Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

kullandığı, kooperatif ile bu sistem üzerinden yazışmalarda bulunduğu, toplantıların yapılacağına dair bilgisi olduğu gözetildiğinde toplantıya çağrı usulünde kanuna aykırılık görülmediği, 1163 sayılı Kanunun 42 nci maddesinde, genel kurulun görevleri arasında yönetim kurulu ve denetçiler kurulu üyeleriyle gerektiğinde tasfiye kurulunu seçmek ve ibra etmek olduğunun, ana sözleşmesinin 23 ncü maddesinde de, yönetim ve denetim kurulunu seçmek, ibra etmek veya sorumluluklarına karar vermek gerektiğinde bunları azletmek görevinin genel kurulun yetkisinde olduğunun düzenlendiği, buna göre anasözleşmede sadece yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarına karar vermek gerektiğinde azil yetkisinin genel kurula verildiği, oysa ki yönetim kurulu üyesinin özürsüz olarak üst üste üç toplantıda hazır bulunmaması halinde üyenin çekilmiş sayılacağı hususunun fiili bir durumun tespiti olup bu konuda genel kurulda karar alınmasına gerek olmadığı, bu durumun tespitinin yönetim kurulunca alınacak karar ile...

    Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/872 E. sayılı dosyasından yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna dair alacak davası açıldığını, bu davada davacı şirket vekiline şirketin davanın açılması ve yürütülmesi konusunda izin yada icazet verdiğine dair genel kurul kararı sunması için mahkemece süre verildiğini, davalı şirketin 14/10/2016 tarihli olağan üstü toplantısını çağrısız olarak yaptığını, çağrısız genel kurul toplantısına müvekkilinin çağrı yapılmadığı için katılamadığını, tüm pay sahipleri hazır olmadığından dava konusu genel kurulun yok hükmünde olduğunu, müvekkilinin genel kurula katılma, bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarının ortadan kaldırıldığını, alınan kararların batıl olduğunu ileri sürerek 14/10/2016 tarihli olağanüstü genel kurul yok hükmünde olduğu ve yapılmamış sayılmasına, toplantıda alınan tüm kararlarının batıl olduğunun tespiti ile iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

      Anonim Şirketi’nin % 50 pay sahibi ortağı olduğunu, davalı şirketin eski ortağı tarafından müvekkiline ait hisselerin çağrı usulüne uyulmadan ve kanuna aykırı şekilde devredildiğini, müvekkilinin şirketten ıskat edildiğini, 11/03/2020 tarihinde Tosya Asliye Hukuk Mahkemesinin ... esas sayılı dosyasıyla müvekkiline ait hisselerin ıskatız konulu yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti istemli olarak dava açtıklarını, müvekkiline ait hisselerin devredildiği .... hisselerine devrin önlenmesi amacıyla tedbir konulduğunu, davalı şirketin eski ortağı ... tarafından kendisine ait hisselerin ....’e devredilerek eski ortağın şirketten ayrıldığını, şirketin tek ortaklı hale getirildiğini, şirketin hali hazırda tek ortağı olarak görünen .... tarafından şirketin Tosya/Kastamonu’da bulunan merkezinin Bahçelievler/İstanbul adresine taşındığını, merkez nakline ilişkin 03/03/2020 tarihli kararın TTK hükümlerine aykırı olduğunu, davalı şirketin usul ve yasaya uygun yönetim kurulu bulunmamasına rağmen...

        nin üyeliğinin geçerli bir yönetim kurulu tarafından kabul edilmediğinden yönetim kurulunda nisaplar sağlanmadığını ve davacının istifasına dair sahte işlemlere dayalı bu şahsın yöneticilik görevinin tasdik kararının yerinde olmadığını, şirketin Haziran ve Ağustos aylarında yapılan genel kurullarda alınan kararların iptali ve butlanı istemi ile davacının istifasının ve bir başkasının yönetime ve üyeliğe kabulüne dair yönetim kurulu kararlarının batıl olduğuna dair açılan davalarda ve davacının güveni kötüye kullanma suçuyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan müracaatla ileri sürülen ve şirketin ortaklığının ve yönetiminin oluşumuna ilişkin hususlarda dayanılan delillere bu davada da dayanıldığını belirterek 27/09/2013 tarihli genel kurul kararlarının yoklukla malul olduğunun, geçersizliğinin tespitine, yasa, ana sözleşme ve objektif iyi niyet kurallarına aykırılığın tespiti ve iptaline karar verilmesini istemiştir....

          Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; asıl dava yönünden yönetim ve denetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin 14. maddenin oylanmasında kaç üyenin asaleten kaç üyenin vekaleten oy kullandığı hususunun açıkça tespit edilmediği, nitekim bir üyenin birden fazla vekaleten oy kullanamayacağı, dolayısıyla asaleten ve vekaleten kullanılan oylar ayrıştırılmadan 360 oydan 358'ini alarak yönetim ve denetim kurulu üyelerinin seçilmesinin kanuna açıkça aykırı olduğu, bu bağlamda 14.madde yönünden kanuna uygun seçim ve oylama yapılmadığı kabul edilerek söz konusu maddenin mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine; 7/b nolu yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ibrasının oylanmasında toplantı ve karar yeter sayısının bulunduğu, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullanmadığı dikkate alınarak bu madde yönünden davacı ...'...

            Davalı vekili, davanın ihya davası olmadığı gibi basit yargılama usulüne de tabi olmadığını, yönetim kurulu kararının ve pay devrinin usule uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacılara ait payların davalı şirketin yönetim kurulu tarafından devrine ilişkin kararın TTK'nın 391/1-c maddesince batıl olup kararın yoklukla malul olduğunun tespiti gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi’nce, mahkemenin yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

              Tedbire itiraz eden ... 08/02/2022 tarihli dilekçesinde ve özetle ; Şirket yöneticileri olarak, Şirket işlerinin hem hukuka uygun hem de şirket menfaatine olacak şekilde yürütülmesini tesis etmekle yetkili ve görevli kılındıklarını, Davalı Şirket'in 2020 yılı olağan genel kurul toplantısının yapılmasının hiçbir hukuki gerekçe bulunmaksızın durdurulmuş olmasına itiraz edilmesinin bir zorunluluk olduğunu, pay sahiplerinin menfaatinin hangi yönde olduğu yönetim kurulu üyeleri için tespiti imkânsız bir hâl aldığını, en geç Mart 2021'de tamamlanması gereken olağan genel kurulun hâlâ gerçekleştirilememiş olması da yönetim kurulunun özen ve sadakat yükümlülüğü karşısında sorunlu olduğunu, Anılan nedenlerle , şirket menfaatine karar tesis edilmesini sağlamak ve şirket yönetim kurulu üyelesi olarak şahsi yükümlülüklerimin gereğini yerine getirmek adına verilen tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir....

                Tedbire itiraz eden ... 08/02/2022 tarihli dilekçesinde ve özetle ; Şirket yöneticileri olarak, Şirket işlerinin hem hukuka uygun hem de şirket menfaatine olacak şekilde yürütülmesini tesis etmekle yetkili ve görevli kılındıklarını, Davalı Şirket'in 2020 yılı olağan genel kurul toplantısının yapılmasının hiçbir hukuki gerekçe bulunmaksızın durdurulmuş olmasına itiraz edilmesinin bir zorunluluk olduğunu, pay sahiplerinin menfaatinin hangi yönde olduğu yönetim kurulu üyeleri için tespiti imkânsız bir hâl aldığını, en geç Mart 2021'de tamamlanması gereken olağan genel kurulun hâlâ gerçekleştirilememiş olması da yönetim kurulunun özen ve sadakat yükümlülüğü karşısında sorunlu olduğunu, Anılan nedenlerle , şirket menfaatine karar tesis edilmesini sağlamak ve şirket yönetim kurulu üyelesi olarak şahsi yükümlülüklerimin gereğini yerine getirmek adına verilen tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir....

                  Tedbire itiraz eden ... 08/02/2022 tarihli dilekçesinde ve özetle ; Şirket yöneticileri olarak, Şirket işlerinin hem hukuka uygun hem de şirket menfaatine olacak şekilde yürütülmesini tesis etmekle yetkili ve görevli kılındıklarını, Davalı Şirket'in 2020 yılı olağan genel kurul toplantısının yapılmasının hiçbir hukuki gerekçe bulunmaksızın durdurulmuş olmasına itiraz edilmesinin bir zorunluluk olduğunu, pay sahiplerinin menfaatinin hangi yönde olduğu yönetim kurulu üyeleri için tespiti imkânsız bir hâl aldığını, en geç Mart 2021'de tamamlanması gereken olağan genel kurulun hâlâ gerçekleştirilememiş olması da yönetim kurulunun özen ve sadakat yükümlülüğü karşısında sorunlu olduğunu, Anılan nedenlerle , şirket menfaatine karar tesis edilmesini sağlamak ve şirket yönetim kurulu üyelesi olarak şahsi yükümlülüklerimin gereğini yerine getirmek adına verilen tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir....

                    in davalı şirketin yönetim kurulu başkanı, diğer müvekkilinin de % 50 pay sahibi olduğu, şirket ortakları arasında şirketin mal varlığı ve borçlarının fiili paylaşımının yapıldığı, müvekkillerinin haberi olmadan imzalarının taklit edilmesi suretiyle alınan 09/11/2017 tarihli genel kurulu kararı,07/09/2017 tarihli yönetim kurulu kararı ve yine 09/11/2017 tarihli yönetim kurulu kararlarının sicilde yayınladığını belirterek sahte imzalar atılarak alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespitine ve davalı şirket adına kayıtlı olan ve fiili paylaşım neticesinde müvekkillerine isabet eden İstanbul ili, Çekmeköy ilçesi ... Ada, ... nolu parselin tedbiren devrinin önlemesine olmadığı takdirde tapu kaydına "davalıdır" şerhi yazılmasına karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ...'in talebi ile ortaklığın sona erdirilmesi ve borç/alacak durumunun tespiti için işlemlere başlanıldığı, tam bir mutabakata varılmamasına rağmen Davacı ...'...

                      UYAP Entegrasyonu