alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetçi hakkında genel zaman aşımı hükümlerinin uygulanması gerektiği, on yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kaldırılarak şikayetin reddine karar verildiği, karara karşı şikayetçi tarafından temyiz isteminde bulunulduğu görülmektedir....
Sulh Ceza Mahkemesinin 02.07.2009 tarih ve 2008/851 Esas, 2009/1013 Karar sayılı kararı 14.09.2009 tarihinde kesinleştirilmiş ise de; sanığın yokluğunda verilen kararın sanığa 31.12.2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, sanık tarafından verilen 03.01.2020 tarihli dilekçenin temyiz istemine ilişkin olduğu belirlenerek yapılan incelemede: Sanığa yüklenen suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst haddine göre, 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e, 67/3-4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zaman aşımı süresinin 02.07.2008 ile inceleme tarihi arasında olağanüstü zaman aşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenle 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve gerçekleşen zaman aşımı nedeniyle sanık hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK'nin 223/...
e isnat edilen tefecilik suçu için TCK 241/1. maddesinde öngörülen ceza üst sınırı itibarıyla 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirtilen 8 yıllık asli ve 12 yıllık ilaveli dava zaman aşımı sürelerine tabi olduğu, suç tarihi olan 01/02/2006 ile temyiz inceleme günü arasında ilaveli dava zaman aşımı süresinin gerçekleştiği anlaşıldığından hükmün 5237 sayılı TCK'nın 7/2 ve 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri de gözetilmek suretiyle CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE, Sanık ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı, konut dokunulmazlığının ihlali HÜKÜM : Beraat İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü: Sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde; Tüm dosya kapsamı ve gerekçe içeriğine göre mahkemece kabul ve takdir kılınmış beraat hükümleri usul ve kanuna uygun bulunduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz talebinin reddiyle hükümlerin ONANMASINA, Sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince; Sanığa isnat edilen konut dokunulmazlığının ihlali suçunun 5237 sayılı TCK'nın 116/1-4. maddelerinde düzenlenip, öngörülen cezaların üst sınırları itibarıyla aynı Kanunun 66/1-e. maddesinde belirtilen 8 yıllık asli dava zaman aşımı süresine tabi bulunduğu ve bozma öncesi zaman aşımı son kesen işlem olan 21.04.2011...
Bu ceza zaman aşımından faydalanacak olan sigorta şirketidir, sigorta şirketi ödeme yapmış olsaydı sigortalısına karşı açacağı rücuan tazminat davasında bu zaman aşımından faydalanabilirdi. --- zaman aşımı ve hak düşürücü süreler ----zaman aşımının sadece suç teşkil eden fiili işleyen kişi hakkında uygulanacağı hususunda öğreti ve Yargıtay arasında görüş birliği vardır. -------- fiili işleyen kişi hakkında uygulanacağı " denilmesinden elbette zaman aşımı davacıya ilave süre verilmek suretiyle bir hak bahşedeceği sebebiyle, suçun mağduruna bu imkanın sağlandığı şüphesizdir. Hal böyle olunca, geçirdiği ceza soruşturması ve ceza yargılamasında fail olan davacımızın uzamış ceza zaman aşımından bu yönden de faydalanamayacağı mahkememizce belirlenmiştir. Geriye zaman aşımı defi hakkının kötüye kullanılması kalmakta olup; zaman aşımı hakkının kötüye kullanılması hali normal zaman aşımı süreleri için geçerlidir....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zaman aşımını kesmez, zaman aşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir. Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zaman aşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Somut olayda; davalı vekili, davacının ıslah dilekçesine karşı zaman aşımı def'inde bulunmuştur. Islah tarihine göre zaman aşımına uğrayan dava konusu alacakların belirlenmesi yönünden dairemizin bozma ilamı neticesinde bilirkişiden ek rapor alınmış, ancak davacı tarafından dava dilekçesindeki talepler dikkate alınmadan bilirkişi tarafından alacaklar belirlenmiştir....
İİK'nın 82/1. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Davaya konu taşınmazın haczine ilişkin 103 davetiyesi davacı vekiline 13/07/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup, 09/02/2021 tarihinde açılan davanın süresinde olmadığı anlaşılmaktadır. Meskeniyet iddiasına ilişkin yargılamanın devamı sırasında icra müdürlüğünün 2404/2021 tarihli kararı ile dosya infazen kapatıldığından, haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. Dolayısıyla, haczin kaldırılması ile meskeniyet şikayeti ile elde edilmek istenen gaye fiilen gerçekleştiğinden ve şikayet tarihinden sonra davaya konu haciz kaldırıldığından, yargılama aşamasında davanın konusuz kaldığı açıktır. Davanın açıldığı tarih itibarı ile haciz ayakta olduğundan, HMK'nın 114. maddesi kapsamında davacının bu davayı açmakta hukuki yararının olduğu tartışmasızdır....
sürüklenen çocuğun üzerine atılı ırza geçme suçunun zaman aşımı süresi yönüyle lehe olan 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 5237 sayılı TCK'nın 103/2. maddesinde öngörülen cezanın üst sınırı itibarıyla aynı Kanunun 66/1-d, 66/2. maddelerinde belirlenen 15 yıllık asli ve ilave dava zaman aşımına tâbi bulunduğu ve duran zaman aşımı süresinde nazara alındığında suç tarihi olan 2002 yılı Eylül ayı ile inceleme günü arasında bu sürenin geçtiği anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK'nın 7/2 ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri gözetilerek hükmün 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının aynı Kanunun 322 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca zaman aşımı sebebiyle DÜŞMESİNE, 26.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Davacının zaman aşımı itirazı bulunduğundan öncelikli olarak bu konunun irdelenmesi gerekir. Dava Rekabet Kurumu'nun tespit ettiği karara dayalı haksız fiilden kaynaklanan tazminat davasıdır. TBK'nın 72. maddesine göre 2 yıllık zaman aşımı süresi zarar görenin öğrendiği tarihten itibaren başlar. Ancak 4054 Sayılı Kanun'un 16. maddesinde idari para cezası öngörülmesi nedeniyle Kabahatlar Kanunu 20. maddesindeki öngörülen zaman aşımı süresi uygulanmalı ve zaman aşımı başlangıç süresi de kurul kararının kesinleşmesinden itibaren başlatılmalıdır. Dosya incelendiğinde Rekabet Kurulu kararının henüz kesinleşmediği anlaşıldığından 2 yıllık dava zaman aşımı süresinin henüz dolmadığı açıktır. Yine dava tarihi itibarıyla 10 yıllık zaman aşımı da dolmamıştır....
Böyle bir durumda zaman aşımı; alacağın ancak dava dilekçesine konu edilen ve harçlandırılan 7500 TL’lik bölümü hakkında kesilmiş olur. Dava dilekçesinde belirtilen harca esas değer dışında kalan alacak miktarı bakımından, diğer bir ifadeyle dava dışı kalan alacak bölümü açısından yapılan ıslah tarihine kadar zaman aşımı işlemeye devam eder....