Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA KONUSU : Nafakanın Artırımı KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı dava dilekçesiyle özetle; Davalı ile Merzifon Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/07/2013 tarih 2013/395 esas 2013/499 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma kararı ile tarafların müşterek çocuklarının velayetinin davacıya verildiğini, müşterek çocuklar için ayrı ayrı 300,00'er TL iştirak nafakası, davacı için 200,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, hükmedilen 9 yıl önceki yoksulluk ve iştirak nafaka miktarı günümüz şartlarında davacı ve çocukların ihtiyaçları için yetersiz kaldığı, müşterek çocuklar için iştirak nafakasının ayrı ayrı 1.000,00 TL'ye, yoksulluk nafakasının 1.000,00 TL ye çıkarılmasını, hükmedilen nafakaların her yıl %50 oranında arttırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonunda; davacının velayetin değiştirilmesi talebi ile tedbir/iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddine, yoksulluk nafakası talebinin açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili;ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, çocukların velayetinin müvekkiline verilmesine, davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması istemiyle, istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile, 175,00 TL olan yoksulluk nafakasının 15/02/2017 tarihli bilirkişi raporuna göre 15,00 TL arttırılarak 190,00 TL olarak ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine; 150,00 TL olan iştirak nafakasının 15/02/2017 tarihli bilirkişi raporuna göre 10,00 TL arttırılarak 160,00 TL olarak ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; iştirak ve yoksulluk nafakası artırım istemine ilişkindir. 28/11/1956 tarih ve 15E -15K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan ... bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder. Somut olayda ise mahkemece; hükümde nafaka artışlarının hangi tarihten itibaren başlayacağı belirtilmemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının azaltılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesinde....Mahkemesi' nin ....sayılı ilamı ile davalı kadın için aylık 550 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuklar .... için ayrı ayrı aylık 350' şer TL iştirak nafakasının belirlendiğini, aradan 4 yıla yakın zaman geçtiğini, bu süre içinde davacının çalışmadığını, şu anda asgari ücret aldığını, yeniden evlendiğini, 2. evliliğinden çocuğu olduğunu; davalının ise, bir anaokulunda çalışmaya başladığını belirterek; yoksulluk ve iştirak nafakalarının kaldırılmasını, mümkün olmadığı takdirde yoksulluk nafakasının 100TL' ye, iştirak nafakalarının...

      GEREKÇE : Dava; iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması isteğine ilişkindir. Yoksulluk ve iştirak nafakaları aidiyetleri, nitelikleri itibariyle ayrı nafakalar olup, bu nedenle davacı eş ve çocuklar ihtiyari dava ortağıdır. Her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2011/22147 Esas, 2012/4699 Karar ve 27.02.2012 tarihli kararı- Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2012/4119 Esas, 2012/7991 Karar ve 26/03/2012 tarihli kararı) Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka( farkı) miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 5.390,00 TL 'yi geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin 400,00 TL'si, iştirak nafakası talebinin de 325,00 TL'si reddedilmiştir....

      Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; artırımı talep edilen yoksulluk ve iştirak nafakasının 13/02/2020 tarihinde kesinleşen boşanma ilamı ile belirlendiği, eldeki artırım davasının ise 28/12/2021 tarihinde açıldığı, davacının ev hanımı olduğu, davalının ise; çiftçilikle uğraştığı aylık 4.000- 5.000 TL gelirinin olduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince davacının yoksulluk ve iştirak nafakasının artırım talebi yönünden; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, yoksulluk nafakasının ve iştirak nafakasının niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişim nazara alınarak, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında oluşan dengeyi koruyucu oranda uygun bir artırıma karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçeler ile yapılan düşük artış miktarı uygun görülmemiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının arttırımı/yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı-k.davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 4.50TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı...

        Yerel mahkemece verilen istinafa konu karar ile, asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulü ile kadının 300,00 TL olan yoksulluk nafakasının 200,00 TL artırılarak aylık 500,00 TL'ye, müşterek çocuğun 250,00 TL olan iştirak nafakasının 250,00 TL artırılarak aylık 500,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş ve karar davacı-davalı erkek tarafından her iki davada verilen karar yönünden istinaf edilmiştir....

        Davacı dava dilekçesinde yoksulluk nafakasının azaltılması talebinin yanında ayrıca iştirak nafakasının azaltılması talebinde bulunmuştur. Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir (HMK m.297/2). İlk derece mahkemesince davacının iştirak nafakasının azaltılması istemi hakkında bir karar verilmeden hüküm tesis edilmiştir....

        Davalı cevap dilekçesinde; davacının engelli olmayıp, inşaatta çalıştığını, ayrıca gayrımenkulleri olduğunu ve bunlardan gelir elde ettiğini, maddi durumunun iyi olduğunu ve bakmakla yükümlü olduğu kimsesi olmadığını belirterek; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; yapılan yargılama ve toplanan deliller uyarınca, davacının aylık ortalama gelirinin 1200 TL olduğu, davalı Şaduman’ın ise babasından ölüm aylığı olarak 442 TL maaş aldığı, ev işlerine gittiği, davalının aylık ortlama gelirinin asgari ücretin altında kaldığı kanaatine varılarak, sonuç olarak yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin TMK 176’ncı maddesinde belirtilen yasal şartların oluşmadığı gerekçesiyle, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına dair talebin reddine; müşterek çocuk Hülya’nın ise, dava tarihi itibariyle reşit olduğu bu sebeple reşit olduğu tarih itibariyle aslında iştirak nafakasının kendiliğinden kalktığının tespitine karar verilmiş, hüküm; davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu