Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hüküm davalı-davacı erkek tarafından kadının davasının ve feri taleplerinin kabülü yönünden temyiz edilmiş ve Dairemizin 2017/629 esas ve 2018/12711 karar sayılı kararıyla kadının kendisini yoksulluktan kurtaracak düzenli ve sürekli gelirinin bulunup bulunmadığının araştırılarak yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile karar verilmesi nedeniyle bozulmuştur. Bozma sonrası yapılan yargılamada, mahalli mahkemece bozma kararına uyulmasına karar verilerek tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmış ve kadının yoksulluk nafakası talebi reddedilmiştir. Bozma sonrası yapılan sosyal ekonomik durum araştırmasında kadının asgari ücret aldığı, 500 TL kira ödediği ve ortak çocuklarla yaşadığı tespit edilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakası Bağlanması -Yoksulluk Nafakası Bağlanması Velayetin Değiştirilmesi veya Çocuğun Kuruma Yerleştirilmesi Kişisel İlişkinin Kaldırılması Veya Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı tarafından karşı davasının reddi ile iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı dava dilekçesinde iştirak nafakası yanında ortak çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasını da talep etmiş ve tek dava için harç yatırmış, davalı- davacı da karşı davasında, yoksulluk nafakası ile ortak çocuğun velayetini veya kuruma yerleştirilmesini, kabul edilmediği takdirde ise kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini, ve tek dava için harç yatırmıştır....

      Hükme karşı davacı kadın tarafından kişisel ilişki; davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, kendi tazminat talepleri hakkında hüküm kurulmaması, yoksulluk nafakası ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesi, erkeğin kusur, nafakalar, maddi tazminat, manevi tazminat talebi hakkında hüküm kurulmaması ve yargılama giderleri ile vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunu kabul ederek davacı kadının iştirak nafakası talebinin reddine, kadın yararına ara kararı ile hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasına ve davalı erkek için tedbir nafakasına hükmedilmesine, erkeğin yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin maddi tazminat talebinin kabulüne ve manevi tazminat talebinin reddine, kadının yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına ve kadın için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar vermiştir....

        Ön inceleme duruşmasında da talep ettiği nafakaları yoksulluk ve iştirak nafakası olduğunu açıklamıştır. Olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirme hakime aittir. Davacı-karşı davalı kadının kendisi için talep ettiği nafakanın, boşanma kararından sonra da devam etmesine yönelik talebi "yoksulluk nafakası" anlamındadır. Davacı-karşı davalı kadının kendisi için boşanma kararı sonrasında devam edecek şekilde talep etliği nafakayı iştirak nafakası olarak adlandırmış olmasının, kadının dilekçeler teatisi aşamasında usulünce yoksulluk nafakası isteğinin bulunmadığı şeklinde yorumlanması usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası isteğinin bulunduğu gözetilerek bu hususta olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmamış olması bozmayı gerektirmiştir. 3- Davacı- karşı davalı kadının dava dilekçesinde yer alan 30.000 TL. manevi tazminat işleği hakkında hüküm kurulmamış olması da doğru bulunmamıştır....

          Mahkemece, kadın için aylık 650 TL yoksulluk nafakası, velayetleri anneye verilen müşterek çocuklardan 22/08/2012 doğumlu Mete için aylık 500 TL, 22/09/2016 doğumlu Eylül Ela için aylık 400 TL iştirak nafakası takdir edilmiş olup, değişen ekonomik şartlar, tarafların mevcut sosyal ve ekonomik durumları, müşterek çocukların yaşları itibariyle ihtiyaçları, nafakaların niteliği dikkate alındığında, takdir edilen yoksulluk nafakası ile müşterek çocuk Eylül Ela için takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekir....

          Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına, çocuğun yaşı ve ihtiyaçlarına, nafaka takdirine ilişkin ilamın kesinleşme tarihi ile eldeki davanın açılış tarihi arasında geçen süreye, Üfe artış oranına ve Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre müşterek çocuk için takdir edilen nafaka miktarı uygundur. Mahkemece artırılan nafakanın iştirak nafakası yerine yoksulluk nafakası olarak davalıdan alınmasına karar verilmesinin maddi hata niteliğinde bulunup mahallinde her zaman düzeltilebileceğinin anlaşılmasına göre istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiş ve aşağıdaki karar tesis edilmiştir....

          Yerel mahkemece verilen istinafa konu karar ile, davacının aylık 350,00 TL olan yoksulluk nafakasının 1.150,00 TL artırılarak aylık 1.500,00 TL'ye yükseltildiği, bir yıllık yoksulluk nafakası artış miktarının 13.800,00 TL'ye tekabül ettiği, müşterek iki çocuğun aylık ayrı ayrı 400,00'er TL olan iştirak nafakalarının 1.000,00'er TL artırımı ile ayrı ayrı aylık 1.400,00'er TL'ye yükseltildiği, her bir çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının ayrı ayrı bir yıllık miktarının 12.000,00'er TL'ye tekabül ettiği, HMK 341/2 maddesi gereğince karar tarihi olan 2023 yılı itibariyle miktar veya değeri 17.830,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin olduğu anlaşılmakla, davalının nafaka miktarlarına yönelik istinaf talebinin HMK'nın 352 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir....

          Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ....in yayınladığı ..... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile ... nafaka takdiri doğru görülmemiştir." gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir....

            Yerel mahkemece verilen istinafa konu karar ile, müşterek çocuklar için hükmedilen ayrı ayrı aylık 150,00'şer TL olan iştirak nafakalarının 500,00'er TL arttırılarak aylık 650,00'şer TL'ye yükseltildiği, bir yıllık iştirak nafakası artış miktarlarının ayrı ayrı (500x12) 6.000,00 TL'ye tekabül ettiği, davacı için hükmedilen aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasının 500,00 TL artırılarak aylık 750,00 TL'ye yükseltildiği, bir yıllık yoksulluk nafakası artış miktarlarının (500x12) 6.000,00 TL'ye tekabül ettiği HMK 341/2 maddesi gereğince karar tarihi olan 2022 yılı itibariyle miktar veya değeri 8.000,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin olduğu anlaşılmakla, davalının nafaka artış miktarlarına yönelik istinaf talebinin HMK 352 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir....

            Hüküm,kaldırılan yoksulluk nafakası miktarı itibariyle davalı-davacı kadın yönünden kesin niteliktedir.Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir. (6100 sayılı HMK m.352) Açıklanan nedenlerle kaldırılan yoksulluk nafakasının yıllık miktarı itibarıyla mahkeme kararı kesin nitelikte olduğundan davalı-davacı kadının bu yöndeki istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- )Davalı-davacı kadının iştirak nafakasının artırımı ile ilgili istinaf başvurusu yönünden; TMK. 182/2.maddesine göre;"Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır". TMK. 328/1.maddesine göre; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder....

            UYAP Entegrasyonu