WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Denetime elverişli ve gerekçeli bulunan bilirkişi raporuna göre; sözleşmeye konu eserlerden mobil uygulamanın hiç teslim edilmediği, web sitesinin ise birçok ayıp barındırması nedeniyle kendisinden beklenen faydayı sağlayacak durumda olmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı, gecikmenin davacının müdahalelerinden kaynaklandığını savunmuş ise de süresinde cevap dilekçesini sunmadığından savunmaya değer verilmemiş ve davacının ödediği bedeli talep etmekte haklı olduğu kabul edilmiştir. Yine her ne kadar davacı tarafından yoksun kalınan kar ile ikame sözleşme bedeli farkı da talep edilmiş ise de Zincirlikuyu Vergi Dairesi'nin cevabi yazısına göre davacının 29/09/2021 tarihinde ticareti terk ettiği, davacının sözleşmeyi fesih beyanının ise 09/03/2022 tarihli olduğu, bu nedenle söz konusu tarih itibari ile davacının yoksun kalınan kâr istemi ile ikame sözleşme bedeli talep etmekte haklı olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir....

    Dosyanın incelenmesinden; Karaman İl Jandarma Komutanlığında astsubay üstçavuş olarak görev yapan davacı tarafından, 18/12/2015 tarihinde Şırnak ili, Silopi ilçesinde düzenlenen operasyonda yaralanması neticesinde hakkında 31/10/2016 tarihinde düzenlenen sağlık kurulu raporu ile "sınıf görevi yapamaz" kararı verilmesine rağmen sınıf değişikliğinin 29/11/2017 tarihinde yapılması nedeniyle anılan süre içerisinde yoksun kalınan vazife malulü aylıkları ve diğer özlük haklarının tarafına ödenmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Jandarma Genel Komutanlığı işleminin iptali ile yoksun kalınan parasal haklara karşılık olmak üzere şimdilik 10.000,00-TL maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır....

      Asliye Ceza Mahkemesinin 25.09.2013 tarih 2013/64 Es 2013/228 Kr sayılı kararı usul ve yasaya aykırıdır. Sanık hakkında aynı mahkemece 02.04.2010 tarih 2009/440 Es- 2010/144 Kr sayıyla verilen hükmün CMK’nun 231/6 ve devam maddeleri uyarınca açıklanmasına geri bırakıldığı anlaşılmaktadır. Deneme devresi içinde sanık hakkında Alaşehir Sulh Ceza Mahkemesinin 07.02.2013 tarih 2012/489 Es 2013/61 Kr sayı ile 5237 sayılı TCK.nın 125/1, 62, 52/2 maddeleri ile doğrudan 1500 TL APC ve yine aynı yasanın 106/1-2. cümlesi, 62, 52/2 maddeleri ile doğrudan 500 TL APC ile cezalandırılmasına ilişkin kesin olarak verilen hükme istinaden ilgili mahkemesine ihbarda bulunulduğu görülmüştür. Kesin olarak verilen kararların olağan yargı yolu içinde temyiz incelenmesine konu edilmesi mümkün değildir. Ancak şartların varlığı halinde kanun yararına bozma suretiyle hukuka aykırılığın giderilmesi mümkündür....

        Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK'nın 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Davalı destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir....

          Yoksun kalınan kazançta, fiili zarardan farklı olarak malvarlığının aktifinde bir azalma veya pasifinde bir artış değil; marka hakkına tecavüz edilmeseydi, ileride markanın kullanılmasıyla elde edilecek kazancın belirlenmesi ile somutlaşacak bir miktar bulunmaktadır. Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında somut ve net olarak ispat edilebilecek bir zarar bulunmamakta, markaya tecavüz fiilinin geleceğe dönük muhtemel etkisi saptanmaktadır. Nitekim tecavüzün etkisiyle marka değerinde azalma oluştuğunda, bu durum kendi içerisinde ileriye dönük sonuçları da barındırır. Hali hazır sonuçlar zaten fiili zarar kapsamında istenebilirken ileriye dönük muhtemel etkiler ise yoksun kalınan kazanç olarak talep edilecektir. SMK m. 151/2-a’ya göre yapı-lacak hesaplamalarda salt marka katkısı değil, ciroya etki eden kadro, organizasyon becerisi, satış sonrası hizmetler gibi etkenler de hesaba katılacaktır. Böylece yoksun kalınan kazanca marka dışındaki diğer faktörlerde dâhil edilmektedir....

            Mahkememizce alınan 28/11/2017 tarihli raporda bilirkişilerin, davalının ticaret unvanının davacının markası ile iltibas oluşturacak şekilde markasal kullanımı şeklindeki eylemi nedeniyle tazminat talep edebileceği, davacı açısından bir zarar veya yoksun kalınan kazanç hesaplaması yapılamayacağı, davacının uğradığı zarar veya yoksun kalınan kazanç hesaplanamadığından, davalının; davacı markasını iltibas oluşturacak şekilde markasal kullanımına konu ettiğine karar verilmesi halinde, davalının satış tutarı göz önünde bulundurularak davacı için uygun bir tazminatın TBK 50 ve 51 uyarınca belirlenmesi gerektiği, hususlarında görüş ve kanaatlerini bildirdikleri anlaşılmıştır. Taraf vekillerinin rapora karşı beyan ve itirazlarını sundukları, mahkememizce yapılan yargılamada 26/12/2017 tarihli oturum 2 nolu ara kararı ile tazminat hesaplaması yönünden dosyanın muhasip bilirkişiye tevdine karar verildiği ve raporun sunulduğu anlaşılmıştır....

              Bölge İdare Mahkemesince, yoksun kalınan parasal hakların dava açma tarihi olan 16/02/2017 tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; taleple bağlılık ilkesi gereği, bölge idare mahkemesince, davacının talebi aşılarak yoksun kalınan parasal hakların faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesinde usul kurallarına uygunluk bulunmamaktadır. KARAR SONUCU : Açıklanan nedenlerle; 1. Davalı idarelerin temyiz isteminin kısmen reddi ile ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının, dava konusu işlemin iptali ile tazminat isteminin kabulü ve işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal haklarının davacıya ödenmesine ilişkin kısmının ONANMASINA, 2. Davalı idarelerin temyiz isteminin kısmen kabulü ile, anılan kararın yasal faize hükmedilmesine ilişkin kısmının BOZULMASINA, 3. Dosyanın, bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere ......

                Kararın gerekçesinde, maddi tazminat talebinde bulunan davacı anne için Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından gelir bağlanmadığından bahisle destek olgusu ispat edilemediği gerekçesiyle maddi tazminat istemlerinin reddine karar verildiği açıklanmıştır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 22/06/2018 tarih 2016/5 E - 2018/6 sayılı kararında, ana ve/veya babanın çocuğunun haksız fiil ve veya akde aykırılık sonucu ölmesi nedeniyle açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davalarında, destek ilişkisinin varlığının ispatı için SGK'dan gelir bağlanması şartının aranmayacağı, destekten yoksun kalma tazminatı davalarında çocukların ana ve/veya babaya destek olduklarının karine olarak kabulünün gerektiği kabul edilmiştir.Destekten yoksun kalma tazminatı; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesinin 3. bendinde düzenlenmiş olup, “Ölüm halinde ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıpların tazmini gerekmektedir”....

                  Dava dosyasının incelenmesinden; davacı tarafından, 25/08/2014 havale tarihli dava dilekçesinde, dava konusu işlemin iptaline ve işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesinin istenildiği ve temyize konu karar ile dava konusu işlem hakkında karar verildiği ancak, işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte iadesine yönelik talep hakkında herhangi bir hüküm kurulmadığı görülmektedir. Bu durumda; dava konusu işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte iadesine ilişkin talep hakkında da bir karar verilmesi gerektiğinden, eksik hüküm nedeniyle, temyize konu kararın bu kısmının bozulması gerektiği görüşüyle, çoğunluk kararına katılmıyorum....

                    yoksun kalınan özlük ve maddi hakların davanın açıldığı 15/08/2013 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu