WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şikayet süresi haczin öğrenildiği 27.03.2010 tarihinden itibaren başlayacağından, borçlunun 29.04.2010 tarihli şikayeti süreden sonra olup, mahkemece istemin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir."denilmiştir. Somut olayda; Hatay İcra Müdürlüğünün 2015/31723 E. Sayılı dosyasından yapılan 124 ada 7 parsel sayılı taşınmaza ilişkin 11/12/2020 tarihli kıymet takdiri tutağında "T1 hazır . Geliş sebebi anlatıldı." "Borçlu imzadan imtina etti" ibarelerinin yazılı olduğu görülmüştür. Bu durumda borçlunun, kıymet takdirinin yapıldığı 11/12/2020 tarihinde hacizden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Şikayet süresi haczin öğrenildiği 11/12/2020 tarihinden itibaren başlayacağından, borçlunun 18/01/2021 tarihli şikayeti süresinde değildir.Dolayısıyla ilk derece mahkemesinin kararı isabetlidir....

Burada ---- tavan zaman aşımı süresi ile sınırlı olup, zarar veren eylemin işlenmesinden itibaren ---geçtikten sonra zarar ve zarar veren kişi öğrenilmiş olsa bile tazminat istemi zaman aşımı defi ile karşılaştığında red edilir....

    Ayı için düzenlendiği, borcun ait olduğu aylara göre değişik yasa maddeleri ve farklı zaman aşımı süreleri uygulanmacak olup, başlangıç tarihi yönünden de borcun ait olduğu döneme göre farklı tarihler için farklı yasal düzenlemeler bulunmaktadır. 06/07/2004 e kadar geçen dönem için prim borçları bakımından 6183 SY nın 102. Maddesi gereği zaman aşımı süresi 5 yıl olup , zaman aşımı başlangıç tarihi borcun tahakkuk ettiği tarihi takip eden yıl başından itibaren başlar. Buna göre takibin ait olduğu aylardan 2004 yılı 5.ay prim borcu 6. Ay sonuna kadar ödenecek olup, bu ay dahil bu döneme kadar geçen tüm ay borçları için zaman aşımı süresi 01/01/2003 de başlayıp 01/01/2008 de sona ermektedir. 2004 yılı 6 ve 7, 8. Ay için ise zaman aşımı süresi 10 yıl olup, başlangıcı BK 128 mad gereği borcun muacer olduğu yani ödeme gününün sonundan itibaren uygulanacak olup buna göre 2004 yılı 8. Ay primi 9....

    Zaman aşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zaman aşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır. Bu itibarla zaman aşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir. Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir....

      DAVA KONUSU : TAKİBİN TALİKİ VEYA İPTALİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil aleyhine bonoya istinaden kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatıldığını, dosyanın işlemsiz kalması neticesinde arşive kaldırıldığını, alacaklı vekili tarafından 10/07/2019 tarihli yenileme talebi sonucunda icra dosyasının 11/07/2019 tarihinde yenilendiğini, 05/02/2015 tarihi ile 11/07/2019 tarihleri arasında her hangi bir işlem yapılmadığını, 3 yıllık zaman aşımı süresinin geçtiğini belirterek zaman aşımı nedeniyle takibin durdurulmasına, icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 11/01/2021 gün, 2020/974 E. 2021/16 K. sayılı kararla; "Süre aşımı sebebiyle davanın REDDİNE" karar verilmiştir.....

      yönünden 5237 sayılı TCK’ya göre sanık lehine hükümler içeren 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık kesintili zaman aşımı süresinin suç tarihi ile karar tarihi arasında gerçekleşmiş olduğu gözetilmeden zaman aşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının CMK'nın 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE, 08.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Çünkü matrah takdiri amacıyla takdir komisyonuna sevk ile işleyen zaman aşımı yasa uyarınca durduktan sonra idare tarafından, yasal düzenlemeyle belirlenen bir yıllık süre içerisinde, vergilendirmede gerçek durumun esas olduğu ilkesinden hareketle konunun ayrıca inceleme elemanı vasıtasıyla incelenerek gerçek durumun ortaya çıkarılmasının amaçlandığında kuşku bulunmamaktadır. Hal böyle iken, takdire sevk üzerine duran zaman aşımı süresinin sona ermesinden önce düzenlenen rapordaki verilerin esas alınması suretiyle matrah takdir edilerek zaman aşımı süresi dolmadan ihbarnamelerle duyurulan cezalı vergilerin zaman aşımına uğradığından söz edilmeyeceğinden ve olayda da yukarıda yazılı Yasanın açık hükmüne göre zaman aşımı bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin kabulü Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum....

          Çünkü matrah takdiri amacıyla takdir komisyonuna sevk ile işleyen zaman aşımı yasa uyarınca durduktan sonra idare tarafından, yasal düzenlemeyle belirlenen bir yıllık süre içerisinde, vergilendirmede gerçek durumun esas olduğu ilkesinden hareketle konunun ayrıca inceleme elemanı vasıtasıyla incelenerek gerçek durumun ortaya çıkarılmasının amaçlandığında kuşku bulunmamaktadır. Hal böyle iken, takdire sevk üzerine duran zaman aşımı süresinin sona ermesinden önce düzenlenen rapordaki verilerin esas alınması suretiyle matrah takdir edilerek zaman aşımı süresi dolmadan ihbarnamelerle duyurulan cezalı vergilerin zaman aşımına uğradığından söz edilmeyeceğinden ve olayda da yukarıda yazılı Yasanın açık hükmüne göre zaman aşımı bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin kabulü Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum....

            dosya içeriğinden anlaşılması nedeniyle 765 sayılı kanuna göre sadece hırsızlık suçundan sorumlu tutulan sanıkların eyleminin 765 sayılı TCK'nın 493/1 maddesine temas ettiği ve bu maddene öngörülen cezanın 765 sayılı 102/3, 104/2 maddesine göre 10 yıllık asli 15 yıllık kesintili zaman aşımı süresine tabi olması ve zaman aşımını kesen işlemlerden olan gerek mahkumiyet kararının verildiği tarihe kadar gerekse mahkumiyet kararının verildiği tarihten inceleme tarihine kadar asli zaman aşımı süresinin dolmadığı gibi suç tarihinde inceleme tarihine kadar 15 yıllık kesintili zaman aşımı süresinin de sona ermediği, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.12.2012 tarih ve 2012/1247 esas ve 2012/1842 karar sayılı içtihada gözetilerek 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b, 143 maddeleri ile TCK'nın 116/2-4, 119/1-c maddelerinde öngörülen cezalarında 66/1-d ve 67/4 maddeleri uyarınca 15 yıllık asli, 22 yıl 6 aylık kesintili zaman aşımı süresine tabi olması nedeniyle gerek asli gerekse kesintili zaman aşışı süresinin...

              TTK'nın 661. maddesi uyarınca bonolar için üç yıllık zaman aşımı öngörülmüştür. Takipten sonrası için zaman aşımı itirazları süreye tabi olmayıp her zaman yapılabilir. Diğer yandan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 133. maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan TTK’nın 662. maddesinde “müruruzaman; dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi sebepleriyle kesilir” hükmüne yer verilmiştir. Anılan maddede dava açılması ile kastedilen, kambiyo senetleri hukukuna ilişkin bir talep dolayısıyla yetkili mahkeme nezdinde, usulüne uygun bir davanın açılmış bulunmasıdır. Örneğin senet borçlusunun açtığı senet iptal davası zaman aşımını kesmez (TTK.669 vd.md.). Keza ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir, önceki davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması vs. davaları da zaman aşımını kesici nitelikte değildir....

                UYAP Entegrasyonu