Genel kurul ibra kararı ile yönetim kurulu üyelerini ilgili dönemdeki faaliyetleri sebebi ile sorumlu tutmayacağını açıklamaktadır. TTK md. 436/2 uyarınca şirket yönetim kurulu üyeleri ile yönetimde görevli imza yetkisine haiz kişiler yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamazlar ve yönetim kurulu üyeleri kendi ibra oylamalarında oy kullanamayacakları gibi diğer yönetim kurulu üyelerinin ibrasında da oy kullanamazlar. Öte yandan ibra oylamasında oy hakkından yoksun kişilerin oy kullanması tek başına alınan kararların iptali sonucunu doğurmaz. Kararın geçersiz kılınması için TTK md. 436/2 aykırı olarak kullanılan oyların kararın sonucunu etkilemiş olması gerekir....
Hükmün temyiz incelemesi üzerine Dairece, seçilen yönetim kurulunun sayı ve arsa payı çoğunluğu sağlanmadan usul ve yasaya uygun olarak seçilmediği anlaşılmakla; 18.07.2010 tarihli toplantının yönetim kurulu seçimine ilişkin 1 ve 2. maddelerin iptaline karar verilmesinde ve sair talepler yönünden ret kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir. Dava; kat malikleri genel kurulunun iptali, bu genel kurul toplantısıyla seçilen yönetim kurulu seçiminin iptali ile yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar tedbiren siteye kayyım tayini edilmesi istemine ilişkindir....
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça iddia edilen hususların doğru olduğunu, davacı tarafça iptali istenen ilgili yönetim kurulu kararının sehven alındığını, davacı tarafın imzası ve bilgisi dışında yönetim kurulu kararı alınarak, davacı tarafın ortaklığına 19/09/2024 tarihinde son verildiğini, iş bu nedenle açılan davayı kabul ettiklerini beyan etmiştir. e-imza e-imza e-imza e-imza DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davalı şirketin 19/09/2024 tarihli yönetim kurulu kararının yokluk nedeniyle iptali ile davacının davalı şirketin ortağı olduğunun tespiti ve ilanı istemine ilişkindir. Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; açılan davayı kabul ettiklerini beyan etmiştir. 6100 Sayılı HMK’nun 308. maddesi gereğince, kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir....
Asıl dava, kooperatif yönetim kurulunun ihraç kararının iptali, birleşen dava ise tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece her ne kadar iki dava birleştirilerek karar verilmiş ise de, ihraç kararının iptali davası ayrı görülerek, tapu iptali ve tescil davasında işbu davanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerekirdi. Zira ihraç kararının iptali davasının sonucuna göre davacının üyelik durumu belirlenecek ve buna göre tapu iptali ve tescil davasında aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı tespit edilecektir. Ancak somut olayda, davalı vekilinin temyiz dilekçesinde, ihraç kararının iptaline ilişkin hükme yönelik her hangi bir temyiz itirazı ileri sürülmediğinden bu konudaki kararın kesinleştiği kabul edilerek, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Somut olayda, davacının peşin ve sabit ödemeli ortak olduğu çekişmesizdir....
zamanda pay sahibi olan yönetim kurulu üyelerinin kar dağıtılmaması yönündeki kararlardan etkilenmesini önleyeceği, yönetim kurulu üyesi olmayan pay sahibine nazaran kendilerini daha avantajlı konuma getireceği , bu sebeple alınan kararın objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğu anlaşıldığından iptali gerektiği sonucuna varılmıştır....
Davalı vekili, davacıların kooperatif üyesi olmalarına ilişkin 09.06.2008 tarihli yönetim kurulu kararının yasaya ve anasözleşmeye aykırı mutlak butlanla sakat, batıl bir karar olması nedeniyle 27.06.2013 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında yönetim kurulunun bu kararının geçersizliğine karar verildiğinden, davacıların ortaklık hakları bulunmadığını, Yönetim Kurulu üyelerinin davacıları ortak olarak kabul etme işleminin de muvazaalı olduğunu, dolayısıyla genel kurul kararının iptali davasında davacıların aktif husumet ehliyetleri bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Maddesine dayalı olarak davacının Yönetim Kurulu üyeliğine aday gösterildiği, şirket genel kurulunca yönetim kurulu üyesi ve genel müdür olan davacının şirketi dört buçuk yıldır zarara uğrattığından, davacının ibra edilmemesine ve hakkında yönetici sorumluluğu davası açılmasına dair karar alındığından bahisle, %20 oranndaki pay sahipleri tarafından davacının yönetim kurulu üyesi seçilmemesine, dördüncü yönetim kurulu üyesi olarak şirketin %80 sermayesine sahip pay sahipleri tarafından aday gösterilen ...'ın yönetim kurulu üyesi seçilmesine karar verildiği görülmektedir. Davalı şirket tarafından, TTK'nun 360 maddesinde ifadesini bulan ve gündemin 6 nolu ara kararına da konu edilen "haklı neden" e dayalı olarak davacının yönetim kurulu üyesi seçilmediği savunulmuştur. Davalının haklı neden olarak ileri sürdüğü, davacının ibra edilmemesine ve hakkında yönetici sorumluluğu davası açılmasına dair gündemin 6 nolu ara kararının iptali koşullarının oluştuğu az yukarıda ifade edilmiştir....
Davalılar vekilli; genel kurul toplantısının ..., 4, 5, ..., 16 nolu gündem maddelerinin iptali talebinin haklı ve hukuki hiçbir dayanağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; toplantı tutanağının 5. maddesinde görüşülen yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin oylamada, yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında, sahibi olduğu paylardan ... oy haklarını kullanmadıkları belirtilmiş ise de, üç kişiden oluşan yönetim kurulu üyelerinin sahip oldukları toplam oy sayısının 98.340 adet olduğu, ayrı ayrı oylama yapılmış olsa bile yönetim kurulu üyelerinin tamamının ...'...
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Sendikanın 13.09.2019 tarihinde yapılan Genel Kurulunda Yönetim Kurulu asil üyesi olarak genel başkan yardımcılığına seçildiğini, sonra ilk yönetim kurulu toplantısında Yönetim Kurulu kararıyla mali işlerden sorumlu olarak görevlendirildiğini, eldeki davada iptali istenen 07.09.2022 tarihli ve 3/121 No.lu Yönetim Kurulu kararı ile görevden el çektirildiğini; ancak yönetim kurulunun, davacının genel başkan yardımcılığı görevinden el çektirilmesine dair herhangi bir yetkisi/hakkı bulunmadığını, Tüzük'e göre yönetim kurulunun sadece ve sadece Tüzük'ün 20 nci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca konuyu genel disiplin kuruluna sevk etmek ya da yargıya intikal ettirmek hakkı ve yetkisi bulunduğunu, bu nedenle Yönetim Kurulunun kendisinin yetki ve görevinde olmayan bir hususta karar alarak suç işlediğini ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ......
Dava; Üyelikten ihraç kararlarının iptali ile davacının üyeliğinin tespiti ve davacının 2 hisse yönünden kooperatif üyeliğinden ihracına dair yönetim kurulunun kararının iptali ile davacının davalı kooperatifte 3 hisse ile pay sahibi olduğunun tespitine yönelik açılmış davadır....