Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Burada davacı haklı bir sebep ileri sürmediği gibi davasını sadece derdest ceza yargılamasına dayandırdığı dikkate alındığında davacının davalı yönünden Silivri Ağır Ceza mahkemesindeki derdest ceza yargılaması tek başına yöneticinin azli sebebi olmamakla birlikte davalının Yönetici seçilme engeline dair ortada kesinlemiş bir mahkumiyet kararı da bulunmadığı..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

Bu davalarda hasım olarak şirket organı karar aldığından şirketin kendisi davalı olarak gösterilerek şirkete davalı açılacağından davacı söz konusu başkan seçimine dair kararın iptali talebini kooperatife yöneltmediğinden pasif husumet yokluğu nedeniyle red kararı vermeden önce talep içerek olarak aynı zamanda yöneticinin azli talebini içerdiğinden hukuki nitelendirme hakime ait olduğu dikkate alınarak bu defa yöneticinin azli koşulları bakımından yapılan incelemede davacı talebini sadece ''11.06.2018 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısı neticesinde başkan seçilmişse de kooperatifte başkan yardımcılığı yaptığı dönemde görevi kötüye kullanma ve zimmet suçu iddiası ile Silivri Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/60 E sayılı dosyası ile yargılandığı, davanın derdest olduğu, yargılaması sürerken başkan seçilmesinin ve bu görevi yapmasının mevzuata aykırı olduğunu savunarak olağan genel kurul toplantı sonucu alınan kararın iptalini talep etmiş' olup söz konusu 1163 sayılı kanunun 56. maddesi...

    Bu durumun tek istisnası TTK 334/2 hükmü olup [PULAŞLI, Hasan, Şirketler Hukuku Genel Esaslar, Adalet Yayınevi, Ankara, 2013, s.406-407], somut olayda şirket ortaklarının yöneticilerin azli veya yetkilerinin sınırlandırması amacıyla mahkemeye başvuru hakkı tanıyan bir hükmü bulunmamaktadır. Davacının yasal dayanaktan yoksun talebine karşın, mahkemece, davanın tümden reddine karar vermek gerekirken, yönetim kurulunun yetkilerini sınırlandırır biçimde atanan kayyım ile yönetim kurulunun, aynı anda görev yapmalarını sağlayacak temelde hüküm kurulması yerinde olmamış, hükmün davalılar Sultan Dengiz ve Mehmet Dengiz lehine bozulması gerekmiştir." (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 15/01/2019 tarih 2017/3136 Esas 2019/338 K.)...

      Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Dava açmak üzere avukata vekalet veren yöneticinin dava tarihi itibariyle anataşınmazda bağımsız bölüm maliki olup olmadığının ilgili tapu müdürlüğünden, 2-Davacı yöneticinin bağımsız bölüm maliki olmadığının tespit edilmesi halinde dava açması için kat malikleri kurulu kararı ile verilmiş bir yetkinin olup olmadığının sorulması, varsa bu kararın bulunduğu kat malikleri kurulu karar defterinin veya kararın onaylı bir örneğinin ilgili yönetimden, Getirtilerek dosyaya konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 10.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        nin ana sözleşmesinde, rekabet konusunda izin verildiğine dair maddenin bulunmadığı, bu açıdan davalının anılan şirketteki müdürlük görevinden azli için haklı nedenin oluştuğu, ancak müdürlükten azli istenen şirketin davalı olarak gösterilmediğinden, davanın usulden reddinin gerektiği, davanın "tasfiye memurunun azli" davası olarak kabul edilmesi halinde ise tasfiye memuru olarak davalının azlini gerektiren haklı bir nedenin tespit edilemediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, haklı nedenlerle limited şirket müdürünün azli istemine ilişkin olup, mahkemece, davalının müdürlüğünden azli istenen şirkete husumet yöneltilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmiştir. Oysa, şirket müdürünün azli davalarında husumetin, azli istenen müdüre yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca limited şirketin dava edilmesi zorunlu değildir....

          Ayrıca kat malikinin veya Kat Malikleri Kurulunun ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunmaması, yöneticinin özel kanundan doğan temsil yetkisini ortadan kaldırmaz. Sonuç olarak, yöneticinin temsil yetkisine giren işlerden dolayı üçüncü kişilerle yaptığı sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklarda, aktif ve pasif dava (icra takibi) ehliyeti bulunmaktadır. Aksinin benimsenmesi durumunda ise, bu kez üçüncü kişilerin yönetici ile sözleşme yapmaktan kaçınacakları ve bundan kat maliklerinin zarar görecekleri kuşkusuzdur. Somut uyuşmazlıkta, dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacı ... Apartmanı Kat Malikleri Kurulu Yöneticiliği adına vekalet veren ... ve ...’nın yönetici ve yardımcı olarak atandığı ve 17.10.2020 tarihinde yapılan toplantı da apartman adına her türlü dava açabilecekleri hususunda yetkilendirildikleri gibi yöneticinin aynı zamanda kat maliki olduğu da anlaşılmaktadır....

            Hükmü yer almakta, aynı Kanunun 35. maddesinde de yöneticinin görevleri sayılmaktadır. Yine aynı Kanunun 38. maddesinde yöneticinin sorumluluğuna ilişkin genel kural “Yönetici, kat maliklerine karşı aynen bir vekil gibi sorumludur.” şeklinde ortaya konularak 39.maddesinde ise Yöneticinin Hesap verme yükümlülüğü düzenlenmekte; 40. maddenin 1. fıkrasında ise Yöneticinin Hakları “Yönetici kaide olarak vekilin haklarına sahiptir.” şeklinde ifade edilmektedir. Bu hükümler göstermektedir ki, ana gayrimenkulün yönetimi için atanan yönetici veya Yönetim Kurulu, vekil statüsündedir. Dolayısıyla, gerek iç ilişkide gerek dış ilişkide vekil gibi sorumlu ve vekilin haklarına sahiptir. (HGK 08.11.2006 gün 2006/12-682 E. 2006/682 K) Davalı yönetim, hasarın gerçekleştiği tarihte sigortalı dairenin bulunduğu sitenin yöneticisidir....

              Mahkemece; 634 sayılı Kat Mülkiyet Kanununun 35. maddesinde yöneticinin görevleri gösterildiği, maddenin 1. fıkrasında kat malikleri kurulu kararının yerine getirilmesinin yöneticinin görevlerinden olduğu, apartman yöneticisinin ya da yönetim kurulunun ana bina yahut ortak yerler veya bağımsız bölümlerle ilgili olarak üçüncü kişilere karşı aktif dava ehliyetinin bulunmadığı, 634 sayılı Kanunun tanıdığı yetkiler dahilinde dava açma hakkını kullanabilecekleri, kat malikleri kurulu kararı ile yetki verilmiş ise, yöneticinin sadece 634 sayılı Kanun hükmünden kaynaklanan davaları açabileceği, yapımını üstlendiği inşaattaki ayıplı ve eksik işlerin giderilmesi için yüklenici hakkında dava açılmasını sağlamak amacıyla görevlendirilse dahi, yönetici ya da yönetim kuruluna kat maliklerini temsil yetkisi vermiş sayılacaklarının kabulüne olanak bulunmadığı, apartman yönetiminin bu davada dava takip yetkisinin bulunmadığı, yönetici ...'...

                Dava, işyeri sigorta poliçesi nedeniyle hasar bedelinin ortak yerlerden kaynaklandığı iddiasıyla apartman yönetiminden rücuen tahsili istemine ilişkindir. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 34. maddesinin 1. fıkrasında “Kat malikleri, ana gayrimenkulün yönetimini kendi aralarından veya dışarıdan seçecekleri bir kimseye veya üç kişilik bir kurula verebilirler; bu kimseye (Yönetici), Kurula da (Yönetim Kurulu) denir.” hükmü yer almakta, aynı Kanunun 35. maddesinde de yöneticinin görevleri sayılmaktadır. Yine aynı Kanunun 38. maddesinde yöneticinin sorumluluğuna ilişkin genel kural “Yönetici, kat maliklerine karşı aynen bir vekil gibi sorumludur.” şeklinde ortaya konularak 39. maddesinde ise yöneticinin hesap verme yükümlülüğü düzenlenmekte; 40. maddenin 1. fıkrasında ise Yöneticinin Hakları “Yönetici kaide olarak vekilin haklarına sahiptir.” şeklinde ifade edilmektedir....

                  Dava, şirketin kötü yönetilmesi ve zarar uğratılması başlığı altında belgelerin ibrazından kaçınılması, rayiç değerlerin altında taşınmazların satışı, haklı neden olmaksızın satıştan kaçınılması nedenlerine dayalı şirket yöneticisinin azli talebi istemine ilişkindir. Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak, davalı davaya cevap vermemiştir. Dava; 6102 sayılı TTK'nin 630/2. maddesine istinaden açılan limited şirket müdürü davalının dava dışı şirket müdürlüğünden azli ile yerine kayyım atanması istemine ilişkindir. Davalı şirket merkezinin mahkememiz yetki sınırlarında olması nedeniyle taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine göre işbu davaya bakmaya mahkememiz kesin yetkili olup, dava 6102 sayılı TTK'nun 1521.maddesi gereğince basit yargılama usulünce incelenip sonuçlandırılmıştır. Uyuşmazlığa uygulanması gereken TTK'nun 630.maddesi; "Genel kurul, müdürü veya müdürleri görevden alabilir, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilir....

                    UYAP Entegrasyonu