Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı yüklenici ... arasında ....04.1997 tarihinde düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca müvekkiline ait dairelerin sözleşme tarihinden itibaren ... yıl içinde teslimi gerekirken teslim edilmediğin, ruhsatsız ve kaçak yapılan binanın yasal hale getirilme olanağı bulunmadığını, diğer davalıların yükleniciden bağımsız bölüm satın aldıklarını ileri sürerek, sözleşmenin geriye etkili feshi ile davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptaline ve davalıların müdahalelerinin men'ine, sözleşmeyle belirlenen ....000 TL gecikme kirasının davalı yükleniciden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı yüklenici dışındaki davalıların vekilleri ayrı ayrı, müvekkillerinin dairelerin yükleniciden değil, arsa malikinden bedelini ödeyerek satın aldıklarını savunarak, davanın reddini istemişlerdir....

    -TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 13.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ......

      Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteminin reddine; 125.000 Euro ile 2.480 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyen faiziyle birlikte davalı yükleniciden alınmasına, elatmanın önlenmesi isteminin kabulüne, ecrimisil isteminin reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar-karşı davalılar vekili temyiz etmiştir. Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm satın alan davacının tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek ise tazminat; karşı dava elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan bağımsız bölüm yüklenici tarafından temlik ettiği kişi dışında üçüncü bir kişiye tapudan devredilebilir. Tapu kaydını devralan üçüncü kişinin hukuki durumunun TMK’nun 1023 ve 1024.maddeler gereği değerlendirilmesi gerekir....

        Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile “tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde; olayın özelliğine...

          Davacı davasında; davalı kooperatif ile davalı şirket arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, yükleniciye ait olması gereken 1 nolu bağımsız bölümü 04.09.2003 tarihli sözleşme ile kaba inşaat seviyesinde iken yükleniciden 130.000,00 TL bedelle satın aldığını, bedelin tamamını ödediğini, ancak kendisine tapuda devir işleminin yapılmadığını belirterek 1131 ada, 1 sayılı parseldeki 1 nolu bağımsız bölümün davalı kooperatif adına olan tapu kaydının iptâli ile kendi adına tesciline karar verilmesini talep talep etmiştir....

            Somut olayda; mahkemece davacının ödemiş olduğu 56,500 TL'nin davalı yükleniciden tahsiline karar verilmiş ise de davacı akidi olan yükleniciden Borçlar Kanunu’nun 96. maddesine dayanarak ademi ifa sebebiyle tazminat isteyebilir. Buradaki borcun nedeni, borçlunun (yüklenicinin) taahhüdünü ihlal etmesidir. Borçlunun taahhüdü, genellikle bir akte dayandığından buna “akdi tazminat”, borçlunun sorumluluğuna da “akdi sorumluluk” denilmektedir. Borçlar Kanunun 96. maddesi gereğince ödenmesi gereken tazminat ise alacaklının müspet zararıdır. Müspet zarardan da, borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne vaziyette bulunacak idi ise, bu vaziyetle mamelekin hali hazır vaziyeti arasındaki fark anlaşılmalıdır. Hal böyle olunca, davacı 21.10.2010 tarihli adi yazılı satış sözleşmesine göre dava konusu 15 numaralı bağımsız bölümü yükleniciden 100.000 TL bedele satın almış, satış bedelinin 56.500 TL’lik kısmını ödemiştir....

              Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile “tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde; olayın özelliğine...

                Somut olayda davacılar ile yüklenici kooperatif arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı, yüklenicinin edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmenin geriye etkili feshine karar verildiği ve bu kararın ........2013 tarihinde kesinleştiği, davalı ...’ın taşınmazı ........2009 tarihinde tamamlanma aşamasında yükleniciden devralan dördüncü kişiden tapuda satın aldığı, davacıların ... bu davayı taşınmazın satın alınmasından beş yıl sonra açtıkları sabittir. Yargılamanın tüm aşamalarında davalı iyi niyetli olarak ve tapuya güvenerek ... nolu bağımsız bölümü satın aldığını beyan etmiştir. Davacı taraf, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini tapuya şerh ettirmeden, tapuyu yükleniciye devretmiş, yüklenici kooperatif ... nolu bağımsız bölümü sattıktan ve birkaç el değişiminden sonra davalı satın almıştır. Yukarıda da açıkladığımız gibi, üçüncü kişinin (somut olayda dördüncü kişi)iyi niyeti asıldır....

                  Dava, davalılar arasındaki arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca davalı yükleniciye bırakılan bağımsız bölümün yükleniciden satın alındığı iddiasıyla tescili istemine ilişkindir. İddia şekline göre; davacının konut olan bu yeri oturmak amacıyla satın aldığı anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması hakkındaki yasada değişiklik yapan 4822 sayılı yasanın 3/c maddesi ile “konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alınmıştır. Aynı yasanın 23. maddesi uyarınca tüketicinin korunması hakkındaki yasa uygulamasından kaynaklanan her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerekir....

                    - K A R A R - Davacılar vekili, davalı arsa sahipleri ile dahili davalı yüklenici şirket arasında 02.02.1993 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davacıların sözleşmeye uygun şekilde ve bedeli mukabilinde davalı yükleniciden bağımsız bölüm satın alarak yükleniciye halef olan üçüncü kişiler olduklarını, sözleşmeye göre tapuda %40 hissenin ferağının inşaatın karkasının bitmesi şartına bağlandığını, ancak bu şartın gerçekleşmesine rağmen ferağın verilmediğini ileri sürerek davalıların taşınmaz üzerindeki hissesinin %40'ının davacıların satın aldıkları bağımsız bölümlerin arsa paylarının %40'ına isabet eden kısım için iptali ile davacıların hisseleri oranında tapuya tescilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri, davanın reddini istemişlerdir....

                      UYAP Entegrasyonu