Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

deki davalı şirket hisselerinin davalı şirketin önemli mal varlığı olduğunu, bu malların satışına ilişkin kararın genel kurul tarafından alınması gerektiğini, bu yetkinin genel kurulun devredilemez yetkileri arasında bulunduğunu, yönetim kurulu tarafından çıkma payı bedeli talepli fesih ve tasfiye davası açılmasına yönelik alınan kararın batıl olduğunu iddia etmiş, davalı yan ise yönetim kurulu tarafından fesih davası açılmasına yönelik alınan bir karar bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Batıl kararlar başlıklı TTK'nun 391. maddesi "Yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir....

    GEREKÇE: Dava; davalı şirketin 19/10/2021 tarihli ve 2021/12 sayılı Yönetim Kurulu Kararının batıl (kesin hükümsüz) olduğunun tespiti istemine ilişkindir....

      Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/146 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, mahkemece, yönetim kurulu kararlarıyla genel kurul kararının iptaline karar verildiğini, verilen karar sonucu yönetim kurulunun usulsüz şekilde oluşması nedeniyle, iptali istenilen genel kurul için yapılan çağrının usulsüz olduğunu, bu nedenle toplantının batıl olduğunun tespitini istemiştir. Diğer yandan, aynı nedenlerle genel kurul toplantısının 2. maddesindeki finansal tabloların görüşülmesi, 3. maddesindeki yönetim kurulunun ibrası ve 5. maddedeki denetçi seçimine ilişkin genel kurul kararının iptali istenmiştir. Davacı iddialarına dayanak olan Bakırköy 15.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/146 Esas sayılı dosyasında davacılar, yukarıda belirtilen 14.06.2012 tarihli 2012/A-1 ve A-2 sayılı kararlarının iptalini istemiştir....

      in ve genel müdür yardımcısı olan diğer müvekkillerinin genel müdür yardımcılığından uzaklaştırılmasına karar verildiğini, müvekkilleri olmaksızın toplanan yönetim kurulunun 25.06.2012 tarihli kararıyla 19.07.2012 tarihli genel kurul toplantısına çağrı için karar alınarak belirtilen toplantıda yeni yönetim kurulu üyelerinin seçildiğini, alınan kararın iptali için Bakırköy 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/146 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, mahkemece, yönetim kurulu kararlarıyla genel kurul kararının iptaline karar verildiğini, verilen karar sonucu yönetim kurulunun usulsüz şekilde oluşması nedeniyle, iptali istenilen genel kurul için yapılan çağrının usulsüz olduğunu, bu nedenle toplantının batıl olduğunun tespitini istemiştir. Diğer yandan, aynı nedenlerle genel kurul toplantısının 2. maddesindeki finansal tabloların görüşülmesi, 3. maddesindeki yönetim kurulunun ibrası ve 5. maddedeki denetçi seçimine ilişkin genel kurul kararının iptali istenmiştir....

        İLK DERECE MAHKEME KARARI : Mahkemece, dava konusu yönetim kurulu toplantısının yönetim kurulu başkanı davacının çağrısı ile yapıldığı tespit edilemediği gibi öncesinde TTK.392/7 maddesi gereğince, davacı yönetim kurulu başkanından yönetim kurulunu toplantıya çağırmasının talep edildiğinin yönetim kurulu üyesi davalılarca da iddia ve ispat olunamadığı, yönetim kurulunu toplantıya çağırmanın başkanın görevi olduğu ve başkanın bulunmadığı zamanlarda başkan vekilinin de yönetim kurulunu toplantıya çağırabileceği, ne var ki davaya konu yönetim kurulu yönünden, davacı yönetim kurulu başkanının, toplantıya çağrıya ilişkin görevini yerine getirmeye engel durumda olduğu davalı tarafça usulünce ispat edilemediği, davacı yönetim kurulu başkanından habersiz davaya konu yönetim kurulu kararının alındığı, bu nedenle davaya konu 06/07/2018 tarihli yönetim kurulu kararının butlanla malul olduğu, davaya konu 06/07/2018 tarihli genel kurul toplantısının ise, yukarıda anılan yönetim kurulu kararına dayanmakta...

          bu kararın batıl olduğu gerekçeleriyle karşı davanın kabulü ile davalı şirketin 08.05.2013 tarihli 2013/5 sayılı yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitine karar verilmiştir....

            nin gerçek kişi temsilcisinin değişmesi, yönetim kurulunda görev dağılımının ve imza yetkisinin yenilenmesine ilişkin olduğunu, kararın TTK 390.md uygun olarak alındığını, kararın pay sahiplerinin haklarına, şirketin yapısına ve organların devredilemez yetkilerine zarar vermediğini, bu karar ile YK Üyesine tek başına şirketi temsil kararı verilmediği gibi, genel kurulun münhasır yetkisi olan YK Üyelerinin azlinin de söz konusu olmadığını, kararın kanun hükümlerine ve usule hiçbir şekilde aykırılık teşkil etmediğini, davacının dürüstlük kuralına aykırı davrandığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur. Dava; davalı şirketin 28/04/2021 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan 2 nolu kararın batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu yapılan yönetim kurulu kararının butlan şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır....

              E. sayılı dosyasında verilen 12.11.2014 tarihli kararla, davaya konu yönetim kurulukararlarının altında imzası olan kişilerin yönetim kurulu üyesi olarak seçildikleri genel kurulun ve genel kurulda alınan kararların yok hükmünde olduğuna karar verildiğini, davaya konu kararı imzalayan yönetim kurulu üyelerinin 09.06.2010 tarihli genel kurulda 3 yıllık süre için seçildiklerini, görev süresi 09.06.2013 tarihinde dolan yönetim kurulu üyelerinin yeniden seçildikleri 04.06.2013 tarihli genel kurul kararı yok hükmünde sayıldığına göre, söz konusu kişilerin karar tarihleri olan 19.07.2013 ve 21.11.2013 tarihlerinde şirketi temsil etme hak ve yetkilerinin bulunmadığı ve yönetim kurulu sıfatıyla karar alamayacakları, alınacak kararların yok hükmünde olduğunu, davaya konu olayda Yönetim Kurulu kararı alınıp devir işlemleri gerçekleştirildikten sonra 05.04.2014 tarihli genel kurulda devir ve satış işlemlerinin kabul edildiği hususu karar altına alınmış ise de, batıl olan işlemler, sonradan...

                Temyiz Sebepleri Davacı vekili, dava konusu yönetim kurulu ihraç kararı usul ve yasaya aykırı olarak alındığından butlanla malul olduğunu, batıl kararların başlangıçtan itibaren hiçbir hüküm ifade etmediğini, batıl işlemin geçersizliğiyle müvekkil şirketin davalı kooperatif nezdindeki üyeliğinin tespiti talebi yönünden herhangi bir hak düşürücü süreye tabi olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kooperatif yönetim kurulu ihraç kararının mutlak butlanla batıl olduğunun ve kooperatif üyeliğinin tespiti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 16 ncı maddesi, Ana Sözleşmenin 14 ncü maddesi, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427 ncı ve devamı maddeleri. 3....

                  - KARAR - Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif üyesi olduğunu, davalı kooperatifin maliki bulunduğunu iddia ettiği gayrimenkulün mülkiyetinin tamamını kurulduğu yıldan bu yana edinemediğini, gerekli imar izinlerini alamadığını, usulüne uygun olmayan yönetim kurulu kararları ve genel kurul kararları aldığını, olağan yönetim kurulu toplantılarını yerine getiremediğini, kooperatifin amacını gerçekleştiremediği gibi gerçekleştirecek durumda da olmadığını ileri sürerek, davalı kooperatifin, Kooperatifler Kanunu'nun 98. maddesi ve TTK.434 vd. uyarınca dağıldığının tespiti ile usul ve yasaya aykırı alınan yönetim kurulu kararları ile genel kurul kararlarının butlanla batıl olduğunun tespitine, dava kesin hükme bağlanıncaya kadar tapuda 762 parselde kayıtlı taşınmazdaki davalı kooperatif hissesine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu