Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 8.2. İlgili Hukuk 8.2.1. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “ Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.” Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır....

    Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 8.2. İlgili Hukuk 8.2.1. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “ Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.” Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır....

      İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve davanın 2/B madde uygulama alanında kalan taşınmazın tapu kaydının iptali konusunda açıldığına, yöntemine uygun biçimde yapılan uygulamada taşınmazın 2/B madde alanında kalan bölümü belirlenerek, bu bölümün tapu kaydının iptaline ve 2/B madde niteliği ile Hazine adına tesciline karar verildiğine 1987 yılında bu durum gözönünde bulundurulmadan arazi kadastro ekiplerince taşınmaz ikinci kadastroya tabi tutularak yeniden yolsuz olarak (T.M.Y.1025) tapuya tescil edildiği, ancak 766 Sayılı Yasanın 46/2 ve 3402 Sayılı Yasanın 22/1. Maddesi hükmüne göre ikinci kadastronun bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılması nedeniyle T.M.Y.'...

        İsviçre 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (ihzari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihden itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y.'...

          İmar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Somut olayda; davacının 1206 ada 83,90,102,109 ve 146 parsel sayılı taşınmazların paylı maliki bulunduğu, Yüreğir Belediyesinin 23.12.1999 gün 4147 sayılı kararı ile ıslah imar uygulaması yapıldığı, ancak Adana 1. İdare Mahkemesinin 2002/737 Esas - 2003/ 921 Karar sayılı ilamı ile sözkonusu imar uygulamasının iptaline karar verildiği ve kararın derecattan geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır. İmar parsellerinin sicil kayıtlarının dayanağı olan imar uygulaması iptal edilmekle yolsuz tescilin söz konusu olacağı ve tapu kayıtlarının iptal edilmesi gerekeceği kuşkusuzdur....

            Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 27/04/2021 gün ve 2018/3313 Esas, 2021/3098 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, yapılan imar uygulamasının iptal edilmesi nedeniyle kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili; ... parsel sayılı taşınmazların yoldan ihdas hukuki nedeniyle davalı ... adına ihdasen tescil edildiğini, kamu malı niteliğinde olan dava konusu taşınmazların özel mülkiyete konu olmasının mümkün olmadığını, ihdasen tescil işleminin geçersiz olduğunu ileri sürerek; tapularının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kadastroca köy tüzel kişiliği adına tescil edilen 511, 1022, 1374, 1404, 1563, 1681 ve 1628 parsel sayılı taşınmazların 5216 Sayılı Yasanın geçici 2. maddesi uyarınca davalı ... adına tescil edildiğini,ancak köylerinin orman köyü olup anılan yasa kapsamında olmadığını, tüzel kişiliğinin devam ettiğini, davalı adına oluşan kayıtların yolsuz tescil niteliğinde olduğunu ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalı,iddiaların yersiz olduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalı idare adına oluşan sicillerin yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı....

                Tapu iptal ve tescil davalarında, iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğundan değer ölçüsüne göre (nispi) harca tabidir. Somut olayımızda açılan dava, tapu iptal ve tescil davası olup bu tür davalarda alınacak harç ve vekalet ücreti nispi olmalıdır. Her ne kadar önceki hükümde maktu harç olduğuna karar verilmiş ve ona göre fazladan alınan 2.981,77 TL 'nin davacıya iadesine karar verilmiş ise de, Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesinin Esas:2021/1396 Karar:2021/1405 nolu BAM Kaldırma kararına istinaden ve 18.04.2022 tarihli alınan Bilirkişi raporuna göre davaya konu edilen 1/8 oranındaki tapu hissesinin dava tarihi itibariyle değeri 178.444,75 TL olarak takdir edildiği, bu nedenle bu miktar üzerinden nispi harç hesaplaması yapılmıştır. Tapu iptal ve tescil davalarında davalı(pasif husumet) sıfatının olması için tapu kaydında malik olarak bulunması şarttır....

                İsviçre 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanama olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (ihzari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihden itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y.'nın 1023....

                  Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1973 yılında Ümmündağ ve Kaplankapanı serisi Devlet Ormanlarının kadastrosu yapılmış ve dava konusu taşınmazın (B) ile gösterilen 11296,56 m2'lik bölümü orman sınırları içinde (A) ile gösterilen 6659,44 m2'lik bölümü orman sınırları dışında bırakılmış, 2006 yılında yapılan ve 16.11.2007 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon işlemi sırasında da yine (B) ile gösterilen bölümü orman sınırları içinde gösterilmiş, 1988 yılında yapılan arazi kadastrosunda ise, taşınmazın (B) ile gösterilen bölümünün daha önce yapılan orman kadastrosu sınırları içinde olduğu gözönünde bulundurulmadan, hata sonucu ikinci kere kadastrosu yapılarak taşınmazın tamamı davalı adına özel mülk olarak tesbit ve yolsuz olarak tescil edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu