Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Orman kadastrosu işleminin bu şekilde askı ilanına 1949 yılında çıkartılarak kesinleşmesi üzerine 3316 Sayılı Yasanın 13. maddesi hükmüne göre Ekim 1951 tarih 22 numarada Hazine adına orman niteliği ile tapuya tescil edilmiş ve 1993 yılında yapılan ve kesinleşen 2/B madde uygulaması sonucu nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılmıştır. 1984 yılında yapılan arazi kadastrosunda ise taşınmazın, daha önce yapılan orman kadastrosu sınırları içinde olduğu göz önünde bulundurulmadan, hata ile ikinci kere kadastrosu yapılarak kişiler adlarına özel mülk olarak tespit ve yolsuz olarak tescil edilmiştir. Evvelce Hazine ile tespit maliki arasında kadastro mahkemesinde görülen dava, taşınmazın mübadil Rumlardan kaldığı iddiasına dayalıdır. Temyize konu dava ise öncesi orman olan taşınmazın nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkarılması sebebine dayanmaktadır....

    Mahkemece; davacıların 20/06/2006 tarihinde bedeli isteme haklarını öğrendikleri, sebepsiz zenginleşme nedeni ile zamanaşımı süresinin 2 yıl olduğu, zamanaşımının dolduğu gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, dava konusu alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır. Zamanaşımı, bir talep ve dava hakkının kanunda belirtilen süre içerisinde kullanılmaması halinde, usul hukukunca öngörülen şekilde ileri sürülmek koşuluyla borçluya borcunu ödememe imkanı veren bir hukuk kurumudur. Dosyada yeralan delillerden, 16 parsel sayılı taşınmazın davalı tarafından davacılara 04/05/1998 tarihinde resmi senet ile satıldığı, ferağ verildiği, daha sonra davalı tarafından davacılar aleyhine yolsuz tescil nedeni ile tapu iptali ve tescil davası açıldığı, davanın kabul edildiği, anılan bu kararın 20/06/2006 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....

      Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/614 Esas – 2013/518 Karar sayılı dosyasında davacı ...’nın 40/840 payının terkinine karar verilmiş olunmasına rağmen, 20/840 payının bedeline hükmedilmiş olduğu ve Dairemizce düzeltilerek onanması sonrasında karar düzeltme isteminde bulunulmaması suretiyle bu hükmün de kesinleştiği anlaşılmakla, 20/840 pay yönünden yolsuz tescil nedeniyle idarenin sebepsiz zenginleştiği kabul edilerek sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davacı ... adına tazminat isteminde bulunulabileceğinin kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde bu davacı yönünden kesin hüküm sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin hükmünün açıklanan nedenle HMK'nın 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 5....

        Orman kadastrosu işleminin bu şekilde askı ilanına 1949 yılında çıkartılarak kesinleşmesi üzerine 3316 Sayılı Yasanın 13. maddesi hükmüne göre Ekim 1951 tarih 22 numarada Hazine adına orman niteliği ile tapuya tescil edilmiş ve 1993 yılında yapılan ve kesinleşen 2/B madde uygulaması sonucu nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılmıştır. 1984 yılında yapılan arazi kadastrosunda ise taşınmazın, daha önce yapılan orman kadastrosu sınırları içinde olduğu göz önünde bulundurulmadan, hata ile ikinci kere kadastrosu yapılarak kişiler adlarına özel mülk olarak tespit ve yolsuz olarak tescil edilmiştir. Evvelce Hazine ile tespit maliki arasında kadastro mahkemesinde görülen dava, taşınmazın mübadil Rumlardan kaldığı iddiasına dayalıdır. Temyize konu dava ise öncesi orman olan taşınmazın nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkarılması sebebine dayanmaktadır....

          Orman kadastrosu işleminin bu şekilde askı ilanına 1949 yılında çıkartılarak kesinleşmesi üzerine 3316 Sayılı Yasanın 13. maddesi hükmüne göre Ekim 1951 tarih 22 numarada Hazine adına orman niteliği ile tapuya tescil edilmiş ve 1993 yılında yapılan ve kesinleşen 2/B madde uygulaması sonucu nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılmıştır. 1984 yılında yapılan arazi kadastrosunda ise taşınmazın, daha önce yapılan orman kadastrosu sınırları içinde olduğu göz önünde bulundurulmadan, hata ile ikinci kere kadastrosu yapılarak kişiler adlarına özel mülk olarak tespit ve yolsuz olarak tescil edilmiştir. Evvelce Hazine ile tespit maliki arasında kadastro mahkemesinde görülen dava, taşınmazın mübadil Rumlardan kaldığı iddiasına dayalıdır. Temyize konu dava ise öncesi orman olan taşınmazın nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkarılması sebebine dayanmaktadır....

            Orman kadastrosu işleminin bu şekilde askı ilanına 1949 yılında çıkartılarak kesinleşmesi üzerine 3316 Sayılı Yasanın 13. maddesi hükmüne göre Ekim 1951 tarih 22 numarada Hazine adına orman niteliği ile tapuya tescil edilmiş ve 1993 yılında yapılan ve kesinleşen 2/B madde uygulaması sonucu nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılmıştır. 1984 yılında yapılan arazi kadastrosunda ise taşınmazın, daha önce yapılan orman kadastrosu sınırları içinde olduğu göz önünde bulundurulmadan, hata ile ikinci kere kadastrosu yapılarak kişiler adlarına özel mülk olarak tespit ve yolsuz olarak tescil edilmiştir. Evvelce Hazine ile tespit maliki arasında kadastro mahkemesinde görülen dava, taşınmazın mübadil Rumlardan kaldığı iddiasına dayalıdır. Temyize konu dava ise öncesi orman olan taşınmazın nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkarılması sebebine dayanmaktadır....

              kadastronun yolsuz (T.M.Y’nın 1025. md.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve T.M.Y.’nın 1026....

                Dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre çekişmeli taşınmazın (A) ve (C) bölümlerinin kesinleşen orman kadastro sınırları içinde iken, sonradan bu niteliğini yitirmesi nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, (B) bölümünün ise halen kesinleşen orman sınırı içinde kalmaya devam ettiği, arazi kadastro ekiplerince çekişmeli taşınmazın 1947 yılında kesinleşen orman sınırları içinde olduğu gözetilmeden, hata ile ikinci defa kadastrosu yapılarak yolsuz sicil oluşturulmuşsa da 766 Sayılı Yasanın 46/2. ve 3402 sayılı yasanın 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastronun yolsuz ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olduğundan malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı, T.M.Y. 1026. maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı olmaksızın iptal edileceği, aslında orman olan taşınmazı tapu kaydı ile satın alan kişinin de 4721 Sayılı Medeni Yasanın 1023. maddesindeki iyiniyet kurallarından yararlanamayacağı, şartları varsa devredene karşı sebepsiz zenginleşme...

                  Davacı dava dilekçesinde özetle, davalı yüklenici Kadir ile diğer davalı arsa sahibi İsmail arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşme gereği davalı yükleniciye kalacağı kararlaştırılan 3 numaralı bağımsız bölümün davalı yüklenici tarafından adi yazılı sözleşme ile kendisine satıldığını, bedelin ödenmesine rağmen yüklenicinin tapu devir borcunu yerine getirmediğini beyanla, davalılardan arsa sahibi adına kayıtlı olan 3 numaralı bağımsız bölümün adına tescilini, olmadığı takdirde yükleniciye ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsilini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, davacının talebinin 30.09.1988 tarih ve 2/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararına dayalı istem olduğu ancak davacı tarafından satış bedelinin tam olarak ödenmemesi nedeniyle İBK’na göre tescil koşullarının gerçekleşmediği, satış bedelinin ödenmemesi nedeniyle de sebepsiz zenginleşme alacağının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                  Dava, 2/B madde uygulamasına dayalı açılan tapu kaydının iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1944 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosunda, dava konusu taşınmazların orman sınırları içinde bırakıldığını, daha sonra 1994 yılında Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığını, 1970 yılında yapılan arazi kadastrosunda ise taşınmazların, daha önce yapılan orman kadastrosu sınırları içinde olduğu gözönünde bulundurulmadan, hata sonucu ikinci kere kadastrosu yapılarak kişiler adlarına özel mülk olarak tesbit ve yolsuz olarak tescil edildiğini iddia etmektedir. İncelenen dosya kapsamına göre taşınmaz başında keşif yapılmamış, davalı taşınmazların kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama hattına göre konumu belirlenmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu