WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öyle ki mükerrer takip bulunması halinde davalı yanca icra hukuk mahkemesine müracaat ile şikayet yolu ile bu takibin iptalinin istenmesi gerekmektedir. Davalı, zaman aşımı def'inde bulunarak davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki temel ilişki incelendiğinde davacı ve davalı arasında otel konaklama hizmetine ilişkin sözleşme bulunduğu ihtilafsızdır. TBK'nun 147/2. m. uyarınca otel, motel, pansiyon ve tatil köyü gibi yerlerdeki konaklama bedelleri ile lokanta vb yerlerdeki yeme içme bedelleri 5 yıllık zaman aşımı süresine tabiidir. Davacı da taraflar arasındaki sözleşme uyarınca otel konaklama ücretine dayandırdığı talebini ileri sürmüştür. Taraflar arasındaki sözleşme 23.06.2014 tarihinde bağıtlanmış, İstanbul 14. İcra Müdürlüğü nezdindeki icra takibi ise 20.10.2016 tarihinde başlatılmıştır. Davacının, İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinde yargılamaya konu edilen davası ise 27.06.2018 tarihinde açılmıştır....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1386 KARAR NO : 2022/2080 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TUNCELİ İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/09/2020 NUMARASI : 2020/8 ESAS, 2020/16 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Taraflar arasında görülen icra takibinde borca itiraz davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı....

    Dava, zaman aşımına ve faize itiraza dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Zaman aşımı itirazı alacak ya da itirazın iptali davalarında defi olarak ileri sürülebilir bir itiraz olup, münhasıran menfi tespit davasına dayanak yapılamaz. Diğer yandan davacı ayrıca faiz oranına itiraz ederken TBK 88. ve 120. maddelerinin uygulanmasını talep etmiş ise de bahsi geçen maddeler 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, daha önceki tarihte doğan hukuki ilişkiler yönünden uygulanamayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 20/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      hatalı olduğunu, Davacı diğer kalemlerde zaman aşımı itirazında bulunmuş olmasına karşın fazla mesai alacağı kaleminde zaman aşımı itirazında bulunmadığını, Dava dilekçesine karşı cevap dilekçesinde böylesi bir zaman aşımı itirazı olmadığı cihetle artık bu aşamada bu konuda, fazla mesai alacağı konusunda artık zaman aşımı itirazında bulunamayacağını, yaptığı zaman aşımı itirazı dinlenemeyeceğini, Bu nedenle davalının bu aşamada yaptığı zaman aşımı itirazının da bir hükmü olmadığını ve bu itiraza göre bir hesaplama yapılmasının da kabulü mümkün olmadığını belirterek beyanda bulunmuştur....

      Daha önce HUMK'nun 187/4. maddesinde bir ilk itiraz olarak nitelenen bu husus, HMK'nun 114/1-ı maddesi hükmü ile dava şartı haline getirilmiştir. Aynı Yasanın 115.maddesi uyarınca, taraflar dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebileceği gibi, mahkemece de davanın her aşamasında kendiliğinden gözetilerek, dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir. Somut olayda, borçluların icra mahkemesine başvurusunda, şikayet ve borca itiraz nedenleri açıklanarak Manavgat 1. İcra Müdürlüğü'nün 2014/3241 E. sayılı dosyasına konu takibin şikayet yolu ile iptalinin talep edildiği, istemin, mahkemenin 2014/547 E. sırasına kaydının yapıldığı, ancak borçluların bu talepten bir gün evvel de aynı nedenlere dayalı olarak “borca itiraz” adı altında aynı takibin iptali için talepte bulundukları ve istemin, mahkemenin 2014/546 E. sırasına kaydedildiği görülmektedir. HMK.'nun 33. maddesi gereğince, başvurunun hukuki tavsifi hakime aittir....

        İlk derece mahkemesince; davanın, imzaya itiraz, yetki itirazı ve borca itiraz bakımından reddine, zaman aşımı itirazının reddine, tazminat yasal koşulları oluşmadığından davalının tazminat talebinin reddine dair karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı; davacı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....

        SAVUNMA :Karşı taraf vekili cevap dilekçesinde özetle; borca konu işlemin muhatabı T1 olup icra takibinde taraf yönü ile herhangi bir ihtilaf olmadığını, takibe konu borcun 16.09.2019 tarihinde öğrenildiği beyan edilmesine rağmen süresi içinde takibe itiraz edilmediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :İlk derece mahkemesince, şikayetin süresinde olduğu, şubenin eylemlerinden doğan alacak ve borçlara ilişkin tebligatların şubeye yapılmasında bir usulsüzlük olmadığı gibi tebliğin de usulüne uygun yapıldığı, ayrıca şikayet edenin ödeme emrinden 16.09.2019 tarihinde haberdar olduğunu beyan ettiği, ancak ödeme emrine karşı icra müdürlüğüne 25.09.2019 tarihinde 7 günlük itiraz süresi geçtikten sonra itiraz edildiği, ödeme emrine karşı süresinde itiraz da bulunulmadığı gerekçesi ile "ŞİKAYETİN REDDİNE" karar verilmiştir....

        Takip dosyasının incelenmesinde; borçluya 19/11/2015 tarihinde örnek 10 nolu ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlunun 23/11/2015 tarihinde yasal sürede icra mahkemesine başvurarak kambiyo şikayeti ile birlikte borca (ve icra dairesinin yetkisine) itiraz ettiği, yine borçlunun, -arasında fiili haciz işlemi uygulanan aracının da bulunduğu adına kayıtlı tüm araçların üzerindeki haciz ve yakalama şerhinin kaldırılması amacıyla- bakiye miktarı itiraz tarihinden sonra 29/12/2015 günü ödediği ve dosyanın aynı tarihte infazen işlemden kaldırıldığı görülmektedir. Açıkça itiraz ve şikayetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi itiraz ve şikayeti konusuz kılmaz. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir....

          nun 363.maddesinde sınırlı olarak sayılan hallerden olmamasına rağmen mahkeme tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yolunun açık tutulmayarak kesin nitelikte karar verilmesinin de doğru olmadığını, davacı borçlunun borca itiraz dilekçesinde " takipte talep edilen alacak miktarı kadar borcu bulunmadığı tespit edildiğinden...." ibaresi ile borca kısmi itiraz ettiğini, ancak borca itiraz ettiği kısmın cihet ve miktarını açık bir şekilde belirtmemiş olduğunu ve bu nedenle de bahse konu borca itirazın mahkeme tarafından geçersiz olduğuna karar verilmesi gerektiğini, icra müdürlüğünün vermiş olduğu karardan kendiliğinden dönüp yeni bir karar veremeyeceği yönündeki tespitlerin hatalı olduğunu, icra müdürlüğü kural olarak vermiş olduğu bir karardan kendiliğinden dönemez ise de verilen kararın yoruma mahal bırakmayacak bir şekilde açıkça kanun hükmüne aykırılık teşkil ettiğinin sonradan fark edilmesi durumunda söz konusu karardan şikayet süresi içerisinde dönülebilmesinin mümkün olduğunu,...

          icra dairesine bildirildiği saptanmakla bu aşamada zaman aşımı şikâyeti yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu