Aile Mahkemesinin 2011/942 Esas 2012/297 Karar sayılı 25.04.2012 tarihli kararı ile boşandıklarını, boşanma ilamında davalı eski eş için 3.000,00 TL yoksulluk nafakasının müşterek çocuklar Mehmet Cem ve Mustafa Can içinde toplamda 2.000,00 TL iştirak nafakasının yine ev giderleri ile ilgili olarak 4.000,00 TL'ye hükmedildiğini, bu bedellere TÜFE ve ÜFE artış oranının uygulanmasına, çocukların okul masraflarının, Garanti Emeklilik Sigortası'nın (müşterek çocuklar 18 yaşına gelinceye kadar) davalı ve müşterek çocuklarının ayakta ve yatarak tedavi kapsamlı muafiyetsiz özel sağlık sigortalarının müvekkili tarafından ödenmesine karar verildiğini, müvekkilinin bugün itibari ile mahkeme kararı doğrultusunda toplamda 20.000,00 TL ödemekte olduğunu TÜFE ve ÜFE artırımı neticesinde bugün itibari ile miktarın 25.000,00 TLye ulaştığını, davalının yoksulluk durumunun ortadan kalktığını, ekonomik olarak zenginleştiğini, müvekkilinin boşanma tarihi itibari ile maddi şartları iyi olup çocuklarının ve...
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına yoksulluk nafakasının niteliğine ve özellikle ÜFE endeks oranından fazla artış yapılmış olmasına göre yoksulluk nafakası miktarı hakkaniyete uygun bulunmamıştır. Bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasında yer alan "...yoksulluk nafakasının 100 TL artırılarak 220 TL" ibaresinin karar metninden çıkartılıp yerine" yoksulluk nafakasının 55 TL artırılarak 175 TL" rakamı yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 23.09.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına yoksulluk nafakasının niteliğine ve ilk nafaka tarihinden itibaren geçen süreçte gerçekleşen ekonomik göstergelere göre davacı eş için hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı fazla olup hakkaniyete uygun bulunmamıştır. Bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasında yer ... "yoksulluk nafakasının 80 TL daha arttırılarak aylık 150 TL'ye" ibaresinin karar metninden çıkartılarak yerine "yoksulluk nafakasının takdiren 90 TL'ye" ifadesi yazılmak suretile hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 18.2.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların sosyal ve ekonomik durumları ayrıntılı olarak araştırılıp, tarafların mevcut aylık gelirlerinin belirlenmesi, davacının sosyal ve ekonomik durumunun değişip değişmediği, davalı kadının yoksulluk nafakası takdir edilmesi sırasında çalışıp çalışmadığı ve ek gelirinin bulunup bulunmadığı hususlarının belirlenmesi, davalı nafaka takdiri sırasında çalışıyor ise bu olgu gözetilerek yoksulluk nafakası takdir edilmiş olduğu nazara alınıp, asgari ücret düzeyindeki gelirin yoksulluk nafakasını tamamen kaldıran bir husus olmadığı da göz önünde bulundurularak, hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde yoksulluk nafakasının tümden kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece; iştirak nafakasının artırılmasına ilişkin davanın kısmen kabulüne, yoksulluk nafakasının artırılmasına ilişkin davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Somut olayda mahkemece, kendisini vekil ile temsil ettiren ve iştirak nafakasının artırılmasına yönelik davası kısmen kabul edilen davacı yararına vekalet ücreti takdir edildiği halde kendisini vekil ile temsil ettiren ve aleyhine açılan yoksulluk nafakasının artırılmasına yönelik dava tamamen reddedilen davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemesi isabetli bulunmamıştır....
Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Bundan ayrı olarak; TMK.327.maddesinde "çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır" denilmektedir. Somut olayda; müşterek çocuk için belirlenen iştirak nafakasının üzerinden dava tarihine kadar 5 yıla yakın zaman geçmiştir. Bu zaman içerisinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları gibi müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır. Paranın alım gücü en azından enflasyon oranında da azalmıştır....
Mahkemece yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırması sonucunda davacının ev hanımı olduğu, anne-babası ile birlikte yaşadığı, açıköğretim fakültesi öğrencisi olduğu; davalının subay olarak görev yaptığı, aylık 2.350,00 TL geliri bulunduğu, lojmana 200,00 TL kira verdiği, bir tane dairesi bulunduğu tespit edilmiştir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, tarafların fiilen bir gün birlikte yaşadığı hususu, ekonomik göstergelerdeki olumsuz değişiklikler ve ÜFE artış oranı dikkate alındığında, davacı yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının fazla olduğu anlaşılmaktadır....
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihtiyaçları ve harcamaları dikkate alındığında, yasal düzenlemeler ve Yargıtay İçtihatları doğrultusunda davalı kadın hakkında hükmedilen yoksulluk nafakasından indirim yapılması gerekli ise de, davalı hakkında hükmedilen aylık 800 TL yoksulluk nafakasının 500 TL indirilerek, davalı lehine aylık 300 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesi, mahkemece yapılan indirimin fazla olması nedeniyle hakkaniyete uygun bulunmamıştır. O halde, mahkemece yapılacak işin; tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, TMK'nun 4.maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince nafaka miktarının makul bir oranda indirilmesi olması gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu yoksulluk nafakasından fazla miktarda indirim yapılması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihtiyaçları ve harcamaları dikkate alındığında, yasal düzenlemeler ve Yargıtay İçtihatları doğrultusunda davalı kadın hakkında hükmedilen yoksulluk nafakasında indirim yapılması gerekli ise de, davalı hakkında hükmedilen aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasının 200,00 TL indirilerek, davacı lehine aylık 50,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesi, mahkemece yapılan indirimin fazla olması nedeniyle hakkaniyete uygun bulunmamıştır. O halde, mahkemece yapılacak işin; tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, TMK'nun 4.maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince nafaka miktarının makul bir oranda indirilmesi olması gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu yoksulluk nafakasında fazla miktarda indirim yapılması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 18/09/2014 NUMARASI : 2014/118-2014/419 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2011 yılında boşandıklarını, boşanma kararı ile davalı lehine aylık 200-TL yoksulluk nafakası ödenmesine karar verildiğini, ancak davalının ekonomik durumunun boşanma davası sonrasında iyileştiğini, emekli olduğunu, emekli aylığı almaya başladığını, müvekkilinden aldığı yoksulluk nafakasına ihtiyacının kalmadığını, davalıya ödenen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....