Yoksulluk nafakasına hükmolunabilmesi için nafaka talep eden eşin boşanmaya neden olan olaylarda, yükümlü olan eşe nazaran daha ağır kusurlu bulunmaması gerekir. Yoksulluk nafakası boşanma davası içinde ve onun devamı sırasında boşanma ile ilgili hüküm kesinleşinceye kadar istenebileceği gibi boşanma davası sonuçlandıktan sonra harcı verilerek açılmış ayrı bir dava ile de istenebilir. Ancak, sonradan açılan yoksulluk nafakası davalarında yoksulluk nafakasının koşullarının oluşup oluşmadığı boşanma hükmünün kesinleştiği ana göre belirlenir. Bu şartlar yoksulluk nafakası istemine ilişkin dava tarihine göre değil, boşanma tarihine göre araştırılması ve şartları varsa yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Boşanmaya neden olan olaylarda tamamen veya daha fazla kusurlu olan eş yoksulluk nafakası talep edemeyecektir....
Somut olayda; taraflar Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/472 Esas- 2011/30 Karar sayılı ilamı ile boşanmışlar ve davalı lehine 250 TL yoksulluk nafakası hükmedilmiştir. Davalı kadın, boşanma dava tarihinde herhangi bir işte çalışmamaktadır. Kendisine aylık 250 TL yoksulluk nafakası bağlanmış, boşanmadan sonra güvenlik görevlisi olarak çalışmaya başlamış, asgari ücret seviyesinde bir gelire kavuşmuştur. Aldığı nafaka ile elde ettiği gelir toplamı, davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir. Zira, yoksulluk durumu, günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır....
Bu nedenle yoksulluk nafakasının tümüyle kaldırılması doğru görülmemiştir. Ne var ki davacı, yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, olmadığı takdirde indirilmesini talep etmiştir. Mahkemece kaldırma talebinin reddi ile, yoksulluk nafakasının mahkemece hakkaniyet ölçüsünde indirilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen 21.01.2020 tarihli hükümle kadın yararına 20.000 TL maddî ve 23.000 TL manevî tazminat ile 14.400 TL toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, kadının ziynet alacağı davasın reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Dairemizin 16.12.2020 tarihli kısmen onama, kısmen bozmaya dair ilamıyla kadının tüm, erkeğin sair temyiz itirazları reddedilmiş; kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının çok olduğu belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen son hükümle kadın yararına 6.000 TL maddi ve 8.000 TL manevi tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin ise çalışmaya başladığı gerekçesiyle reddine hükmedilmiştir. Mahkemece Dairemizin 16.12.2020 tarihli bozma ilamına uyulmuşsa da yoksulluk nafakası yönünden bozma ilamının gereği yerine getirilmemiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, asıl dava bakımından, davanın kısmen kabulü ile, Tuzla Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/533 Esas, 2007/438 Karar sayılı ilamı ile davacı kadın lehine hükmedilen 150,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren arttırılarak, aylık 950,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen yoksulluk nafakasının kararın kesinleşmesini takip eden yıllarda TÜİK tarafından açıklanacak ÜFE oranlarında attırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, karşı dava bakımından, karşı davacı erkeğin yoksulluk nafakasının kaldırılması isteminin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı-davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK'nın 341/2 "Miktar veya değeri 17.830,00 Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir....
yoksulluk nafasına ilişkin bölümünün bu değişik gerekçeyle bozulmasına, karar vermek gerekmiştir....
Davacı (kadın) önceki aşamalarda yoksulluk nafakası talep etmemiş, ancak ön inceleme duruşmasında 300 TL yoksulluk nafakası talep etmiş; davalı (koca) talep sonucunun genişletilmesine açık muvafakat bildirmediği gibi, davacı tarafından bu konuda yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmamaktadır (HMK md. 141). Bu sebeple yoksulluk nafakası talebi hakkında "karar verilmesine yer olmadığı" kararı verilecek yerde yazılı şekilde davacı (kadın) yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Ne var ki, davalının temyizi üzerine yapılan ilk incelemede bu husus gözden kaçtığından, hüküm yoksulluk nafakası yönünden de onanmıştır. Davalının bu yönlere ilişkin karar düzeltme talebi açıklanan sebeple yerinde görüldüğünden kabulüne, Dairemiz ilamının onamaya ilişkin bölümünün yoksulluk nafakasına münhasır olarak kaldırılmasına, hükmün yoksulluk nafakası yönünden açıklanan sebeplerle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
davalının yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının hüküm bölümünde bulunan yoksulluk nafakasına ilişkin 1.bendinin kaldırılmasına ve bu konuda yeniden hüküm kurularak, davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanısına ulaşılmıştır....
Davalı vekili dilekçesinde; tarafların anlaşmalı boşanmalarından 5 ay gibi kısa bir süre sonra bu davanın açıldığını, müvekkilinin anlaşmalı boşanma ile hüküm altına alınan yoksulluk ve iştirak nafakası ile geçimini temin etme imkanı olmadığından asgari ücretle bulduğu bir işte çalıştığını, aldığı ücretin kedsinini yoksulluktan kurtaracak bir miktar olmadığını, davacının boşanma karar sonrasında hükmedilen nafakaları ödemediğini, davalının yoksulluk halinin devam ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının kabulü ile yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına, iştirak nafakasının indirilmesi davasının reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmiştir....
kalkması gibi yoksulluk nafakasının azaltılmasını gerektirecek koşullarda bulunmadığı," gerekçesiyle yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının reddine karar verilmiştir....