Bu itibarla, mahkemesince zaman aşımı sebebi ile davanın reddi kararı yerinde olmamıştır....
nın 146.maddesiyle aynı mahiyette olduğu ve bu madde gereğince 10 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu ve bu sürenin geçtiği, davalının gerek icra dosyasındaki itiraz dilekçesinde, gerekse mahkememiz dosyasındaki cevap dilekçesinde açıkça zaman aşımı definde bulunduğu, zaman aşımı definin süresinde olduğu belirtilerek açılan davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir....
Dava konusu ihtilafta uygulanacak zaman aşımı süresi taraflar arasında ödünç sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle TBK nun 146 maddesi gereğince 10 yıl olup davacının davalıya dava konusu bedeli 11/09/2015 tarihiyle gönderdiği sabit olduğundan dava tarihine kadar geçen sürede zaman aşımı süresi dolmamıştır. Hal böyle olunca davanın esasına girilip taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından davacının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür. HÜKÜM: Yukarıda açılanan nedenlerle: Davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK 353. maddesine göre Büyükçekmece 3....
İstinaf Sebepleri Şikayetçi borçlu vekilince, zaman aşımı süresinin 3 yıl olduğu, 28.08.2013 tarihinden 02.08.2017 tarihine kadar hiçbir işlem yapılmadığı, 3 yıllık zaman aşımı süresinin geçtiği, takip kesinleştikten sonra zaman aşımı söz konusu olup icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği, takip konusu senette düzenleme yeri bulunmadığından kambiyo senedi vasfına haiz olmadığı, kanunda yazılı olan 5 günlük süre geçmiş olsa da icra müdürünün takip talebini kabul işleminin yasaya aykırılık teşkil ettiği, genel hüküm olan süresiz şikayete tabi olduğu bildirilerek, mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiştir. C....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi SAYISI : 2017/696 Esas, 2023/470 Karar HÜKÜM : Zaman aşımı nedeniyle ret BİRLEŞEN 2014/517 E. HÜKÜM :Zaman aşımı nedeniyle ret BİRLEŞEN 2014/518 E. HÜKÜM : Zaman aşımı nedeniyle ret BİRLEŞEN 2014/519 E. HÜKÜM : 2, 4 ve 5 no.lu davalılar yönünden zaman aşımı nedeniyle ret; 1, 3, 6 ve 7 no.lu davalılar yönünden dava ret 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın eser sözleşmesine dayalı olarak iş sahibi tarafından yüklenicilere karşı açılan fazla ödenen bedelin iadesi talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 18.01.2024 tarihli ve 2024/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 6....
Davacıya ödeme emri 14.02.2008 tarihinde tebliğ edilmiş dava 21.02.2008 tarihinde 7 günlük sürede açılmışsa da davacı dava dilekçesinde zaman aşımı def'inde bulunmamıştır. Süresi geçtikten sonra 29.04.2009 tarihinde ıslah yolu ile de olsa zaman aşımı definde bulunması da mümkün değildir. Kaldı ki davalı taraf zaman aşımı def’i süresi içinde ileri sürülmediğinden muvafakatının olmadığını belirtmiştir. Bu durumda ödeme emrine karşı süresi içinde zaman aşımı def'inde bulunmayan davacıya sonradan bu hakkın ıslah yolu ile tanınması yerinde değildir. -Mahkemece işin esasına girilerek çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 31.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacıya ödeme emri 14.02.2008 tarihinde tebliğ edilmiş dava 21.02.2008 tarihinde 7 günlük sürede açılmışsa da davacı dava dilekçesinde zaman aşımı def'inde bulunmamıştır. Süresi geçtikten sonra 29.04.2009 tarihinde ıslah yolu ile de olsa zaman aşımı definde bulunması da mümkün değildir. Kaldı ki davalı taraf zaman aşımı def’i süresi içinde ileri sürülmediğinden muvafakatının olmadığını belirtmiştir. Bu durumda ödeme emrine karşı süresi içinde zaman aşımı def'inde bulunmayan davacıya sonradan bu hakkın ıslah yolu ile tanınması yerinde değildir. Mahkemece işin esasına girilerek çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 31.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
itibariyle tabi olduğu; olay tarihinde yürürlükte bulunan ve sanıklar lehine olan 765 sayılı TCK.nun 102/3 ve 104/2.maddelerinde öngörülen dava zaman aşımının gerçekleşmediği nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı ise de; suç tarihi olan 23.10.1998 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar anılan zaman aşımı süresinin gerçekleştiği anlaşıldığından, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanıklar hakkındaki kamu davasının 765 sayılı TCK.nun 102/3, 104/2 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8.maddeleri uyarınca zaman aşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE, 14.01.2014 günü oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle yaralama Hüküm : TCK’nın 89/4, 31/3, 62/1, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet Taksirle yaralama suçundan suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ilişkin hüküm, suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suça sürüklenen çocuğa isnat edilen eylem TCK'nın 89/4. maddesinde yaptırıma bağlanmış olup, anılan suçun 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e. maddesi uyarınca 8 yıllık zaman aşımına tabi olduğu, suça sürüklenen çocuğun suç tarihi itibariyle 15 yaşını doldurmuş olup 18 yaşını doldurmadığı saptandığından TCK'nın 66/2. maddesi uyarınca 1/3 oranında azaltılarak hesaplanacak zaman aşımı süresinin 7 yıl 12 ay olduğu, zaman aşımın kesen nedenlerin varlığı halinde zaman aşımı süresi yeniden işlemeye devam edecekse de, zaman aşımının durma süresi de gözetildiğinde, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e, 67/4 ve 66/2....
Mahkemece, dava dilekçesinin tebliği üzerine davalıların süresinde zaman aşımı itirazında bulundukları, zaman aşımı itirazı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalılar tarafından temyiz edildiği, diğer sebepler yanında zaman aşımı yönünden de kararın temyiz edildiği, kararın Yargıtay tarafından onandığı,karar düzeltme talebi üzerine zamanaşımı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden davalı yararına bozulduğu, ilk taksit yatırma tarihinden itibaren zamanaşımı süresinin başladığı ve dava tarihi itibariyle de 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....