Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bağlı kredi sözleşmesi 6502 sayılı TKHK'nın 30- (1) maddesinde; "Bağlı kredi sözleşmesi; tüketici kredisinin münhasıran belirli bir malın veya hizmetin tedarikine ilişkin bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu iki sözleşmenin objektif açıdan ekonomik birlik oluşturduğu sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. Davacı ile davalı banka arasında, Ön Ödemeli Konut Finansmanı Sistemi Kredi sözleşmesi ile Ön Ödemeli Konut Finansmanı Sistemi Kredisi sözleşme öncesi bilgi formu imzalanmıştır. Bilgi formunun, sözleşmeden dönme hakkına ilişkin 10. maddesinde sözleşmeden dönme ile bilgilendirme yapılmış, 10.3. maddesinde; "konut bedelinin bir kısmının bağlı kredi ile karşılanması durumunda, tüketicinin sözleşmeden dönme hakkını kullandığına ilişkin bilgi, satıcı tarafından ilgili konut finansmanı kuruluşuna derhal bildirilir" hükmü yer almaktadır. Kredi sözleşmesinin 29. maddesinde ise; kredi ile satın alınacak taşınmaz bilgileri sözleşmeye yazılmış, taşınmaz belirli hale getirilmiştir....

(TMK m.706, BK m.213, TBK. md 237, T.Kanunu m.26 Noterlik Kanunu m.60) ve 6502 sayılı TKHK'nun 41. Maddesi gereğince sözleşmenin geçerliliği için resmi şekle riayet zorunludur. Geçersiz sözleşme yok hükmündedir. Geçersiz sözleşmenin feshi veya geçersiz sözleşmeden dönmek mümkün değildir. Geçersiz sözleşme nedeniyle uygulanması gereken sebepsiz zenginleşme hükümleri olup taraflar ancak geçersiz sözleşme kapsamında verdiklerini talep edebilirler. Sözleşmenin feshi ve sözleşmeden dönme ise; B.K.'nun 125. ve 126. Maddelerinde düzenlenmiş olup; sözleşmenin feshi ve sözleşmeden dönme hükümlerinin uygulanabilmesi kanunun aradığı şekle uygun geçerli bir sözleşmenin kurulmuş olması gereklidir. Bu hükümler borçlunun temerrütü halinde alacaklının haklarına ilişkin düzenlemeler içermektedir. Sözleşmenin geçersizliği ile şekle aykırılığın ileri sürülememesi halininde birbirine karıştırılmaması gerekir....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki İstirdat ve menfi tespit istemine ilişkin davada Ankara 25. Asliye Hukuk ve 8. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, konut alımı nedeniyle düzenlenen kambiyo senetlerine dayalı istirdat ve menfi tespit isteminden kaynaklanmaktadır. Ankara 25.Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın mutlak ticari davalardan olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Ticaret Mahkemesi de, süresinde yapılmış bir iş bölümü itirazı bulunmadığından söz ederek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Müstakil ticaret mahkemesi bulunan yerlerdeki ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki görev değil iş bölümü ilişkisidir....

    Noterliği'nin 15.04.2015tarih ve 05441 yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve İnşaat Yapım Sözleşmesi imzalandığı, müvekkil şirketin yükümlülüklerini yerine getirmediği belirterek, davaya konu bağımsız bölüm tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuda tesciline, şimdilik ceza-i şart olarak 5.447,00TL ve gecikmeden kaynaklı tüm zararlariçin 26.000,00TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ; bu talebin mümkün olmaması halinde sözleşmeden dönme hakkı esas alınarak toplamda 114.522,12TL'nin ve dava süresince Kuveyt Türk'e ödenecek bedellerin ve şimdilik 1.000,00TL menfi zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talep edilmiş olduğunu, Davalı Müvekkili Şirket'e İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 22.09.2016 tarih ve 2016/4135 D....

    Taraflar arasında; edimin ayıplı ifa edildiği, davacı tarafından sözleşmeden dönüldüğü ve davalının edimin bedelini davacıya iade ettiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki temel ihtilaf; edimin ayıplı ifası nedeniyle davacının menfi zarara uğrayıp uğramadığı ve uğramış ise zarar miktarının ne olduğu hususlarındadır. TBK'nın 112. Maddesinde; "Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür. " düzenlemesine yer verilmiştir. Sözleşmeden dönme hakkının kullanılması durumunda alıcının TBK'nın 229 Maddesi gereği genel hükümlere göre isteyebileceği tazminat TBK'nın 112. Maddesinde düzenlenen menfi zararın tazminidir. Menfi zarar, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi yani ayıplı ifa edilmesi nedeniyle alıcının uğradığı zarardır....

      Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Mahkemece davacının başka bir sözleşme yapma fırsatını kaçırmış olması nedeniyle menfi zararının 3.103,00-TL olduğu gerekçesiyle davacının menfi zarar talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; 4077 sayılı Kanunda sözleşmeden dönme halinde tüketiciye tanınan seçimlik haklar içerisinde menfi zarar (kaçırılan fırsatlar) mevcut değildir. Kanunda tüketicinin seçimlik hakları sınırlı olarak sayılmıştır....

        İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, TBK'nun 227. Maddesi uyarınca gizli ayıbı olan çekicilerden dolayı sözleşmeden dönme ve ödediği bedelin tahsili talebiyle menfi zararlarının tahsili talebidir. Davacı alıcı olarak davalı da satıcı olarak taraflar arasında -- adet çekici niteliğinde araç satışı konusunda anlaşma sağlandığı, her biri için --- çekici için ---- bedel karşılığında satış akdinin gerçekleştiği, henüz garanti kapsamındayken sık sık arızalanması nedeniyle yalılan tespit raporları neticesinde her üç çekici aracında gizli ayıplı olduğu gerekçesi ile TBK'nun 227. Maddede belirtilen alıcının seçimlik hakları içerisinde sayılan sözleşmeden dönme ve ödenen bedelin tahsili talebidir. Satın alınan araçlardan--- plakalı araç için--- esas sayılı dosyası ile ------- sayılı dosyası ile tespit raporu alındığı ve alınan her üç tespit dosyası ile de dava konusu edilen çekicilerin gizli ayıplı olduğu şeklinde rapor sunulduğu tespit edilmiştir....

          Mahkemece kararın dairemizin bozma ilamında belirtilen ''..Bedel iadesi sözleşmeden dönmenin, geç teslim nedeniyle kira ve diğer tazminatları istemekte ifanın devamını istemenin sonuçlarından biridir. Hal böyle olunca çelişkili olan dava dilekçesi açıklattırılarak davacının müteahhit ile yaptığı sözleşmeden dönüp dönmediği sorulmalı, sözleşmeden dönme hakkını kullandığı takdirde kullandırılan kredi miktarı tespit edilerek bu bedelle sınırlı olarak bankanın sorumlu olduğu kabul edilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir..'' gerekçesiyle bozulması sonrası bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve davacı tarafa sözleşmeden dönüp dönmediği hususu sorulmuş, davacı vekili beyanında; '' biz davadışı müteahhit ile yaptığımız sözleşmeden dönmüyoruz. Davadışı müteahhit inşaatı yarım bırakarak kaçması sebebi ile meydana gelen bilirkişi raporu ile hesaplanan zararlarımızı istiyoruz. Davamızın kabulünü talep ederiz.'' demiştir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, menfi tespit ve istirdat isteminden ibarettir. Tarafların koyun sağım sistemi ve ekipmanlarının satışının gerçekleştirilmesi amacıyla 14/03/2015 tarihli sözleşmeyi imzaladıkları, sözleşme kapsamındaki sistemin davacıya teslim edildiği, davacının sözleşme bedeline istinaden davalıya 3 ayrı bono verdiği, ayrıca 30/03/2015 tarihinde 20.000,00 TL tutarında nakit ödeme yaptığı ve davacının sözleşmeye konu malların ayıplı olduğu iddiasıyla eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır....

              Önödemeli konut satış sözleşmesinden dönme hakkı 6502 s.TKHK.nun 45.m.sinde:" (1) (Değişik: 2/1/2017- KHK-684/8 md.; Aynen kabul: 1/2/2018- 7074/8 md.) Ön ödemeli konut satışında sözleşme tarihinden itibaren yirmidört aya kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. Sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcı; konutun satışı veya satış vaadi sözleşmesi nedeniyle oluşan vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar ile sözleşme tarihinden itibaren ilk üç ay için sözleşme bedelinin yüzde ikisine, üç ila altı ay arası için yüzde dördüne, altı ila oniki ay arası için yüzde altısına ve oniki ila yirmidört ay arası için de yüzde sekizine kadar tazminatın ödenmesini isteyebilir. (2) Satıcı, yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmezse tüketiciden herhangi bir bedel talep edemez....

              UYAP Entegrasyonu