Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İsmet Sayhan tarafından düzenlenen 16/11/2017 tarihli bilirkişi heyeti kök ve 05.11.2018 tarihli ek raporda özetle; bir üyenin ölmesi halinde, diğer üyenin bir karar alması mümkün olmayıp, alacağı kararların, toplantı ve karar yetersayısı olmaması sebebiyle kurucu unsurları bulunmadığından yok hükmünde olacağı düşüncesiyle; dava konusu boşalan üyeliğe yeni üye atanması ve genel kurul toplantısı yapılmasına dair kararların da yok hükmünde olduğu; yok hükmündeki yönetim kurulu kararı ile toplanan genel kurulun da, kurucu unsurlarından birisi eksik olması sebebiyle yok hükmünde olduğunun kabulü gerekeceği; toplantı yapılmasına ilişkin karar dışında, yönetim kurulu tarafından yapılan çağrı da yok hükmünde olacağından, bu bakımdan da genel kurul toplantısı kurucu unsurlarından birisi eksik olarak toplanmış ve bu sebeple yok hükmünde olacağı; hazirun cetvelinde, terekeye dahil olmuş payların ayrıca gösterilip, maliklerinin elbirliği şeklinde belirlenmesi gerekirken, sanki taksim yapılmış gibi...

kararının iptaline karar verildiği, bu kez de hükmün Dairemizin 14.06.2013 tarih ve 2013/1631 esas, 2013/4092 karar sayılı ilamıyla mahkemece tüm genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun kabulüne karar verilmesi gerekirken sadece ihraca ilişkin 5. maddenin iptaline karar verilmesi doğru olmadığından bahisle bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada asıl dava yönünden açılan ve davalı Kooperatifin davacıların ihracına ilişkin yönetim kurulu kararının iptaline dair verilen kararın bozma konusu yapılmadığı gerekçesiyle, yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalı kooperatifin genel kurul toplantısını ilan ettiği günde yapılmamasının yasanın amir hükmüne aykırı olduğu gerekçesiyle, birleşen dosya kapsamında açılan davanın kabulü ile genel kurulda alınan kararlarının yok hükmünde olduğuna dair verilen karar Dairemizin 2014/8119 esas, 2015/2386 karar sayılı ilamı ile 09.04.2015 tarihinde onanmıştır....

    Etap Toplu Yapı Yönetimi Temsilciler Kurulunun yönetim planı değişikliğine ilişkin kararının iptali istenilmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile, 27/05/2008 tarihli Halkalı Toplu Konutları 1. Etap Toplu Yapı Yönetimi Temsilciler Kurulu Kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ile kararın iptaline karar verilmiş, davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi'nce istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, davalılar vekilleri kararı temyiz etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, asansörlerle ilgili yönetim kurulu kararının iptali ve muarazının giderilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde yönetim kurulunu oluşturan davalıların anataşınmazdaki asansörlerin 01 Kasım-30 Nisan tarihleri arasında çalıştırılmaması için karar alıp uygulamaya koydukları, sürekli olarak bağımsız bölümde oturan davacının bu durumdan mağdur olduğu ileri sürülüp yönetim kurulunun 02.08.2009 tarihli kararının 7 nolu bendinin yok hükmünde olduğunun tespiti ve asansörlerin çalıştırılması konusunda ortaya çıkan uyuşmazlığın giderilmesi istenilmiş, mahkemece yönetim kurulu kararlarına karşı dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

        Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatiften peşin ödeme suretiyle satın aldığı daireler nedeniyle üye yapıldığını, ancak aidat borcu kaldığından bahisle ihtarname keşide edilip sonuçta 14.10.2009 tarihli yönetim kurulu kararı ile üyelikten çıkarıldığını ileri sürerek, ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, davayı kabul etmediklerini, davacının tek ödemeli üyelik iddiasının gerçeği yansıtmadığını, bu konuda eski yöneticilerce düzenlenmiş olan belgelerin geçersiz ve yok hükmünde olduğunu, davacının aidat borcu ve işlemiş faiz borcu bulunduğunu savunarak, menfi tespit davasının reddine karar verilmesini istemiştir. Birleşen davada davalı vekili, davacının kooperatife olan borcunu gönderilen ihtarlara rağmen ödemediğini, bu nedenle hakkında ihraç kararı alındığını, alınan kararın yasa ve ana sözleşme hükümlerine uygun olduğunun savunarak, davanın reddini istemiştir....

          A.Ş. aleyhine aaçılan davada 17/11/2011 tarihli genel kurul ile alınan kararların ve aynı tarihli ...’in genel müdür seçilmesine ilişkin 2011/04 sayılı yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespiti isteminde bulunulduğu, mahkemece, söz konusu genel kurulun çağrısız yapıldığı, ancak davacının bu toplantıya katılmamış olduğu, dolayısıyla çağrısız genel kurul koşullarının mevcut olmadığı, dolayısıyla genel kurulda alınan kararların yok hükmünde olduğu, buna bağlı olarak söz konusu genel kurulda yönetim kurulu üyesi olarak seçilen yabancı uyruklu şahıslar tarafından alınan yönetim kurulu kararının da yok hükmünde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek 17/09/2015 tarihinde kesinleştiği görülmüştür....

            tedbiren ivedilikle kayyum atanması taleplerinin bulunduğunu belirterek, şirketin usulsüz yapılan genel kurullarının ve alınan genel kurul kararlarının yok hükmünde sayılması ya da iptaline, şirketin yönetim kurulu kararlarının yok hükmünde sayılması ya da iptaline, davalı şirkete dava sonuna kadar tedbiren kayyım atanmasına ve dava sonunda şirket idaresinin kayyum heyetine tevdiine karar verilmesini talep etmiştir....

            ın kendisini yönetim kurulu üyesi yapmak amacıyla kullanıldığı oyun, sahteliği raporlanan devir beyanına dayanması sebebiyle yok hükmünde olduğunu belirterek mahkemenin ara kararının kaldırılmasına kayyum atanmasına ilişkin taleple ilgili olarak karar verilinceye kadar tedbiren, şirket taşınmazlarının geri dönülemez şekilde elden çıkarılmasının önüne geçilmesi amacıyla devir, temlik ve ayni sınırlandırmalara engel olacak şekilde tedbir kararı verilmesini, Şirket'in içinde bulunduğu büyük tehlikenin bertaraf edilebilmesi amacıyla derhal şirkete kayyum atanmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Talep, yönetim kurulu seçimine ilişkin genel kurul kararının yoklukla veya butlanla malul olduğunun tespiti istemi ile açılan davada TTK m.449 uyarınca genel kurul kararının icrasının geri bırakılması ve organ yokluğu sebebiyle yönetim kurulu göreve başlayıncaya kadar davalı şirkete tedbiren kayyım atanması istemine ilişkindir....

              Maddesi gereği yönetim kurulu üyesi olarak atanmasına karar verilmiştir. Davacı tarafından 18.07.2014 tarihli genel kurulda alınan kararların butlanı veya iptali istemiyle Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde 2014/909 Esas sayılı dava, ayrıca 22.01.2016 tarihli geçici yönetim kurulu üyesi atama işlemi için de Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde 2016/140 Esas sayılı söz konusu yönetim kurulu kararının butlanı istemiyle dava açılmıştır. Uyuşmazlık davalı anonim şirketin yönetim kurulu kararının yok hükmünde olup olmadığı, 22.01.2016 tarihli yönetim kurulu kararı ile şirkete TTK'nın 363....

              İlk derece mahkemesince yok hükmünde olduğu dava edilen yönetim kurulu kararı açısından ileriye etkili işlemlere dayanak teşkil edeceğinden bahisle davacıların hukuki yararı olduğu kabul edilmişse de, anılan 11/08/2011 tarihli yönetim kurulunun yetkilendirme kararına binaen davalı ...'in yaptığı 18/11/2011 tarihli devir temlik işlemlerine dayalı tazminat ve men'i müdahale talepleri açısından işlem tarihinde pay sahibi olmadıklarından aktif husumeti bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilerek çelişki yaratılmıştır. davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvuruları yerinde değildir. Hal böyleyken, davanın sadece tazminat ve men'i müdahale davalarından değil yönetim kurulu kararının butlanı davası yönünden de aktif husumet ehliyeti açısından reddi gerekirken yazılı şekilde yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                UYAP Entegrasyonu