Davalı-karşı davacı erkek vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının davasının reddine, karşı davanın kabulü ile davacı-karşı davalı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, aksi takdirde nafakanın indirilmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince; dava ve karşı davanın reddine hükmedilmiştir. Davacı-karşı davalı kadın vekili; reddedilen yoksulluk nafakasının artırılması davasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı-karşı davacı erkek vekili; erkeğin reddedilen davasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; yoksulluk nafakasının artırılması istemine, karşı dava ise; yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi istemine ilişkindir....
İştirak nafakasına hükmedilen nafaka arttırım davasının davasının kesinleşme tarihi ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 2 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır....
Ancak, sonradan açılan yoksulluk nafakası davalarında yoksulluk nafakasının koşullarının oluşup oluşmadığı boşanma hükmünün kesinleştiği ana göre belirlenir. Bu şartlar yoksulluk nafakası istemine ilişkin dava tarihine göre değil, boşanma tarihine göre araştırılması ve şartları varsa yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Boşanmaya neden olan olaylarda tamamen veya daha fazla kusurlu olan eş yoksulluk nafakası talep edemeyecektir. Somut olayda; koca tarafından açılan boşanma davasında davalı kadının davacı kocasına hakaret içeren sözler söylemesi, bu sözlerin evlilik birliğini temelden sarsacak nitelikte olması nedeniyle boşanmalarına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiş; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 14.06.2010 tarihli kararı ile hüküm onanmış, süresi içinde karar düzeltme yoluna gidilmediğinden 13/09/2010 tarihinde boşanma kararı kesinleşmiş, huzurdaki dava 06/06/2011 tarihinde süresi içinde açılmıştır....
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda, davalı kocanın daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur tespitine bağlı olarak davacı kadının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddedilmesi doğru değildir. 3-Mahkeme tarafından davacı kadının eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile yoksulluk nafakası talebi reddedilmiştir.Yukarıdaki bentte açıklanan sebepler ile boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkek daha fazla kusurludur. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları değerlendirilerek yoksulluk nafakası konusunda hüküm kurulması gerekirken kusur durumu gerekçe gösterilerek yoksulluk nafakası talebinin reddi doğru olmamıştır. Kaldı ki, eşit kusurlu eş lehine de yoksulluk nafakasına hükmedilebilir....
Aile mahkemesinin 2014/1426 Esas, 2015/979 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma kararı ile asıl davacı lehine ayılk 250,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, asıl davacının evlenme olmaksızın fiilen başkası ile yaşam sürmekte olup geçimini sağlayabilecek biriyle yaşadığını belirterek asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; "Yoksulluk nafakasının artırılmasına ilişkin davada davalı-davacı adamın emekli olduğu, hali hazırda garanti bankasına ödediği aylık 1.063,00 TL kredisi olduğu, yeni bir evlilik yaptığı, bundan dolayı ekonomik giderlerinin arttığı, birleşen dava yönünden dinlenen tanık beyanlarından yoksulluk nafakası ödenen kadının resmi olarak evli olmamasına rağmen evli gibi yaşadığına kanaat getirildiği," gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile Ankara 8....
Mahkemece; davalı asgari ücretle çalışmakta olup, sosyal güvencesi bulunmaktadır ve geliri aldığı nafakadan daha fazladır. Bu durumda, davalının yoksulluk halinin ortadan kalktığı ve davanın kabulü ile nafakanın kaldırılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davalı, 2011 yılından beri çalıştığından, davacıda dava tarihine karar nafaka ödemelerine devam ettiğinden bu süre içerisinde ödenen nafakalar iyiniyetli isteğe bağlı yardım olarak kabul edilmiştir, gerekçesiyle; nafakanın karar tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiştir. TMK'nun 176/3.maddesine göre; irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla kaldırılması mümkündür. Yine, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....
Halıcılık İnşaat Emlak Turizm Sanayi ve Ticaret Limited şirketinin üzerine kayıtlı taşınmazlarda birçok haciz bulunduğu, söz konusu şirketin 66.509,47 TL vergi borcu bulunduğu, davacının aylık 2.000 TL geliri olduğu, 15.660,43 TL Bağ-Kur prim borcunun bulunduğu, 274,21 TL vadesi geçmiş vergi borcu bulunduğu, nafaka borcunu ödeyemediği için hakkında icra takibi yapıldığı, nafaka borcu nedeniyle İcra ceza Mahkemesinde yargılandığı, tanık beyanlarına göre, davacının işlerinin kötü gittiği, davalının çalışıyor olması ve davacının ekonomik durumuna göre yoksulluk nafakasının devamının ve müşterek çocuklar için ayrı ayrı 500 TL iştirak nafakası ödemesinin mümkün olmadığı, gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalıya ödenen 300 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına, müşterek çocuklar için ödenen aylık 500'er TL iştirak nafakasının ayrı ayrı 250 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Yoksulluk nafakasının...
Aile Mahkemesinin 2013/390 Esas 2014/675 Karar sayılı kararı ile hükmolunan aylık 200-TL olan yoksulluk nafakasının ve müşterek çocuk ..... için aylık 200-TL olan iştirak nafakasının dava tarihi olan 10/02/2016 tarihinden itibaren aylık 400-TL' ye çıkartılmasına ve her ay davalıdan alınarak davacıya ödenmesine fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakası miktarının her yıl enflasyon oranında artırılmasına karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir. 1-Temyize konu uyuşmazlık; dava dilekçesinin ve ön inceleme duruşma günün davalıya 7201 Sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde bildirilip bildirilmediği, buna bağlı olarak da karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/12/2020 NUMARASI : 2020/204 ESAS, 2020/602 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKANIN ARTIRIMI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğundan; Dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı dava dilekçesinde özetle, davalı ile Bakırköy 7.Aile Mahkemesinde boşandıklarını, çocuk için aylık 200,00 TL nafakaya hükmedildiğini belirterek aylık 200,00 TL olan çocuk nafakasının aylık 700,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulü ile; dava tarihinden itibaren daha önce Bakırköy 7.Aile Mahkemesinin 2014/709 Esas 2015/730 Karar sayılı dosyası ile belirlenen müşterek çocuk için aylık 200,00 TL iştirak nafakasının 300,00 TL artırılarak aylık 500,00 TL'ye çıkartılmasına, davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/06/2021 NUMARASI : 2020/584 ESAS, 2021/723 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKANIN ARTIRIMI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğundan; Dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile boşandıklarını, müşterek çocukların velayetlerinin kendisine verildiğini, çocukların her biri için 200,00'er TL iştirak nafakası bağlandığını, davalının gelirinin arttığını belirterek çocuklar için 200,00'er TL iştirak nafakalarının dava tarihinden itibaren 750,00'şer TL iştirak nafakasına yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....