Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Dava, yükleniciden haricen satın alınan bağımsız bölümün tapu kaydının iptâli ve tescili, mümkün olmadığı taktirde taşınmaz için ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.Davacı vekili 03.07.2013 tarihli dilekçesi ile; davacının 22.09.2007 tarihli sözleşmeyle davalı yüklenici şirketten 5102 ada, 3 numaralı parselde yapılacak olan inşaatta 6. normal kat kuzey-doğu-batı cepheli 1 adet 170 metre karelik bağımsız bölümü 55.000 Euro sabit bedel ile konut amaçlı satın aldığını ve satış bedelini ödediğini, ancak 05.02.2010 tarihli ikinci bir satış vaadi sözleşmesi imzalamak zorunda bırakıldığını ve bu sözleşmede 81.000 Euro bedel belirlendiğini, satış bedeli ödendiğinden söz konusu bağımsız bölümün devrine hak kazandığını ileri sürerek satın aldığı 6. kattaki konuta tekabül eden arsa payının tespitiyle tapunun iptaline ve tesciline, mümkün olmazsa şimdilik 10.000,00 TL’nin faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ......

    ile sözleşme imzalayarak yükleniciye düşen bağımsız bölümlerden 2. kat 3 numaralı daireyi satın aldığını ve 12.750,00 TL bedeli ödediğini, yüklenici ... Ltd....

      Somut olayda; mahkemece davacının ödemiş olduğu 56,500 TL'nin davalı yükleniciden tahsiline karar verilmiş ise de davacı akidi olan yükleniciden Borçlar Kanunu’nun 96. maddesine dayanarak ademi ifa sebebiyle tazminat isteyebilir. Buradaki borcun nedeni, borçlunun (yüklenicinin) taahhüdünü ihlal etmesidir. Borçlunun taahhüdü, genellikle bir akte dayandığından buna “akdi tazminat”, borçlunun sorumluluğuna da “akdi sorumluluk” denilmektedir. Borçlar Kanunun 96. maddesi gereğince ödenmesi gereken tazminat ise alacaklının müspet zararıdır. Müspet zarardan da, borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne vaziyette bulunacak idi ise, bu vaziyetle mamelekin hali hazır vaziyeti arasındaki fark anlaşılmalıdır. Hal böyle olunca, davacı 21.10.2010 tarihli adi yazılı satış sözleşmesine göre dava konusu 15 numaralı bağımsız bölümü yükleniciden 100.000 TL bedele satın almış, satış bedelinin 56.500 TL’lik kısmını ödemiştir....

        Ancak; Davacı, tescil talebinin reddi halinde ikinci kademedeki istek olarak bağımsız bölümün güncelleştirilmiş değeri ile 28 numaralı bağımsız bolümde yaptığı iyileştirme giderlerinin tahsilini de istemiştir. Borçlar Kanunu'nun 96. maddesi hükmünce akitten kısmen veya tamamen istifade edemeyen kusursuz taraf, diğer taraftan uğradığı zararların tazminini isteyebilir. O yüzden davacının akidi olan yükleniciden isteminin parasal tutan ve nedenleri açıklattırılmalı, delilleri istenip toplanarak talep hakkında bunun sonucuna uygun bir hüküm kurulmalıdır. Diğer taraftan, davacı 28 numaralı bağımsız bölümü yükleniciden kaba inşaat halinde satın aldığını, iyileştirme giderleri yaptığını iddia ederek arsa sahibi davalılardan da iyileştirme giderlerinin tahsilini talep etmiştir. Borçlar Kanunu'nun 410 ve devamı maddeleri hükmünce iş sahibinin menfaatine vekalet olmaksızın tasarrufta bulunan kimsenin de böyle bir istemde bulunması olanaklıdır....

          yapma işini üstlenmekte, arsa maliki ise inşa edilecek binadaki bir kısım bağımsız bölümlerin mülkiyetini yükleniciye devretmeyi vaat etmektedir.Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2, 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile “tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız...

            Dava, davalılar arasındaki arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca davalı yükleniciye bırakılan bağımsız bölümün yükleniciden satın alındığı iddiasıyla tescili istemine ilişkindir. İddia şekline göre; davacının konut olan bu yeri oturmak amacıyla satın aldığı anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması hakkındaki yasada değişiklik yapan 4822 sayılı yasanın 3/c maddesi ile “konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alınmıştır. Aynı yasanın 23. maddesi uyarınca tüketicinin korunması hakkındaki yasa uygulamasından kaynaklanan her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerekir....

              Dava, yükleniciden bağımsız bölüm satın alanlar ile arsa sahiplerinden satın alanların açmış oldukları eksik ve ayıplı işler bedelinin tahsili istemiyle açılmış, mahkemece davanın kabulüne dair verilen hükmün temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 23....

                "İçtihat Metni"Mahkemesi:Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl davada, arsa sahibinden bağımsız bölüm satın alanlar ve arsa sahibi, yükleniciye karşı tazminat istemiyle dava açmış, birleşen tüketici mahkemesi sıfatıyla açılan davada ise başkaca bağımsız bölüm malikleri yine yükleniciye karşı tazminat davası açmış, davalar birleştirilerek Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla görülüp sonuçlandırılmıştır.Tüketici Mahkemesine dava açıldığı tarih itibariyle yükleniciye karşı hatalı imalât sebebiyle imalâtçının sorumluluğuna dayanılarak dava açılmış olup asıl davada ise tüketici sıfatı bulunmayan arsa maliki ve yine arsa malikinden satın alanlar yükleniciye karşı tazminat davası açmışlardır....

                  Davalı ... vekili, bağımsız bölümünü yükleniciden satın almadığını, tapu kaydına güvenerek dava dışı ...dan satın aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı ..., daireyi satın aldığı tarihte tapuda herhangi bir şerh olmadığını ve iyiniyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı ..., bağımsız bölümü toprak sahiplerinden satın aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, bağımsız bölümün toprak sahipleri tarafından müvekkiline satıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; arsa sahibi davacılar ile yüklenici davalı şirket arasındaki sözleşmede davalı ...'in kefil olduğu, 15.01.2008 tarihli ek protokol ile inşaatın teslim süresinin 30.04.2009 olarak kararlaştırıldığı, davanın ise 19.11.2008 tarihinde açıldığı, dava tarihi itibariyle davalı yüklenicinin temerrüde düşmediği gerekçesiyle, davanın reddine karara verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir....

                    Aynı davada, arsa sahipleri de davacı konumunda iseler ve satın alanların bu istemlerine karşı çıkmıyorlarsa, sözleşmedeki hakların devredildiği kabul edilir. Somut olayda, arsa sahiplerinden bağımsız bölüm satın alanların hangi arsa sahibinden satın aldıkları araştırılmamıştır. Bu şekilde dava açan satın alan kişiler, davada taraf olan arsa sahipleri dışındaki arsa paydaşlarından bağımsız bölüm satın almışlarsa, sözleşmedeki hakların devredildiğine ilişkin bir belge de dosyaya sunulmadığından, bu kişiler yönünden davalı yüklenici ile akdî ilişkileri bulunmadığı dikkate alınarak, isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, bu konuda herhangi bir araştırma yapılmaksızın bu kişiler yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. 3-Dava konusu yapılan eksik işlerin tamamı ortak yerlere ilişkindir. Bu durumda dava açan kişilerin eksik işlerin giderilme bedelini isteme hakları varsa, ancak kendi payları oranında istemde bulunabilirler....

                      UYAP Entegrasyonu