4. haftası Cumartesi saat 09:00’dan ertesi gün 17.00’a kadar düzenlenen kişisel ilişki, kişisel ilişkinin ardaşık haftalarda yapılması dikkate alındığında çocukların üstün menfaati ve kişisel ilişkinin amacına aykırı olduğu gibi, mahkemece yarıyıl tatili olduğundan bahisle belirlenen 1 şubat ile 7 şubat tarihleri arasındaki kişisel ilişki düzenlemesinin, Milli Eğitim Bakanlığının 24.06.2019 tarihli ve 2019/9 sayılı genelgesi uyarınca yarıyıl tatilinin 20 Ocak ile 31 Ocak arasında yapılacağı nazara alındığında isabetli olmayıp, ortak çocuklarla davalı-karşı davacı baba arasında daha uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, ortak çocukla kurulan kişisel ilişkinin süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, velayeti anneye bırakılan ortak çocuk ile baba arasında aynı şehirde ikamet etmeleri durumuna hasren kişisel ilişki kurulmuş, farklı yerlerde ikamet etmeleri duruma ilişkin kişisel ilişki düzenlemesi yapılmamıştır. Günümüz ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun açıkça dikkate alınmasını talep etmemişlerse, “Ayrı şehir”, “Aynı şehir” ayrımına gidilmesinin de önemi bulunmamaktadır....
Bu amaçla çocuğun her ayın belirli hafta sonlarında, yaz tatillerinde ve dini bayramlarda baba yanında yatıya kalacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken, yazılı şekilde yetersiz kişisel ilişkiye karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir. (HUMKm. 438/7). SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3. bendinin tamamen hükümden çıkarılması ile yerine; " Velayeti davacı-karşı davalıya verilen küçük çocuk ... ile davalı-karşı davacı baba arasında her ayın 1. ve 3....
Mahkemece davacılar tarafından açılan torunla kişisel ilişki kurulması davasında talebin kabulü ile davacılar ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş, bu karara karşı davalının temyizi üzerine dairemizin 13.04.2016 tarih 2016/6320 esas 2016/7569 karar sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, davalı tarafından süresi içerisinde karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. Mahkemece davacılar ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulurken çocuğun okula başlamasından öncesi ve sonrası ayrı ayrı düzenlenerek, kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden çocuk ile davacılar arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....
Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yaşı, ana ve babalık duygusunun tatmini, çocukların yüksek yararı birlikte değerlendirilerek; çocukların kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Kişisel ilişki hakkı, sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir. Tüm dosya içeriğine göre; velayeti babada olan çocuk ile anne arasında kurulan kişisel ilişki çocuğun üstün yararına uygun olup değişen koşullara göre, çocuğun yaşı ve eğitim durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi gelecek yıllarda da her zaman istenebileceğinden ilk derece mahkemesinin çocuk ile anne arasındaki kişisel ilişki düzenlemesi bu aşamada usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacının kişisel ilişki düzenlemesine yönelik istinaf itirazının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
Birden fazla çocuğun velayet düzenlemesine konu edildiği durumlarda; kişisel ilişiki dönemlerinde kardeşlerin birarada olabileceği şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması; çocukların sağlıklı gelişimi için gereklidir. Mahkemece çocukların velayeti farklı veliye bırakıldığı halde; bu gereklilik gözetilmeden kişisel ilişki düzenlemesi yapılması doğru olmamışsa da; yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Dosya kapsamında çocuğun baba ile kişisel ilişki kurması ve sonuçlarına ilişkin 28.07.2017 tarihli ve 08.08.2018 tarihli sosyal inceleme raporları alınmıştır. Kişisel ilişki düzenlemesi kamu düzenini ilgilendirmekte olup aslolan küçüğün menfaatine uygun kararı vermektir. Kişisel ilişki çocuk için bir hak olduğu kadar babalık duygularını tatması açısından baba yönünden de bir haktır. Dosya kapsamında alınan PDR raporları, tarafların ve çocuğun uzmandaki beyanları, çocuk hakkında yapılan gözlemler ve özellikle çocuğun yaşı da dikkate alındığında küçüğün baba ile yatılı kalmasında sakınca bulunmadığı gibi boşanma davasında kurulan kişisel ilişkinin de küçüğün menfaatine olduğu bu haliyle ilk derece mahkemesince verilen ret kararının usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve ... için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı taktirde ... duygusunun oluşamayacağı açıktır. Çocuğun babası ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına engel somut bir olgu veya iddia bulunmamaktadır. Çocukla ... arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da ... ... ve şefkatini tatmasına da yeterli değildir. Bu sebeple çocuk ile ... arasında daha ... süreli olacak kişisel ilişki düzenlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
Kişisel ilişki yönünden; Yukarıda da açıklandığı üzere müşterek çocuklardan Furkan ergin olması sebebi ile velayet konusu olmaktan çıktığından anne ile kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm de konusuz kalmıştır. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. TMK'nun 323.maddesine göre; ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir....
Aile Mahkemesinin 2014/961 esas sayılı dosyasında baba ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişki eldeki davada kurulan kişisel ilişki düzenlemesinden daha geniş nitelikte olup, baba ile ortak çocuk arasında babalık duygularını tatmin bakımından dosya kapsamına uygundur. ../.... Toplanan delillere göre, eldeki davada baba ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini gerektiren bir husus kanıtlanamamıştır. Bu sebeple, davacı annenin ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki düzenlenmesi yönündeki talebinin reddine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....