süre dışlanarak fazla mesai alacağı hesaplanmış, ıslah sonrası yapılan zaman aşımı itirazı ise ilk talep miktarına göre sonuca etkili olmadığı, genel tatil alacakları için 2012 yılı Nisan ayı dahil sonrası için genel tatil tahakkuku yapılıp ödendiği anlaşılmış, zaman aşımı itirazı gözetilerek hesaplama yapıldığı, bilirkişi raporu ile yapılan hesaplama miktarları esas alınarak ve taktiren %30 oranında hakkaniyet indirimi uygulanarak davacının fazla çalışma ve genel tatil alacak miktarları belirlendiği gerekçesi ile kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine, sair taleplerin kabulüne karar verilmiştir....
Suç tarihinin temadiyi kesen 18.07.2007 azil tarihi olduğu gözetilerek yapılan incelemede, sanığa yüklenen görevi kötüye kullanma suçunun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla dava zaman aşımı süresinin 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesi gereğince 8 yıl olduğu, aynı Kanunun 67/4. maddesi uyarınca olağanüstü zaman aşımının ise 12 yıl olacağı, suç tarihi olan 18.07.2007 tarihi ile temyiz inceleme günü arasında durma süresi de nazara alındığında 12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresinin geçmiş bulunduğu, zaman aşımını kesen başkaca bir sebebin de bulunmadığı anlaşıldığından diğer yönleri incelenmeksizin hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 04.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Mayalı Hakkında kurulan hükmün incelenmesinde; Sanıkların eylemine uyan 765 sayılı TCY'nın 491/3. maddesinde tanımlanan hırsızlık suçunun aynı Yasanın 102/4. maddesine göre 5 yıllık dava zaman aşımına bağlı olup sanıkların hükümlülüğüne karar verildiği 09/05/2006 tarihinden incelemenin yapıldığı tarihe kadar zaman aşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadan bu sürenin geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanıkların savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'nm 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca sanıklar hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 15.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
aşımı süresinin dolduğu, dava konusu eylem cezayı gerektiren bir eylem olmadığından olayda uzamış ceza zaman aşımı süresinin uygulanmayacağı, davalılardan ... ve ...'...
Davalılar, davanın zaman aşımına uğradığını, dava konusu taşınmaz devrinin resmi şekilde yapıldığını, mal kaçırmanın söz konusu olmadığını, murisin ölene kadar bakımını yaptıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, zaman aşımı savunmasının yerinde olmadığı, çekişme konusu taşınmazın davalılara devrinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığı, davalıların ivazlı akitten doğan bakım borçlarını yerine getirdikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi E. S.’ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü....
nazara alındığında, dava zamanaşımının, ikinci mahkumiyet hükmünün verildiği 08.07.2015 tarihi arasında geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının 765 sayılı TCK'nın 102/4 ve 104/2. maddeleri gereğince zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 28.10.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
nun temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, 2-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükme yönelik temyiz itirazının incelenmesinde; Suça sürüklenen çocuğa yüklenen TCK'nun 142/1-b,151/1,31/2 maddelerine uyan suçların gerektirdiği ceza için TCK'nun 66/1-e maddesinde 8 yıllık zaman aşımı süresinin belirlenmesi, aynı maddenin 2. fıkrasına göre 12-15 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk için bu sürenin yarısının geçmesiyle kamu davasının düşeceğinin öngörülmesi ve TCK'nun 67/4. maddesi de gözetildiğinde 6 yıllık zaman süresinin, suçun işlendiği 08-02-2007 tarihinden, inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ......