usul ve yasaya aykırı (6100 S....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının 200 TL’den 300 TL’ye, iştirak nafakasının 100'er TL 'den 250'şer TL'ye artırılmasına karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.Taraflar arasında görülen “Boşanma” davası sonucunda davacı kadın yararına 200 TL yoksulluk nafakasının, müşterek çocuklar için 100 er TL iştirak nafakasının hükmün kesinleştiği 13.10.2008 tarihinden itibaren tahsiline karar verilmiş, bu dava ise 1 yıl sonra 26.10.2009 tarihinde açılmıştır.Sosyal, ekonomik durum araştırması sonucunda, davacı kadının ev hanımı olup, çalışmadığı, evi ve arabasının olduğu, davalının sabit çalışmadığı aylık 1.000 TL geliri olduğu ve annesi ile yaşadığı, müşterek çocukların ise ilkokula ve kreşe gittiği anlaşılmaktadır.Davada, yoksulluk (TMK.nun md.176) ve iştirak (TMK.nun md.330) nafakasının artırılması talep edilmektedir.Dosya kapsamına göre boşanma davasının sonuçlanmasından sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında önemli bir değişiklik olmadığı anlaşıldığından...
Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurlu oldukları halde, yanılgılı değerlendirme sonucu kadının erkeğe nazaran daha fazla kusurlu kabul edilmesi bozmayı gerektirmiştir. 3-Davalı kadın cevap dilekçesinde yoksulluk nafakası talebinde bulunmamıştır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı kadın tarafından karar bu yönden de istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince bu hususta da esastan ret kararı verilmiştir. Dosyada yapılan incelemede davalı kadının yoksulluk nafakasına yönelik usulüne uygun ve süresinde bir talebinin olmadığı anlaşılmaktadır. O halde, kadının yoksulluk nafakası (TMK m. 175) isteği hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken, kesin hüküm oluşturacak şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....
Ve Tic. Ltd. Şti. Olan, ... çek numaralı, 10.02.2021 keşide tarihli, 18.000,00-TL bedelli çekin müvekkili şirket tarafından kargoya verilerek müvekkili şirketin müşterisine gönderilmesinin amaçlandığını, fakat çekin ... kargo firmasında kaybolduğunu beyanla; çek üzerine ödeme yasağı konulmasını ve yargılama neticesinde iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLER: İlanların yaptırıldığı görüldü. ... T.A.Ş.'ne yazılan müzekkereye cevap verildiği, davaya konu çekin ... A.Ş. Tarafından ibraz edildiğinin bildirildiği görüldü. Mahkememizin 07/04/2021 tarihli celsesinde davacı vekiline ... A.Ş. Aleyhine çek istirdati davası açması için süre verildiği, davacı vekilinin 21/04/2021 tarihli dilekçesi ile 20/04/2021 tarihinde ... A.Ş. Aleyhine .... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/... Esas sayılı dosyası ile istirdat davası açtıklarını, istirdat davasına ilişkin olarak .... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/......
Aile Mahkemesi'nin 2011/458 esas sayılı dosyası ile boşandıklarını ve bu karar ile davalı için aylık 250 TL yoksulluk , müşterek çocuk için aylık 200 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, mevcut durum itibariyle kendisinin işsiz olduğunu ve hiçbir geliri bulunmadığını belirterek, yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılmasına, bu talebin kabul edilmemesi halinde ise yoksulluk nafakasının aylık 100 TL'ye, iştirak nafakasının ise aylık 75 TL'ye düşürülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davalı için ödenen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, müşterek çocuk için ödenen iştirak nafakasının aynen devamına karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir davetiye, davalı tarafa aynı tebligat evrakı ile tebliğe çıkarılmış ve Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebliğ edilmiş olup, bu tebligat usulsüzdür....
Mahkemece nafakanın niteliği ve anılan nedenlerle TMK. 4.maddesi gereğince "hakkaniyete" uygun nafaka miktarına karar verilmesi gerekirken; somut nedenleri ve gerekçeleri açıklanmadan fazla miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Bu İtibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Anılan bilirkişi raporu ve mahkemece yapılan araştırma hüküm vermeye elverişli değildir . Mahkemece yapılacak iş; bilirkişinin ek bilirkişi raporu hazırlaması sağlanarak, icra dosyası incelenerek, asıl alacak, faiz, masrafların tamamı yönünden döküm yaptırılması, sonuçta dava tarihi itibari ile davacının icra dosyasına ödemesi gereken bedel yaptığı fazla bir ödeme bulunup bulunmadığının saptanması, davacının fazla ödenen bedelin mahsubu için açmış olduğu dava dosyasının da incelenerek mükerrer ya da fazla bir ödeme bulunup bulunmadığının araştırılması ve varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesinden ibarettir. Anılan inceleme ve araştırmalar yapılmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamış ve kararın bozulması gerekmiştir....
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, davacının Çocuk Esirgeme Kurumundan almış olduğu para yardımı, ekonomik göstergelerdeki olumsuz değişiklikler ve ÜFE artış oranları dikkate alındığında, davacı yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının fazla olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun, ekonomik etkenler, tarafların sosyal yaşantısı, davacının ihtiyaç durumu dikkate alınarak, davalının ekonomik durumunu zorlamayacak, ÜFE artış oranları da gözönünde bulundurularak, TMK.nun .... maddesi gereğince hakkaniyete uygun nafaka miktarına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde fazla nafaka miktarına hükmedilmesi doğru görülmemiştir....
Bu nedenle davacı kadına takdir edilen yoksulluk nafakasının, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın değer kaybı, boşanma davasının açıldığı tarih ile eldeki dava tarihi arasında geçen süre ve ÜFE artış oranları nazara alındığında artırılmasına karar verilmesi gerekirken talebin reddi hatalı olup, nafakanın aylık 400,00 TL'ye çıkartılması yukarıda belirtilen kriterlere uygun bulunmuş nafaka dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 400,00 TL olarak belirlenmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
KARŞI OY YAZISI Davacı-davalı kadının aylık 800 TL çevresinde düzenli ve sabit nitelikte emekli maaşı bulunmaktadır. Yoksulluk nafakasına, evlenmekle sahip olunan refah durumu ile boşanmadan sonra oluşacak gelir yoksunluğu arasındaki fark olarak hükmedilemez. Yoksulluk nafakası Türk Medeni Kanununun 2/1. maddesindeki dürüstlük (objektif iyiniyet) çerçevesinde değerlendirilerek; aynı koşullara sahip bir kadının yaşamını sürdürmesi için gerekli asgari yaşam ihtiyaçlarına ve yükümlünün ödeme gücüne göre takdir edilmelidir. Bu bakımdan yapılan değerlendirmede yaklaşık iki yıllık bir evlilik sonucunda emekli maaşı olarak belirli bir miktar gelire sahip olan kadın yararına hükmedilen aylık 1500 TL yoksulluk nafakası fazla/çok olmuştur. Hükmün diğer bölümlerinin onanmasına katılmakla birlikte; daha az/makul miktarda yoksulluk nafakası takdir edilmek üzere hükmün sadece bu yönden bozulması gerektiğini düşünüyorum....