WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her ne kadar davacı vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı takdir edilen nafaka miktarının düşük olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, dosya üzerinde yapılan incelemede, yerel mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında müşterek çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakası miktarında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Bu nedenlerle borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne; Dairemizin 18.4.2005 tarih ve 2005/7713-8237 sayılı temyiz dilekçesinin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına karar verildi. istanbul 2. icra Mahkemesinin 3.3.2005 tarih ve 2005/405-294 sayılı kararının temyiz incelemesine geçildi: İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.12.2001 tarih ve 2001/433-743 sayılı kararı ile müşterek çocuk Hakan için hükmedilen iştirak nafakası MK.nun 328. maddesi gereğince adı geçenin ergin olması ile sona erer. MK.nun 328/2. maddesi gereğince; çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve babanın eğitim sonuna kadar çocuğa bakma görevi için yapılacak ödemeye veya MK.nun 364. maddesinde öngörülen yardım nafakasına hükmedilmeden sona eren iştirak nafakasının yorum yoluyla sürdürülmesi mümkün değildir. Burada, "ilam hükmünü ortadan kaldırmak" değil, "uygulama sahasını saptamak" söz konusudur....

    İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın; hükmün boşanma dışında kalan, yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat miktarları yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı koca; hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Anayasanın 141/3. maddesi "bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır" buyurucu hükmünü içermektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde de kararın kapsayacağı hususlar ayrıntılı biçimde belirtilmiş olup, bu maddenin 3. bendine göre, mahkeme kararlarında iki tarafın sav ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşmadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma nedenleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin açıkça gösterilmesi zorunludur....

    müşterek çocuklar için hükmedilen aylık 75’er TL’lik iştirak nafakalarının 300’er TL’ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir....

      İlk derece mahkemesince verilen ikinci hükümde ise davacı kadın yararına 250 TL tedbir ve 600 TL yoksulluk nafakası ile velayetleri anneye verilen müşterek çocuklar için 400’... TL tedbir ve iştirak nafakalarına hükmedilmiş olup davalı erkeğin istinaf kanun yoluna başvurusu üzerine erkeğin kusur tespitine yönelik istinaf talebi kabul edilerek sair hususlar esastan reddedilmiştir. Hüküm, davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. İlk derece mahkemesince ilk hükümde kadın yararına hüküm altına alınan yoksulluk nafakası ile müşterek çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının miktarları sadece davalı erkek tarafından istinaf edilmiş olup bu miktarlar yönünden davalı erkek yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur....

        Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 13.04.2022 tarih ve 2022/830 Esas, 2022/1444 Karar sayılı kararı ile, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı gerekçesi ile erkeğin tüm, kadının ise kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakalar için kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda TÜİK’in yayınladığı yıllık ÜFE oranında artırılmasına ilişkin istinaf talebi dışındaki taleplerinin esastan reddine, kesinleşen ve istinaf edilmeyen konularla ilgili yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakalarına kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda TÜİK’in yayınladığı yıllık ÜFE oranında artırılmasına artış uygulanmasına karar verilmiştir. V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; 6 yıldır hiçbir artış olmayan davacı eş için nafaka artırım talebinin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca müşterek çocuklar için nafakalara tefe/tüfe oranlarında artış talebi olmalarına rağmen hükümde yer verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava yoksulluk ve iştirak nafakası artırım talebine ilişkindir....

          yatırımlar müdürü olarak çalıştığını, aylık geliri ve prim alacaklarının 40.000,00 TL nin üzerinde olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı için aylık 100 TL yoksulluk nafakasına ve müşterek çocuk için aylık 100 TL iştirak nafakasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda; taraflar .. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2015/170 Esas ve 2015/418 Karar sayılı ve 09.09.2015 tarihli ilamı ile anlaşmalı olarak boşanmışlar, davacı kadın yargılama sırasında herhangi bir nafaka talebi olmadığını ve müşterek çocuğun velayetinin davalı babaya verilmesi yönünde beyanda bulunmuş ve karar 17.10.1015 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı kadının kayıtsız şartsız olarak boşanma davası sırasında kendisi için nafaka talep etmeyeceği beyanı yoksulluk nafakasından feragat niteliğinde olup, davacı artık bir daha yoksulluk nafakası talebinde bulunamaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.02.2012 tarih vve 2012/3-836 E.-2013/306 K.sayılı kararı da bu yöndedir....

            , yoksulluk ve iştirak nafakalarının kaldırılmasını, aksi halde indirim yapılmasını talep etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu