a devir ettiği için kooperatif üyeliğinin sona erdiğinin iddia edildiğini, davacıya devredilen daireler ve dava konusu 9 villanın davacı tarafından önce gerçekleştirilen imalatlara ilişkin olduğunu, söz konusu bu hususun kooperatif yönetim kurulu ve genel kurulları ile onaylandığını bu nedenle cevap ihtarında davalı kooperatifin sadece daireleri konu alarak villalara ilişkin herhangi bir cevap vermemesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle davacının 9 villa ile ilgili kooperatif üyeliği konusunda herhangi bir tereddüt bulunmadığını ancak davalı kooperatifin davacının haklarını kullanmasına engel teşkil eden işlemleri sebebiyle davacının 7,8,9,10,11,12,13,14 ve 15 numaralı yer alan villalar ile ilgili davalı kooperatife üye olduğunun tespitine ve söz konusu üyelikler ile ilgili üyelik bedeli ödemekle yükümlü olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
, gereğine göre Genel Müdürlüğün veya vakfın yönetim organının yazılı düşüncesini alarak vakfın dağılması ve tasfiye kurulu oluşumu istemini karara bağlayıp dağılma kararını sicile tescil edeceği, sona eren vakfın kişiliğinin, ehliyeti tasfiye amacıyla sınırlı olmak üzere tasfiye sırasında da devam edeceği hüküm altına alınmıştır....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda davacının, el çektirme kararının verildiği 14.07.2021 tarihinde Şube Yönetim Kurulu yedek üyesi olup anılan tarihte davalı Sendika Ana Tüzüğü'nün 31 inci maddesi kapsamında Şube Yönetim Kurulu üyeleri arasında olan davacının 6356 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesinden yararlanmasına engel bir durum bulunmadığı, davacının 6356 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesinde düzenlenen işyeri sendika temsilciliğinin güvencesi hükümlerinden faydalanması gerektiği, davalı vekilinin, davacının sendika üyeliğinin sona ermesi sebebi ile yedek yönetim kurulu üyeliği sıfatının da kendiliğinden sona ereceği ve davacının açılan davada hukuki yararının bulunmadığı noktasındaki istinaf itirazının yerinde bulunmadığı, öte yandan davacı tayin ile başka bir işkolunda olan bir işyerine gönderildiğinden işkolu değişikliği nedeniyle üyeliğinin düştüğünü öğrendiği, davacının üyeliğinin bu işlemler yapılmasaydı devam etmesi...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı; davalı kooperatifin 2002 yılı genel kurul toplantısının 20.04.2003 tarihinde yapıldığını, kooperatifin 2003, 2004, 2005, 2006, 2007, 2008, 2009 yılları yıllık genel kurul toplantılarının yapılmadığını, 27.04.2003 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına ait hazirun cetvelinin 6. sırasında yer aldığını, bu tarihten sonra istifa ettiğine dair bir dilekçesinin olmadığını, kooperatiften istifa ettiğine dair de istifasının kabul edildiğine dair yönetim kurulu ve genel kurul kararı olmadığını ileri sürerek, üyeliğin tespitini talep ve dava etmiştir....
Ancak aidat yükümlülüğü bulunan bir kooperatifte ortağın uzun süre kooperatife uğramaması ve aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmemesi halinde üyeliğinin sona erdiğini ortağın zımnen kabul ettiği, diğer anlatımla üyelik haklarından zımnen vazgeçtiğini benimsediği, eylemli olarak ortaklıktan çıkma iradesini yansıttığı ve böyle bir davacının açtığı davanın TMK'nun 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralına aykırı düştüğü ilke olarak kabul edilmelidir. Mahkemenin 2009/11 değişik iş sayılı dosyasında, davacının 15.11.2002 tarihinde kooperatif üyeliğinin terkin edildiği, 18.04.2002 tarihli genel kurula katıldığı, 2004 yılına ait genel kurula ise katılmadığı tespit edilmiş ve tespit raporu davacı vekiline 28.04.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir. Tespit dosyasında, ihraca ilişkin yönetim kurulu kararı da bulunmaktadır. Dava ise 13.12.2010 tarihinde açılmıştır....
Davalı vekili, dava dışı ... ile kooperatif arasında yapılan sözleşmeyle 30.03.2005 tarihinde doğrama işi karşılığında üç üyelik verildiğini, ancak hiçbir iş yapılmadığı için 03.04.2006’da sözleşmenin feshi ve yönetim kurulu kararı ile bu kişinin üyeliklerinin sona erdirildiğini, bu nedenle davalıların üye olmadıklarını savunmuştur. Mahkemece, davacıların kooperatif kayıtlarında adlarına rastlanmadığı ve devralınan üyeliklerin sona erdiği gerekçesiyle, davanın reddine karar vermiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de davalı kooperatif ile davacıların üyeliği devraldıklarını ileri sürdükleri dava dışı ... arasındaki sözleşme ilişkisi ile kooperatif üyeliği ilişkisi birbirinden farklı ilişkilerdir. Dava dışı ...’nın başlangıçta kooperatif üyesi olduğu davalı kooperatifin kabulündedir....
Mahkemece, ortaklığa kabul edilen davacının yönetim kurulu kararı ile ortaklık sıfatını kazandığı, bu sıfatı kazanmasından sonra ortaklığını sona erdirmek için kooperatif ortaklığından ihraç prosedürünün gerçekleştirilmesi gerektiği gerekçesiyle kooperatif üyesi olduğunun tespitine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 13.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
dağılması ve tasfiye kurulu oluşumu istemini karara bağlayıp dağılma kararını sicile tescil edeceği, sona eren vakfın kişiliğinin, ehliyeti tasfiye amacıyla sınırlı olmak üzere tasfiye sırasında da devam edeceği hüküm altına alınmıştır....
Bu yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde; Mahkemece, davacının sorumlu olacağı prim borçlarının kapsamı belirlenirken, primlerin ait olduğu ayın sonunda tahakkuk edeceği göz önünde tutularak, buna göre davacının yönetim kurulu üyeliğinin hangi tarih itibariyle sona erdiği ve bu kapsamda davacının yönetim kurulu üyeliğinin davaya konu dönemde devam edip etmediği ilgili ticaret sicili kayıtları getirtilmek suretiyle belirlenmeli, ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. 2-Davaya konu ödeme emirleri içeriklerinden 2015/14209 sayılı ödeme emirinin içeriğinin idari para cezası olduğu görülmekle, bu ödeme emiri bakımından davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 140. maddesi olup gerek anılan maddede, gerekse 5510 sayılı Kanun'un 102. maddesinde, işverenin kanunla düzenlenen yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde idari para cezası ile sorumlu olacağı düzenlenmiştir....
İnşaat A.Ş. nin 2006-2007 yılı genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyesi seçilerek belge altına imzasının atıldığını, imzaların sahte olduğunu ileri sürerek, davacının yönetim kurulu üyeliğinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının istifa etmek ve sahte evrakları tanzim edenler aleyhine dava açmak yerine huzurdaki davayı açmakta korunmaya değer hukuki menfaatinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....