Maddesinde yönetim kurulu üyelerinden birinin iflasına karar verilmesi durumunda bu kişinin üyeliğinin , herhangi bir işleme gerek olmaksızın kendiliğinden sona ereceği emredici nitelikte düzenlenmiştir. Kanun düzenlenmesinde yönetim kurulu üyeliğinin sona ermesi için başkaca herhangi bir işleme gerek duyulmaksızın, iflas kararının verilmesi yeterli görülerek, kararın kesinleşmesi aranmamıştır. Bu nedenle Ankara ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 01.07.2015 Tarih ... E. ve ... K. sayılı iflas kararı, müflislerin TTK uyarınca yönetim kurulu üyeliği görevlerini ve temsil yetkilerini de kendiliğinden sona erdirip, üyelerin artık bu görevi ifa etmelerine engel olduğundan, ... ve ...'ın davalı şirketteki yönetim kurulu üyelikleri de 01.07.2015 tarihi itibariyle sona ermiş olduğunun kabulü gerekmektedir. Dolayısıyla ... ve ...'...
- K A R A R - Davacı vekili; davacının kooperatife borcunun olduğunu, müvekkilinin kefil olduğu bir kredinin 4. taksidin ödenmemiş olması nedeniyle takibe düştüğünü, 19.12.2014 tarihli yönetim kurulu kararı ile üyeliğinin düştüğünü, yönetim kurulu üyeliğinin düşmesini müteakip 22.12.2014 tarihinde... İcra Müdürlüğü'nün 2014/132 esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, anasözleşme gereğince borcun zamanında ödenmemesi nedeniyle üyeliğinin düşürülmesine karar verildiğini, ancak bu borcundan dolayı kendisine bir ödeme emri, ihtar ve tebligat gelmediğini, tarafına yapılan bir icra işleminin bulunmadığını, haksız yere mağdur edildiğini ileri sürerek, yönetim kurulunun hakkında verilen kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....
ın hisse ve üyeliğini devretmesi nedeniyle kooperatif üyeliğinin düştüğü gibi, yöneticilik sıfatının da sona erdiğini, bu nedenle tasarruflarının ve altına imzasını attığı tüm kararların hukuken yok hükmünde olduğunu, 20.06.2009 tarihinde yapılan genel kuruldan müvekkil ve diğer üyelerin haberdar olamadıklarını, 17.07.2009 tarihli ve 28 nolu kararının da olağanüstü toplantı şartları oluşmadan yapıldığını, ...'nın yönetim kurulu üyesi olmadığını, yine kararda yönetim kurulu üyesi olarak adı geçen...'nın da usulüne uygun yetkilendirilmiş yönetim kurulu üyesi olmadığını, müvekkiline hisse devirlerinin bizzat kooperatif yönetim kurulu başkanı... tarafından yapıldığını, hisse devirleri yapılırken tapu alınıncaya kadar kooperatif giderlerinin ...'...
ın hisse ve üyeliğini devretmesi nedeniyle kooperatif üyeliğinin düştüğü gibi, yöneticilik sıfatının da sona erdiğini, bu nedenle tasarruflarının ve altına imzasını attığı tüm kararların hukuken yok hükmünde olduğunu, 20.06.2009 tarihinde yapılan genel kuruldan müvekkil ve diğer üyelerin haberdar olamadıklarını, 17.07.2009 tarihli ve 28 nolu kararının da olağanüstü toplantı şartları oluşmadan yapıldığını, ...'nın yönetim kurulu olmadığını, yine kararda yönetim kurulu üyesi olarak adı geçen ...'nın da usulüne uygun yetkilendirilmiş yönetim kurulu üyesi olmadığını, müvekkiline hisse devirlerinin bizzat kooperatif yönetim kurulu başkanı ... tarafından yapıldığını, hisse devirleri yapılırken tapu alınıncaya kadar kooperatif giderlerinin ...'...
DAVA : Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti DAVA TARİHİ : ... KARAR TARİHİ :... Birleşen Dosya Bilgileri : ... DAVACI : ... VEKİLİ : Av. ... DAVALI : ... DAVA : Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti DAVA TARİHİ : ... KARAR YAZIM TARİHİ : 04/04/2022 Mahkememize açılan Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti davasının yapılan yargılaması sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Kayseri Ticaret sicil Müdürlüğünde 22391 sicil numarası ile kayıtlı S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi'nin Yönetim Kurulu Üyeliğinden ... tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan karar ile istifa ettiğini ve söz konusu kararın Kayseri ... Noterliğinin ... tarih ... yevmiye sayısı ile onaylatıldığını, bu istifanın kooperatifin yetkili temsilcileri tarafından yasal süresinde Kayseri Ticaret Sicil Memurluğuna tescil ettirilmediğini ve halen kooperatif yöneticisi olarak sicil kayıtlarında yer aldığını öğrenen müvekkilinin ......
kendiliğinden sona erer:..5.Olağan genel kurul toplantısının iki defa üst üstü yapılamaması, her ilgili Sulh Hakiminden derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitini isteyebilir." hükmü yer aldığını, T3 hakkında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 87.mddesinin 5.fikrası uyarınca derneğin kendiliğinden sona erdiğinin yasal olarak da tespiti için talepte bulunduklarını, T3nin Medeni Kanun hükümlerine göre kendiliğinden sona erdiğinin tespit edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı üzerine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Maddesinde " Olağan Genel Kurul 3 yıldır bir Haziran ayı içerisinde yönetim kurulunca belirlenecek gün yer ve saatte toplanır." hükmü bulunduğu halde derneğin son olağan genel kurul toplantısını 06/01/2013 tarihinde yaptığıNI ve 2016/2019 yılları Ocak ayı içerisinde yasal sorumluluğunu yerine getirmeyerek olağan genel kurullarını yapmadığının anlaşıldığını, Derneğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 87/5 maddesinde belirtilen olağan genel kurul toplantısının iki defa üst üste yapılmaması T8 kendiliğinden sona erdiğinin tespiti davasının açılması gerektiğini belirterek derneğin MK'nun 87. maddesi gereğince kendiliğinden sona erdiğinin tespitine ve Dernekler Yönetmeliğinin 89.maddesi gereğince derneğin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı T7 duruşmada "Derneğin kuruluş tarihini hatırlamıyorum kurulalı yaklaşık 20 25 yıl oldu, ben yönetim kurulunda asil üyeyim....
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu vakfın kendiğinden sona erdiğinin tespiti ile sicilden silinmesine, malvarlığı bulunmadığından tasfiyeye ilişkin karar tesisine yer olmadığına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de gereği yerine getirilmemiştir. Yargıtay'ın bozma kararlarına karşı direnme hakkı yasalarımıza göre mahkemeye verilmiş olup, mahkemece bozmaya uyulduktan sonra gereklerinin yerine getirilmesi ve bozma ilamında yazılı hususları karşılayacak şekilde araştırma ve inceleme yapılması zorunludur. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, mahkemece kendiğinden sona erdiğinin tespiti ile sicilden silinmesine karar verildiği, tasfiye kurulu ile malvarlığının devri hususlarında ise malvarlığı bulunmadığı gerekçesi ile hüküm kurulmadığı, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakıldığı gibi davacı lehine vekalet ücreti de takdir edilmediği anlaşılmaktadır....
Noterliğinin 30/07/2002 tarih, 6380 yevmiye nolu ile tasdik ettirilmiş, 2002 yılında kullanılan Yönetim Kurulu Karar Defterinde yapılan incelemede, 21/05/2003 tarihinde 47 nolu yönetim kurulu kararında 21/04/2003 tarihli Nevzat Yılmaz'ın verdiği dilekçe ile bu kişinin üye olmasına karar verildiği, dava dışı Ayhan Üzüm'ün üyelik hakkının Nevzat Yılmaz'a devir edilerek davacı Ayhan Üzüm'ün davalı kooperatifte üyeliğinin 21/05/2003 tarihi itibariyle kalmadığı yönünde Yönetim Kurulu kararı alındığı, Yalova 2. Noterliğinin 02 Nisan 1994 tarih, 6043 yevmiye ile tasdiklenen üye pay defterinin 36....
a devredildiği, ancak bu kararda yönetim kurulu üyelerinin imzası bulunmadığı, bu nedenle davacının üyeliğinin devrine ilişkin kararın varlığından söz edilemeyeceğini, bundan dolayı davacının halen kooperatif üyesi olduğu, yalnızca davacının genel kurul toplantılarına çağırılmamasının toplantılarda alınan kararların butlanını yada iptalini gerektirmediği, butlan sebeplerinin oluşmadığı, çağrıda usulsüzlüğün tek başına genel kurullarda alınan kararların iptali için yeterli olmadığı, davacının genel kurulda alınan kararların yasa, anasözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu ispatlayamadığını, davanın 1 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, davalı ...'ın 2005 yılından itibaren davalı kooperatifin ortağı gibi hareket ettiği ve hatta yönetim kurulu üyeliğine seçildiği, bu haliyle davalı ...'...