Ceza Dairesinin 03.02.2014 tarihli ve 2013/23474 Esas, 2014/2417 sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, denetim süresi içinde dava zaman aşımının duracağı ve zaman aşımının denetim süresi içinde işlenen suçtan dolayı verilen hükümlülük kararının kesinleşmesi koşuluyla suçun işlendiği tarihte yeniden işlemeye başlayacağı, Dosya kapsamına göre; kayden 10.06.1993 doğumlu olan ve suçun işlendiği 18.07.2010 tarihinde 15-18 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında kasten yaralama suçundan eylemine uyan 5237 sayılı Kanun'un 86/1. maddesinde öngürülen cezanın miktar ve nev’i itibariyle tabi olduğu aynı Kanun’un 66/1-e, 66/2 ve 67/4. maddeleri uyarınca asli zaman aşımı süresinin 5 yıl 4 ay, olağanüstü zaman aşımı süresinin ise 7 yıl 12 ay olduğu, Suça sürüklenen çocuğun 10.02.2011 tarihinde sorgusu yapılarak zaman aşımı süresinin kesildiği, 5 yıl 4 aylık olağan zaman aşımı süresinin sorgu tarihinden...
SONUÇ: Hükmün gerekçe kısmında ve 1. bendinde yer alan, “ödeme emrinin takip konusu borçların 5 yıllık zaman aşımı süresine tabi olması, ödeme emrinin davacıya tebliğ tarihi itibariyle 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolması nedeniyle" ibaresi çıkartılarak; hükmün bu şekliyle DÜZELTEREK ONANMASINA, 18.12. 2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı şirket vekili yasal süre içindeki cevap dilekçesi ile; zaman aşımı süresinin dolduğunu , kusur oranını kabul etmediklerini , icra inkar tazminatı istenemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece "...Davalının zaman aşımı itirazı bulunmaktadır. Sigortalı İbrahim COŞKUN un 24.01.1997de iş kazası geçirdiği, iş verence kazanın 27.01.2017 tarihli yazı ekinde düzenlenmiş aynı tarihli kaza bildirim formu ile kuruma bildirildiği sabittir. Kurum 1997 olan kaza ile ilgili hiç bir işlem yapmamış, 2013 tarihinde rapor düzenlemek suretiyle olayın iş kazası olduğuna dair tespit yaparak kusur belirlemiş, ardından da bu tespitten 16 yıl önce meydana gelen kaza bakımından fatura bedelini tahsilata kalkışmıştır. Tedavi giderleri 10 yılık zaman aşımı süresine tabidir. Süre ödeme tarihinden başlar. Kurum ödemenin ne zaman yapıldığını da bilmemektedir. Daha doğru bir ifade ile ödeme yapıldığı kanıtlanmamış, belge sunulmamıştır....
TTK'nın 661. maddesi uyarınca bonolar için 3 yıllık zaman aşımı öngörülmüştür. Diğer yandan TTK'nın 662. maddesinde "müruruzaman; dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi sebepleriyle kesilir" hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun 663/2. maddesi gereğince zaman aşımı kesilince son işlem tarihinden itibaren, müddeti aynı olan yeni bir zaman aşımı işlemeye başlar. Ayrıca alacaklının yaptığı, takibin devamını sağlayıcı nitelikte her takip işlemi ile de zaman aşımı kesilir ve yeni bir süre işlemeye başlar. Somut durumda takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde alacaklı vekilince açılan 01/08/2012, 13/03/2015, 18/03/2016, 27/02/2019 ve 29/03/2022 tarihli talepler ile haciz talep edilmiştir. Söz konusu taleplerin zamanaşımını kesen işlemler niteliğinde olduğu açıktır....
Somut olayda, mahkemece ilk kararda ücretlerin geç ödenmesinden kaynaklanan cezai şart niteliğindeki %1 fazla ödemenin on yıllık zaman aşımına tabî olduğu, alacağının zaman aşımına uğramadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği, davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Daire tarafından talep konusu cezai şart niteliğindeki %1 fazla ödemenin beş yıllık zaman aşımı süresine tabî olduğu, ilk davanın kısmi dava olarak açıldığı, 03.04.2014 olan ek dava tarihine göre 03.04.2009 tarihinden önceki alacakların zaman aşımı nedeni ile reddedilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verildiği, direnme kararının gerekçesinde ise dava dilekçesinin davalıya 16.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği, 07.07.2014 tarihi itibariyle yasal süre geçtikten sonra verilen cevap dilekçesi ile zaman aşımı def'inde bulunulduğu, davaya konu alacak yönünden zaman aşımı süresinin beş yıl olduğu düşünülse bile yasal süre geçtikten sonra yapılan zaman aşımı def'inin dikkate alınamayacağı gerekçesine yer verildiği anlaşılmaktadır...
İstinaf Sebepleri Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; borçlunun takip dosyasına sunduğu dilekçe ile borcu kabul ettiğini, zaman aşımı şikayetinde bulunmasının dürüstlük kurallarıyla bağdaşmadığını, muhtelif zamanlarda takibi ilerletici taleplerde bulunulduğundan zaman aşımının söz konusu olmadığını, tasarrufun iptali davası açılmasıyla da zaman aşımı süresinin durduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması ile şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. C....
Mahkeme, zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1479 sayılı kanunun 70. maddesinin 2. fıkrası; bu kanuna dayanılarak Kurumca açılacak tazminat ve rücu davalarının 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğunu hükme bağlamıştır. Zaman aşımı başlangıcı gelirin onay tarihi olup, davalı tarafından 20.07.2002 tarihinde öldürülen sigortalının hak sahibine bağlanan 10.01.2003 onay tarihli ilk peşin aylıkların 14.08.2009 tarihli dava ile talep edilmesi karşısında, zaman aşımı süresinin dolmadığı gözetilip davanın esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde ve zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür....
Bu ceza zaman aşımından faydalanacak olan sigorta şirketidir, sigorta şirketi ödeme yapmış olsaydı sigortalısına karşı açacağı rücuan tazminat davasında bu zaman aşımından faydalanabilirdi. --- zaman aşımı ve hak düşürücü süreler ----zaman aşımının sadece suç teşkil eden fiili işleyen kişi hakkında uygulanacağı hususunda öğreti ve Yargıtay arasında görüş birliği vardır. -------- fiili işleyen kişi hakkında uygulanacağı " denilmesinden elbette zaman aşımı davacıya ilave süre verilmek suretiyle bir hak bahşedeceği sebebiyle, suçun mağduruna bu imkanın sağlandığı şüphesizdir. Hal böyle olunca, geçirdiği ceza soruşturması ve ceza yargılamasında fail olan davacımızın uzamış ceza zaman aşımından bu yönden de faydalanamayacağı mahkememizce belirlenmiştir. Geriye zaman aşımı defi hakkının kötüye kullanılması kalmakta olup; zaman aşımı hakkının kötüye kullanılması hali normal zaman aşımı süreleri için geçerlidir....
nun 513. maddesi gereğince azami 5 senelik zaman aşımı süresi geçmiş bulunduğu ve davalı vekilinin zaman aşımına yönelik itirazı da yasal süresi içerisinde olduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 3.15.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 17.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 17.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....