San. ve Tic. Şti. vs. arasındaki davadan dolayı Gaziantep 1. Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 19.03.2007 gün ve 2005/136-2007/96 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava yükleniciden bağımsız bölüm satın alan davacı tarafından davalı yüklenici şirket ile bu şirketin yetkilileri aleyhine satış sözleşmesine dayalı olarak açılmış olup davada akdin feshi, istirdat ve menfi zarar isteminde bulunulmuştur. Yanlar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın belirlenen bu niteliğine göre kararın temyizen incelenmesi görevi Dairemize ait olmayıp Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesinin görev alanında kalmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 29.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece verilen menfi tespit ve istirdat taleplerinin kabulüne ilişkin kararı dairemizce hakdüşürücü sürenin geçip geçmediği hususunun değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yerolmadığına karar verilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak son ödeme tarihi olan 9.10.2009 tarihinden dava tarihi olan 17.2011 tarihine kadar 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği ve hernekadar hem menfi tespit hem de istirdat talebinde bulunmuş ise de alınan bilirkişi raporu ile de ortaya çıktığı üzere, davalının haksız uyguladığı faiz oranı dikkate alınarak hesaplama yapıldığında davacının takip nedeniyle borcu kalmayıp yaptığı ödemelerden de 4.072 TL fazla ödemesi olduğu anlaşılarak, davacının menfi tespit davasının da istirdat davasına dönüştüğü kanaatiyle hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir....
Mahkemece, asıl davanın, taraflar arasındaki sözleşme ile belirlenen işin davalı tarafça ayıplı olarak yapılması nedeniyle doğan zararların tazmini, sözleşmeden dönme nedeniyle ödenen bedelin iadesi ve manevi zararın tazmini, karşı davanın ise bakiye alacağın tahsili talebi olduğu, davacı tarafça davalının yaptığı işin gizli ayıplı olduğu, davalının ayıplı ifası nedeniyle başkaca işlerin zarar gördüğü ve onarılması için yapılan masrafların ödenmesi talep edildiği, alınan bilirkişi raporları ve davalının cevap dilekçesinin içeriği dikkate alındığında, davalı tarafça davacının peşinatı geç ödemesinden kaynaklı olarak sözleşmeye göre kullanılması gereken malzemenin kalan süre içerisinde ayarlanması mümkün olmadığından, sözleşmede belirlenmeyen ve davalının elinde bulunan hazır malzemeler ile imalatın yapıldığı ve yağan yağmur nedeniyle su akıntısına neden olduğu, davacının talebinin sözleşme nedeniyle ödenen peşinatın iadesini de kapsadığından sözleşmeden dönme iradesini ortaya koyduğu, sözleşmeden...
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ayıp iddialarının doğru olmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunu gerektirecek şekilde bir ayıbın söz konusu olmadığını, tüketicinin seçimlik haklarını kullanma şartlarının somut olayda meydana gelmediğini, tüketicinin ücretsiz onarım yönündeki talebinin müvekkili şirket tarafından karşılandığını, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yıpranma payının da düşülmediğini, bilirkişi raporunun karar vermeye elverişli olmadığını belirterek, istinaf istemlerinin kabulü ile kararın kaldırılmasına ve davanın tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, ayıp iddiası nedeniyle 6502 sayılı Yasa'nın 11. Maddesindeki seçimlik haklar doğrultusunda sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine ilişkindir....
, müvekkili şirketin, tüketicinin Korunması Hakkindaki Kanun'a dayanarak sözleşmeden dönme ----- kullandığını ve başka bir ------ geçtiğini, işletmecinin ------ müzakere etmeden, tek taraflı olarak ------ sözleşmesi, taahhütname veya kampanyalara koyduğu ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde, dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde abone aleyhine dengesizliğe neden olan hükümleri geçersiz olduğunu, müvekkilinin alamadığı eksik aldığı hizmet sebebiyle sözleşmeden cayina hakkını kullanması en doğal hakkı olduğunu, müvekkilinin kendisine yasa ile tanınana sözleşmeden dönme/cayma hakkını kullandığını, müvekkiline yasa ile tanınan bu hakkı kullanması sebebiyle ceza kesilmesi mümkün olmadığını, müvekkili şirket aleyhine başlatılmış olan takip konusu borca, borç için işletilen % 23'lük faize ve tüm ferilerine açıkça itiraz ettiklerini, takip alacaklısına borçlu olmayan müvekkilimin mağduriyetine sebep verilmemesi için istirdat taleplerinin kabulü ile, müvekkili aleyhinde...
, müvekkili şirketin, tüketicinin Korunması Hakkindaki Kanun'a dayanarak sözleşmeden dönme ----- kullandığını ve başka bir ------ geçtiğini, işletmecinin ------ müzakere etmeden, tek taraflı olarak ------ sözleşmesi, taahhütname veya kampanyalara koyduğu ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde, dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde abone aleyhine dengesizliğe neden olan hükümleri geçersiz olduğunu, müvekkilinin alamadığı eksik aldığı hizmet sebebiyle sözleşmeden cayina hakkını kullanması en doğal hakkı olduğunu, müvekkilinin kendisine yasa ile tanınana sözleşmeden dönme/cayma hakkını kullandığını, müvekkiline yasa ile tanınan bu hakkı kullanması sebebiyle ceza kesilmesi mümkün olmadığını, müvekkili şirket aleyhine başlatılmış olan takip konusu borca, borç için işletilen % 23'lük faize ve tüm ferilerine açıkça itiraz ettiklerini, takip alacaklısına borçlu olmayan müvekkilimin mağduriyetine sebep verilmemesi için istirdat taleplerinin kabulü ile, müvekkili aleyhinde...
den 21/07/2016 tarihinde bağlı kredi kullandığı, davacının davalı şirkete toplam 170.000,00 TL ve diğer davalı bankaya toplam 64.439,84 TL ödeme yaptığı, davalının sözleşme ile üstlendiği edimini yerine getirmediği, anahtar teslim tarihi olarak belirlenen tarihte taşınmazı davacıya teslim borcunu yerine getirmediği gibi davalının, sözleşme kapsamında tahsil ettiği bedeller ile davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiği, bu nedenle davacının sözleşmeden dönme ve ödediği paranın iadesini istemekte haklı olduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile; davacı ile davalı banka arasında imzalanan 14/10/2016 tarihli Konut Finansmanı Sözleşmesi nedeniyle davacının davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafından yapılan toplam ödeme miktarı 233.453,28 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Müvekkilinin davacı ile diğer davalı arasındaki daire satışı sözleşmesinin tarafı olmadığını ve inşaatın süresinde bitirilmemesi ile bir ilgisinin bulunmadığını bu nedenle davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığından reddi gerektiğini, Ön Ödemeli Konut Satış Yönetmeliğinin 8 ve 9'ncu maddelerinde düzenlenen sözleşmeden cayma ve sözleşmeden dönme hakkı ile TKHK 45'nci maddesinde düzenlenen sözleşmeden dönme hakkını süresinde kullanmayan davacının davasının ön şart yokluğundan reddi gerektiğini, davacının sözleşmeden cayma ve dönme hakkını kullanmadan dava açtığından dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, dava dilekçesinin şekil şartlarına uygun olmadığını, davaya bakmaya tüketici mahkemesinin değil Asliye Ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, müvekkili bankanın hukuka aykırı herhangi bir davranışı olmadığını, davacının bankadan kaynaklanan herhangi bir zararının da olmadığını dolayısı ile uygun illiyet bağının da bulunmadığını...
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davacı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ........ile davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, iş bedeli olarak verilen çekler nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti, ayıplı imalâtlar ve ayıplı imalâtlar nedeniyle oluşan zararın ve cezai şartın davalı yükleniciden tahsili istemlerine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. ......
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır.------ raporu özetle, Davacı tarafa ait defter ve kayıtların incelenmesine ilişkin ----- raporunda; davacının ticari defter kayıtlarına------alacağı bulunduğu; ------- yayımlanan 7251 sayılı kanunun 23. maddesi ile değişik 600 sayılı HMK'nın 222. maddesinin 3. fıkrasının uyarınca ticari defterlerini sunmayan davalı tacirin karşı taraf alacağının varlığını kabul etmiş sayılacağı takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu; Sonuç ve kanaatine varmıştır. İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, ödemesi yapılmamış 2 adet çek hakkında İİK 72. maddeye dayalı ve icra takibinden önce açılmış olan MENFİ TESPİT ve ----- çek hakkında istirdat davasıdır. Sonuç olarak dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. ----- muhatap -----müzekkere cevabında ..------ tanımlı ------ bedelli çek ----- ortamında ibraz edilmiş olup dava dışında farklı bir kişi tarafından ibraz edildiği için ödendiğinin bildirildiği görülmüştür....