"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakası miktarının azaltılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK. nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2012 tarihinden itibaren 1.690 TL. ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3-169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır.Hüküm, yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu uyarınca Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması/azaltılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080 TL'ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3-169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Hüküm, yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı uyarınca Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir....
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihtiyaçları ve harcamaları dikkate alındığında, yasal düzenlemeler ve Yargıtay İçtihatları doğrultusunda davalı kadın hakkında hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmez. Bu nedenle davalı kadın hakkında yoksulluk nafakasının kaldırılması hakkaniyete uygun bulunmamıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda; tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken davacının ekonomik durumu ve taraflar arasında mevcut olan denge durumu, ve davacının hastalığı da dikkate alınarak, TMK'nın 4. maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince, davalının yoksulluğunun da ortadan kalkmadığı kabul edilerek, (çoğun içinde az da vardır ilkesi gereğince) nafakadan uygun bir miktar indirime karar verilmesi gerekirken delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu yoksulluk nafakasının kaldırılması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Davacının yoksulluk nafakasının tamamının kaldırılması talebinin reddine, Davacının yoksulluk nafakasının indirilmesi talebinin kısmen kabulü ile; Silivri Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/141 Esas 1994/194 Karar numaralı boşanma kararı ile birlikte davalı kadın yararına hükmedilen aylık 200 Amerikan Doları nafakanın dava tarihinden itibaren 100 Amerikan doları indirilerek aylık 100 Amerikan Doları yoksulluk nafakasının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine" karar verilmiştir. Davalı kadın istinaf dilekçesinde, davacı ile karşılıklı kabulleri kapsamında 200 Dolar nafakada anlaşarak boşandıklarını, davacının, mahkeme huzurunda beyan ettiği iradesinden sonra nafakanın kaldırılmasını ya da indirilmesini isteyemeyeceğini, Kastamonu 1....
Sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocuk Gözlem İrena'nın velayetinin davacı anneye verildiğini, davacı müvekkil için aylık 250,00- TL yoksulluk nafakasına ve müşterek çocuk için aylık 200,00- TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, daha sonra Çal Asliye Hukuk Mahkemesi 06/03/2018 tarih, 2016/167 E. Ve 2018/135 K. Sayılı ilamı ile müvekkil lehine yoksulluk nafakası 100- TL arttırılarak 350,00- TL, müşterek çocuk yönünden ise 200,00- TL iştirak nafakasının 100,00- TL arttırılarak 300,00- TL nafaka verilmesine hükmedildiğini, müşterek çocuk sağlık giderleri olduğu ve sürekli tedavi görmesi gerektiğini belirterek yoksulluk nafakasının 1.000,00- TL ye ve iştirak nafakasının 750,00- TL ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 1- Davacının yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik istinaf isteminin incelenmesinde; Dava konusunun davalı yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması, müşterek çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakalarının ise azaltılması talebine ilişkin olduğu; Mahkemece, "Davacının yoksulluk nafakasına ilişkin davasının KISMEN KABULÜ ile mahkememizin 2018/1031 Esas ve 2018/935 Karar sayılı 25/01/2019 kesinleşme tarihli ilamı ile davalı kadın için hükmedilen ve ÜFE oranında artışına karar verilen yoksulluk nafakasının iş bu dava tarihi olan 07/02/2022 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 750,00 TL'ye indirilmesine, nafakanın kesinleşmesinden itibaren her yıl ÜFE oranında artırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davacının iştirak nafakasının indirilmesi davasının REDDİNE, " karar verildiği ve anılan hükme karşı davacı tarafından istinaf yasa yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. 6763 sayılı yasa ile değişik HMK. 341. maddesinin 2...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SUNGURLU ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 27/05/2014 NUMARASI : 2014/30-2014/214 Taraflar arasında görülen yoksulluk ve iştirak nafakasının artırımı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesi ile yoksulluk ve iştirak nafakalarının yetersiz olduğunu belirterek 200.00 TL olan yoksulluk nafakasının 500.00 TL ye, Mücahit için 175.00 TL olan iştirak nafakasının 400.00 TL'ye, Emre için 150.00 TL olan iştirak nafakasının 300.00 TL'ye çıkarılmasını talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesi ile davanın reddini istemiştir....
Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 2007 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını, yapılan anlaşma ve protokol uyarınca 2004 doğumlu müşterek çocuğun velayetinin davalıya bırakıldığını, protokol uyarınca müşterek çocuk lehine 400 TL iştirak nafakası, davalı lehine de 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, mali müşavir olan davacının geçen zaman içerisinde 1 yıla yakın tutuklu olarak cezaevinde kaldığını, tahliyesi ile birlikte işini kaybettiğini, şu an çalışmadığını, 600 TL nafaka ödeyecek imkanının kalmadığını belirterek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, iştirak nafakasının ise tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili dilekçesinde; tarafların anlaşmalı olarak boşandığını, davacının kendi arzusu ile nafaka ödemeyi kabul ettiğini, davacının kendi kusuru ile tutuklu kaldığını, şartların davacının kusuru ile değiştiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 27/11/2014 NUMARASI : 2014/189-2014/733 Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması/azaltılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesi ile davacı ve ortak çocuk için ödenen nafakaların yeterli olmadığını ileri sürerek aylık 500.00 TL olan iştirak nafakasının ve aylık 400.00'TL olan yoksulluk nafakasının 2.000.00'er TL ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesi ile davanın reddini istemiştir....
Toplanan delillerden; davalı kadının dava tarihi itibariyle çalıştığı, tarafların boşandıkları tarih itibariyle ise çalışmadığı, kabul edilen yoksulluk nafakasının üzerinden geçen zamanda yaşanan değişim, tarafların dosyaya yansıyan sosyal yaşam standartları dikkate alındığında; nafakanın tamamen kaldırılması sonucunu doğurmamakla birlikte bu durumun ''çoğun içinde az da vardır'' kuralı gereğince yoksulluk nafakasında TMK'nun 4.maddesi gereğince indirim yapılmasına neden olabileceğinden, ilk derece mahkemesince yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....