HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 64 ] 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 231 ] "İçtihat Metni" Sanık M... Y...'ın, kasten yaralama suçundan 765 sayılı TCY’nın 456/4, 51/1, 59, 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddeleri uyarınca 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hapis cezasının 333 YTL adli para cezasına çevrilerek, ertelenmesine ilişkin, Şarköy Asliye Ceza Mahkemesince verilen 24.01.2007 gün ve 169-19 sayılı hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 31.03.2010 gün ve 21807-5828 sayı ile onanmıştır....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının itirazlarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, zamanaşımı süresinin kesildiğini, TBK'nın 156. maddesine göre borç bir senetle ikrar edilmiş ise, yeni sürenin her zaman 10 yıl olduğunu, borç ikrarını içeren çeke dayalı takipte 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının davasının kabulüne, icranın zamanaşımı nedeniyle geri bırakılmasına karar vermiştir....
Mahkememizce öncelikle tarafların zaman aşımı itirazı ele alınmıştır. TBK 147/6 maddesi gereğince " yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında; eser sözleşmesinden doğan alacakların " ---- yıllık zaman aşımına tabi olduğu düzenlenmiştir. Dolayısıyla, davacımızın talep ettiği gecikme cezasından kaynaklanan alacağı da---yıllık zaman aşımına tabidir. Söz konusu zaman aşımının başlangıcı inşaatın teslim tarihidir. Davacı taraf, dava dilekçesinde bu tarihin ---- olduğu ve bu tarihten itibaren cezai şartın hesaplanması gerektiğini bildirmiştir. Hal böyle olunca, davacı tarafın talebi için dava zaman aşımı ---- tarihinde dolmuştur. Oysa icra takibi ----- tarihinde yapılmıştır. İcra takibine kadar zaman aşımı dolmuştur....
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 23.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kaldı ki, yönetmelikle belirlenen kuzuluk aralıklarının, geçmişteki yıllarda da zaman zaman değiştiği, örneğin 1988-1989; 1989-1990; 1999-2000 yıllarında da 3 cm olarak belirlendiği, dolayısıyla balıkçılık işi ile iştigal eden davacının, kuzuluk aralıklarının zaman içinde değişebileceğini öngöremeyeceğini kabul etmek de mümkün değildir. O halde açılan davanın bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece davadaki kira bedelinin uyarlanması konusundaki talebinin, 2009 yılı ile birlikte sonraki yılları da kapsadığı göz ardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK.’nun 370/4. maddesi gereğince, sonucu itibari ile doğru olan hükmün gerekçesinin, yukarıda açıklandığı şekliyle değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Davacının ortağı olduğu limited şirketinin prim borcu nedeniyle 6183 sayılı Yasa kapsamında gayrimenkul kaydına haciz konulmuş, icra tehtidi altında ödediği prim ve gecikme zammının zamanaşımına uğramış olması nedeniyle istirdatı istemine ilişkin olup, Mahkemece bozma ilamı sonrasında davacının itirazi kayıt koymaması ve ıttıla tarihinden itibaren 7 günlük hük düşürücü süre içinde dava açılmamış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olup, eksik borç niteliğindeki zamanaşımına uğramış borcun itirazi kayıt konulmaksızın ödenmesi nedeniyle, davanın reddine karar verilmesi yerindeyse de; dava ödeme emrinin iptali niteliğinde olmadığından, hak düşürücü süreye tabi olmayıp, gerekçenin bu yönüyle isabetsiz olduğu anlaşılmıştır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1916 KARAR NO : 2023/964 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/03/2022 NUMARASI : 2020/153 ESAS, 2022/249 KARAR DAVA KONUSU : İCRANIN GERİ BIRAKILMASI KARAR : İzmir 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/153 Esas, 2022/249 Karar sayılı dosyasında verilen davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığı kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkilinin İzmir 1....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/2546 KARAR NO : 2021/1814 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/07/2020 NUMARASI : 2019/666 ESAS, 2020/325 KARAR DAVA KONUSU : İCRANIN GERİ BIRAKILMASI KARAR : İzmir 2....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyan ve iddialarını tekrar ile son yenileme tarihinde zaman aşımının gerçekleştiğini tekrarla esasen ikinci yenileme tarihinde de zaman aşımının gerçekleştiğini, zira takip açıldıktan sonra 27/02/2019 tarihinden 29/03/2022 tarihine kadar hiçbir işlem yapılmadığını, takipsiz bırakılarak düştüğünü, hatta takibin daha öncesinde de uzun süreler takipsiz kaldığını, takipten sonra gerçekleşen zaman aşımı hususunun her zaman ileri sürülebildiğini ve süreye tabi olmadığını, bu nedenle dava konusu icra takip dosyasının son işlem tarihinde alacağın zaman aşımına uğradığının sabit olup yerel mahkeme kararının yasal olmadığını, takip dosyasında belirtilen tarihler arasında geçen yaklaşık üç buçuk yıllık sürede senetlerin zaman aşımına uğramış olup icra takibine devam edilmesinin mümkün olmadığını, gerekçeli kararda konu edilen durma sürelerinin somut olaya uymadığını beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın...
Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükme yönelik; Davalı vekili istinaf talep dilekçesinde özetle ; Davacının iş akdini haklı nedenle feshettiğini iddia etmiş olup ispat külfetinin davacı üzerinde olduğunu, alacakların ödenmediği iddiasını ispatlayamadığını, davacının yeni bir iş kuracağını ve dükkan açacağını gizlemiş olup davacı tarafından yapılan feshin haksız olduğunu, müvekkili tarafından yapılan feshin haklı olduğunu, imzalı ve itirazi kayıtsız bordrolar varken tanık anlatımlarına itibar edilerek fazla mesai alacağı hesaplanamayacağını, kök rapora davacının itirazı olmadığını, bu durumun kendileri lehine usulü kazanılmış hak oluşturduğunu, davacının fiilen çalışmadığı günler ve saatlerin yazılı deliller karşısında dikkate alınması gerektiğini, fazla mesai ve UBGT alacağı bulunmadığını, ücretlerin bankadan düzenli ve itirazi kayıtsız alınmış olup bordroların imzalı ve itirazi kayıtsız olması...