izni kullandığı dönemde emsalsiz maaş hesaplanarak, yurt dışı maaşından mahsubu ile bulunan 14.495,53-Euro'nun geri istenilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, ayrıca yurt dışı aylıklarının, ancak yurt dışında bulunulan süreler için geçerli olduğu, davacının sınırlı sürelerle yatarak tedavi gördüğü, bu süreler dışında hastalık izni aldığı, bu haliyle mevzuata göre, bu dönem için yurt dışı aylığı almaması gerektiği halde, idarece kendisine yurt dışı aylığı ödendiği, davacının da bu konuda idareyi ikaz etmediği, bu haliyle yapılan ödemelerin açık hata kapsamında kaldığı ve her zaman geri istenebileceği belirtilmek suretiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir....
değiştirilmesi davasının kabulüne, çocuğun velâyetinin babaya verilerek anne ile kişisel ilişki tesisine ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının reddine karar verilmiştir IV....
Aile Mahkemesinin 2011/253 esas, 2012/381 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, çocuklar 2008 doğumlu Buse Ezgi ve 2009 doğumlu Baran'ın velayetlerinin annelerine bırakılıp baba ile çocuklar arasında şahsi münasebet tesis edildiğini, babanın yurt dışında yaşaması sebebiyle çocuklar ile baba arasında şahsi ilişki kurulamadığını, davacıların 8 yıldır torunları ile kişisel ilişki kuramadıklarını belirterek davacılar ile torunları arasında ayda iki kez dini ve milli bayramlardan, sömestr tatilinde ve yaz aylarında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasını istemiştir. Davalı birleşen davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; birleşen davalıların oğlu ile müvekkillerinin Eskişehir 4....
Açıklanan bu durum karşısında, tarafların aynı yerde oturmaları nedeniyle her ayın belirli haftaları ile dini bayramlarda kurulan kişisel ilişkiye ek olarak çocuğun yaz döneminde baba yanında yatıya kalacağı şekilde, daha fazla ve daha uygun genişlikte kişisel ilşiki düzenlemesi yapılması gerekirken, yazılı olduğu şekilde kişisel ilişki kurulması isabetsiz olmuştur. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HUMK. md. 438/7)....
Değişen koşullara göre, çocukların yaşları ve eğitim durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi ileriki yıllarda her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden müşterek çocuk ile baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması doğru değildir. Yine mahkemece, müşterek çocuğun velayeti anneye bırakılmış, müşterek çocuk ile baba arasında "aynı yerde oturmaları hali" ve "ayrı şehirde oturmaları" hali için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Taraflar ayrı yerde oturdukları ve ulaşım kolaylığı dikkate alındığında, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun dikkate alınmasını açıkça talep etmemişlerse, "ayrı şehir, aynı şehir ayrımına" gidilmesinin de önemi bulunmamaktadır. Kaldı ki, değişen koşullara göre kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....
Değişen koşullara göre, çocukların yaşları ve eğitim durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi ileriki yıllarda her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken, gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden müşterek çocuk ile davacı baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması doğru olmadığı gibi, günümüzdeki ulaşım olanakları gözetildiğinde talep olmadan tarafların aynı, ya da ayrı şehirde yaşamalarına göre farklı düzenleme yapılması da doğru görülmemiştir....
kişisel ilişkinin süresi fazladır....
Mahkemece ortak çocuk ile davacı-davalı baba arasında kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı, eğitim ve sağlık durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi ileriki yıllarda her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden ortak çocuk ile davacı-davalı baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsiz olduğu gibi, çocuğun yaşı ve anne bakımına ihtiyacı gözetildiğinde çocuk üç yaşını tamamladıktan sonra her yıl 1 Temmuz ile 1 Ağustos tarihleri arasında yatılı kişisel ilişki kurulması da çocuğun bedeni ve fikri gelişimine engel olacak niteliktedir. Açıklanan sebeplerle hükmün kişisel ilişkiye ilişkin bölümü doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan sebeplerle; I-Kişisel ilişki düzenlemesine ilişkin resen yapılan incelemede; Keçiborlu Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 24.05.2021 tarih, 2020/103 Esas ve 2020/103 karar sayılı kararının kişisel ilişki düzenlemesi yönünden kaldırılmasına ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b,2 maddesi uyarınca bu yönden yeniden esas hakkında hüküm tesisine. "Velayeti davacı T1 verilen müşterek çocuk Hiranur Altınyazar ile davalı T3 arasında her ayın 1. ve 3....
Taraf vekillerinin; müşterek çocukların kişisel ilişki düzenlemesine yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri ve kardeşler arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır....