İcra takibine konu alacak hangi zaman aşımı süresine tabi ise, icra takibinin kesinleşmesinden sonraki dönemde de aynı zaman aşımı süresi uygulanır. Bu durumda, kambiyo senedi niteliği taşımayan dayanak belgeler, bono niteliğinde olmayıp, adi havale hükmünde olduğundan takip, dayanak senetlerin tanzim tarihleri itibariyle uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’nın 146. maddesinde düzenlenen on yıllık zaman aşımına tabidir. Takipte bu sürenin dolmadığı ve dolayısıyla zaman aşımının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen zaman aşımı şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararın bozulması gerekmiştir....
gerekçesiyle imzaya ve borca itirazın süresinde olmadığından reddine karar verildiği görülmektedir....
Bu hükmün amacı, ilgilileri icra memurunun bir hakkı yerine getirmekten kaçınmasına karşı korumaktır. 2-Kamu düzenine aykırı olan işlemlere karşı da süresiz şikayet yoluna gidilebilir. Anılan ilke doktrinde benimsenmiş ve Yargıtay uygulamalarında da kabul edilmiştir. Borçlunun, üçüncü kişilerin ve kamunun menfaatini korumak için konulmuş "amir hükümlere" aykırı olarak yapılmış işlemler kamu düzenine aykırıdır. Bu işlemler için her zaman şikayet yoluna gidilebilir ......... Somut olayda alacaklı ........ vekili tarafından limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi başlatılmış, örnek 6 nolu icra emri borçlu ...'a 06.05.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlu vekilinin yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 15.12.2011 tarihinde İcra Mahkemesi'ne başvurarak diğer itiraz sebeplerinin yanı sıra limit aşımı şikayetini de ileri sürdüğü görülmektedir....
İİK 16 gereği itiraz ve şikayet yolu açık olmak üzere karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;Takibin konusu olan ilamın 2010 yılında takibe konu edildiğinden 2010 yılından itibaren 10 yıllık ilam zaman aşımı süresinin dolmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle;Takibin konusu ilamın kesinleşmesi üzerinden 15 sene geçtiğini, ilamların icrasının 10 yıllık zaman aşımı süresine bağlı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE; Uyuşmazlık, zaman aşımı nedeni ile icranın geri bırakılması talebine ilişkindir....
İstinaf Sebepleri Davacı borçlu vekili, dava dilekçesini tekrarla taleplerinin, şikayet niteliğinde olduğunu, mahkemece borca itiraz olarak vasıflandırılmasının hatalı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması ile şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; borçlunun mükerrerlik iddiasının borca itiraz niteliğinde olduğu, takibin şekline göre bu itirazın İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerektiği, başvurunun icra dairesi yerine icra mahkemesine yapılmasının fuzuli bir talep olup sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle davacı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı borçlu vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....
tarihinde, 27.05.2016 tarihli ve ... nolu tutanağa ilişkin 08/06/2016 tarihinde, 27.05.2016 tarihli ve ... nolu tutanağa ilişkin 08/06/2016 tarihinde, 26.05.2016 tarihli ... nolu tutanağa ilişkin 08/06/2016 tarihinde, davalı aleyhine borç tahakkuk yaptığı, davacının tahakkuk tarihleri itibariyle zarardan ve tazminat sorumlusundan haberdar olduğu, zaman aşımı süresinin borç tahakkuk tarihi itibariyle işlemeye başladığı, davacı iki yıllık zaman aşımı süresi dolduktan sonra 13/05/2019 tarihinde icra takibi başlattığı, herhangi bir suç oluşmadığından uzatılmış ceza zaman aşımı süresinin de uygulanamayacağı anlaşıldığından davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....
tarihinde, 27.05.2016 tarihli ve 107 nolu tutanağa ilişkin 08/06/2016 tarihinde, 27.05.2016 tarihli ve 106 nolu tutanağa ilişkin 08/06/2016 tarihinde, 26.05.2016 tarihli 105 nolu tutanağa ilişkin 08/06/2016 tarihinde, davalı aleyhine borç tahakkuk yaptığı, davacının tahakkuk tarihleri itibariyle zarardan ve tazminat sorumlusundan haberdar olduğu, zaman aşımı süresinin borç tahakkuk tarihi itibariyle işlemeye başladığı, davacı iki yıllık zaman aşımı süresi dolduktan sonra 13/05/2019 tarihinde icra takibi başlattığı, herhangi bir suç oluşmadığından uzatılmış ceza zaman aşımı süresinin de uygulanamayacağı anlaşıldığından davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....
Borçlunun takip talebinde istenen işleyecek faiz oranına itirazı da borca itiraz niteliğinde olduğundan bu maddede öngörülen zorunluluğa ve kurala tabi olup bu husustaki itirazını icra dairesine bildirmelidir. Bakiye borç hesabı işlemi sırasında uygulanan faiz oranının, takipte kesinleşen faiz oranına ve yasalara aykırılığı, ancak icra müdürlüğünce dosya hesabı yapılması halinde borçlu tarafça şikayete konu edilebilecek ve mahkemece denetlenebilecektir....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın süresinde açılmadığını zaman aşımı nedeniyle reddini talep ettiğini, ayrıca mahkemenin 2021/707 Esas sayılı dosyasında da dava açıldığını derdestlik itirazlarının olduğunu, davacının bu iddialarının görülmüş olan itirazın iptali davasında tespit edilmediğini, davanın BAM ve Yargıtay incelemesinden geçtiğini, eksiklik olsaydı görülebileceğini, davalı T3 itiraz dilekçesi tarihinden önce taraflarına vekaletname verdiğini, itiraz dilekçesiyle birlikte her iki vekaletname için de harç yatırıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir....