GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu hakkında Yenişehir İcra Müdürlüğünün 2022/53 esas sayılı takip dosyasıyla başlatılan takipte, borçlunun borca itirazı neticesinde takibin durdurulduğunu, takibe dayanak bono her ne kadar kambiyo senedi vasfını yitirmiş ise de; alacak zaman aşımına uğramamış olup alacaklının alacak hakkının devam ettiğini, borçlunun borca itirazının yerinde olmadığını, takip konusu senet borçluyla Sefa Sezer arasında düzenlenmiş olup daha sonra ciro yoluyla müvekkiline geçtiğini, borçlu senetteki imzasına itiraz etmeyerek söz konusu borcu ve imzasını ikrar ettiğini, geçerli bir ödeme belgesi sunmadığını belirterek, itirazını kaldırılarak takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kabulüne dair karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı; davalı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....
İcra Müdürlüğü’nün 2015/402 Esas sayılı dosyasından çıkarılan örnek 7 ödeme emrinin 22/01/2015 günü tebliğ edildiği, borçlunun 04/02/2015 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunduğu, icra müdürlüğünce itirazın süresinde yapılmadığı gerekçesiyle reddedildiği görülmektedir. Alacaklı tarafça başlatılan ilamsız takipte borçlu yetki itirazında bulunmuş, dosya yetkili icra dairesine gönderilmiştir. Yetkili icra dairesinden borçluya gönderilen ödeme emri borçluya yeniden itiraz hakkı verir. Borçlunun yetkisiz icra dairesinde yaptığı borca itiraz, yetkili icra dairesinde başlatılan takip yönünden hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağından, mahkemenin, ... İcra Müdürlüğü'ne yapılan 04/08/2014 tarihli itirazdan bahisle, bu tarihten itibaren yetkili icra dairesinde başlatılan takibin durdurulmasına ilişkin kararı isabetsizdir....
Karar gerekçesinden de anlaşılacağı üzere bu yetki ve borca itiraz ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 15/07/2015 tarihinden yasal 5 günlük süre geçtikten sonra 21/07/2015 tarihinde yapılmış olup, itirazın incelenmesi sırasında ödeme emrinin iptal edilmiş olması süresinde olmayan itirazı süresinde yapılmış hale getirmez. O halde geçerli bir ödeme emri kalmadığına göre itirazın reddi gerekirdi. Borçlunun ancak yeni bir ödeme emrinin tebliğinden sonra yeniden imza ve borca itiraz etme hakkı saklıdır. Mahkeme kararının bu gerekçelerle bozulması yerine onanması yönündeki Dairemiz sayın çoğunluğunun görüşüne katılamıyorum. 01/03/2017...
tarihinde kesinlen zaman aşımının yeniden işlemeye başladığını ve 22/02/2022 tarihine kadar devam ettiğini, bu süreçte şirket yada şahıs adına herhangi bir icrai işlem yapılmadığını üç yıllık zaman aşımı dolduğundan zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre davacı aleyhine çek alacağından dolayı 16.01.2013 tarihinde kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, 27.08.2019 tarihinde ödeme emrinin davacıya tebliğ edildiği, 02.09.2019 tarihinde davacının zaman aşımı itirazında bulunduğu davacının zaman aşımı itirazı İİK 169/a maddesi kapsamında takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin itiraz niteliğinde olup bu nedenle İİK 169/a-5 maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verileceğinden, ilk derece mahkemesince takibin durdurulmasına yönelik verilen kararın yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Ödeme emri davacı borçluya 22/01/2020 tarihinde tebliğ olunmuş kabul edildiğinden davacı icra mahkemesine yapması gereken şikayeti ve borca itirazı 04/08/2020 tarihinde 7 günlük şikayet ve itiraz süresi geçtikten sonra yaptığından mahkemece süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde hukuka aykırı yön bulunmamaktadır....
İlk derece Mahkemesi; alacaklı tarafından 20/01/2020 tarihinde kira sözleşmesine dayalı örnek no:13 takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçluya 27/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun 10/02/2021 tarihinde icra müdürlüğüne müracaat ederek borca itiraz talebinde bulunduğu, icra müdürlüğü tarafından İİK 62. maddesinde belirtilen sürede borca itiraz edilmediğinden borca itiraz talebinin reddine, takibin devamına karar verildiği, alacaklının takip talebinde bildirdiği adresin borçlunun bilinen adresi olduğu, davacı/borçlunun kira sözleşmesinde yer alan "Atatürk Mahallesi Fahri Korutürk Cad. Yeşim Sokak Akın Sitesi Nalan Apt no:10/1 Küçükçekmece/İstanbul" adresine çıkarılan ödeme emrine ilişkin ilk tebligatın iade olduğu, sonrasında muhatabın bilinen adresi "Kuloğlu Mah. Ağa Hamamı Sok....
İlk derece mahkemesi kararında özetle: Alacaklı davalı tarafından davacı borçlu aleyhine girişilen kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte ödeme emrinin davacıya 01/07/2021 tarihinde tebliğ üzerine borçlunun mahkemeye başvurarak borca itiraz niteliğindeki iddialarını ileri sürdüğü anlaşıldığı, İİK'nun 168/5. maddesi hükmü gereği kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takiplerde borçlunun yetkiye, imzaya ve borca itirazlarını beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerektiği, bu sürenin hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği, borçluya gönderilen ödeme emrinin 01/07/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 09/07/2021 tarihinde mahkemeye başvurarak borca itiraz niteliğindeki iddialarını ileri sürdüğü ve açıkça ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürmediği, bu itibarla davanın ödeme emrinin tebliğinden itibaren işleyen yasal 5 günlük süresinde ileri sürülmediği anlaşıldığından süre aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerektiği anlaşılmıştır...
maddede yazılan zaman aşımı süresi dolduktan sonra meydana çıkarılan vergi hatalarının düzeltilemeyeceği, 114. maddesinde ise, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zaman aşımına uğrayacağı,hükme bağlanmıştır. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 124. madesinde yer alan "Vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra, yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanlar şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebilirler." Hükmüne dayanılarak 5 yıllık süre içinde yapılan düzeltme istemi reddolunan yükümlüler,şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına başvurma hakkına sahiptir....
Ayrıca, yukarıda belirlenen şekilde zaman aşımı itirazı değerlendirildikten sonra, zaman aşımı itirazının yerinde bulunmaması halinde, davacı tarafından tahakkuku yapılan miktarın hangi dönemlere ait olduğu, tahakkuka dayanak tüm bilgi ve belgelerin celbi ile davacı kurumun suyu kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği ve bunun da ancak davalı için gecikme zammı ve faizden indirim sağlayacağı, davalının, dava konusu asıl borçtan ( ana tüketim bedelinden) her halükarda sorumlu olduğu göz önünde bulundurularak, aboneliğini iptal ettirmeyen davalının, abonelik üzerinden tüketilen su bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilerek davacı kurumun, davacıdan isteyebileceği fatura bedelinin duraksamasız belirlenmesi için dosyanın yeniden önceki bilirkişiye tevdi ile tahakkuk tarihi itibarı ile yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre hesaplamayı içerir, denetime elverişli ek rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir....