Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası, ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. O halde, mahkemece; dava tarihindeki şartlara göre, davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı; asgari ücret sınırındaki gelirinin varlığının yoksulluk nafakasının kaldırılmasına neden olmadığı , davalının daha önce de düzenli olmayan çalışmaları olduğu, tarafların boşanma dönemindeki ekonomik sosyal durumlarının değişmediği, davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması şartlarının gerçekleştiğini kanıtlayamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

    Taraflar arasındaki yoksulluk - iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile 2014 yılında boşandıklarını,müşterek çocuk olan 2008 doğumlu . velayetinin tarafına verildiğini ve boşanma neticesinde kendisi lehine aylık 100,00 TL yoksulluk,müşterek çocuk için ise aylık 150,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini,aradan geçen sürede müşterek çocuk ve kendisinin ihtiyaçlarının arttığını,hükmedilen nafakaların yetersiz kaldığını ileri sürerek,aylık 100,00 TL’lik yoksulluk nafakasının 200,00 TL’ye;aylık 150,00 TL’lik iştirak nafakasının ise 300,00 TL’ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili davacının, davalı eski eşine 300 TL yoksulluk nafakası ödediğini; ancak, davalı eşin çalışmaya başladığını ve gelirinin iyi olduğunu ileri sürerek; yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava temiştir....

        Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (...07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları).Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. ./.. -2- Somut olayda; tarafların boşandıkları, boşanma ilamı ile davalı yararına 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, 16.02.2015 tarihinde açılan nafaka artırım davası ile yoksulluk nafakasının 350 TL'ye yükseltildiği sabittir....

          Somut olayda davacı kadın yoksulluk nafakasının arttırılmasını talep etmiş, kadının davası kısmen kabul edilerek kadın yararına aylık 1700 TL arttırım yapılarak, aylık 1800 TL olan yoksulluk nafakasının aylık 3500 TL olmasına hükmedilmiştir. Davalı erkek aleyhine hüküm altına alınan yoksulluk nafasında yapılan bir yıllık artış miktarı (20.400 TL) göz önüne alındığında bölge adliye mahkemesince verilen karar kesindir. Bu nedenle erkeğin yoksulluk nafakasının arttırılmasına ilişkin davanın kısmen kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple davalı erkeğin yoksulluk nafakasının arttırılmasına ilişkin davanın kısmen kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 12.04.2021 (Pzt.)...

            Tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile yoksulluk nafakasına toptan olarak hükmedilmesine yönelik taleplerinin olmaması dikkate alındığında davacı kadın yararına irat şeklinde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davacı kadın yararına toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru bulunmamış ve hükmün bozulması gerekmiştir. 3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece ... Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

              Dava dilekçesinde, boşanmakla yoksulluğa düşüldüğü, anlaşmalı boşanmada nafaka hakkının saklı tutulduğu ileri sürülerek yoksulluk nafakasına hükmedilmesi istenilmiş; mahkemece, tarafların boşanmasına ilişkin ilamda, yoksulluk nafakasından feragat edildiği böylece nafaka takdirine yer olmadığı yönünde hüküm kurulduğu bu dava ile de yeniden yoksulluk nafakası talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. TMK.'nun 175. maddesinde; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak kaydıyla diğer taraftan nafaka isteyebileceği düzenlenmiştir. HUMK.nun 91 ve devamı maddelerine göre de; feragat, iki taraftan birinin netice-i talebinden vazgeçmesidir. Bu vazgeçme beyanı dilekce ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabilir. Durusmada sözlü olarak ifade edilen feragat, tarafların huzurunda okunup imzalatılır ( HUMK.mad.151/son )....

                Davacı, dava dilekçesindeki talebinde de 150.00 TL olan yoksulluk nafakasının 350,00 TL'ye yükseltilmesini talep etmiş olduğuna göre, mahkemece "davacının yoksulluk nafakası artırımı davasının kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren aylık 100.00 TL'ye yükseltilmesine" ilişkin verdiği karar, (mevcut yoksulluk nafakasının da altına indirilerek) yanılgılı değerlendirmeye dayanmaktadır. O halde, mahkemece dava dilekçesindeki talep ve delil dosyaları nazara alınarak sonucuna uygun bir karar vermek gerekirken yazılı ve yanılgılı şekilde davacının yoksulluk nafakasının indirilmesine yol açacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....

                  Aylık irat şeklindeki tayin edilen yoksulluk nafakasının kendiliğinden kalkması sebebi oluşturan bir halin (TMK.m.176/2) varlığı, karardan önce ortaya çıktığına göre, bu durum nazara alınarak davacı yararına yeniden evlendiği tarihe kadar geçerli olmak üzere yoksulluk nafakası tayini gerekirken bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Ne var ki, kanuna uymayan bu husus hakkında yeniden yargılama yapılmasına da ihtiyaç bulunmadığından, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur (HUMK. m. 438/7)....

                    Davacının yoksulluk nafakanın kaldırılması yönündeki talebi için ayrıca harç alınmamıştır. Kaldırılması talep edilen yoksulluk nafakasının yıllık tutarı üzerinden hesaplanacak nisbi harç alınmadan (Harçlar Kanunu md. 30-32) davaya devam edilmesi yanlış olmuştur. O halde, mahkemece davacıya "yoksulluk nafakasının kaldırılması" yönündeki talebiyle ilgili nispi harcın tamamlattırılması ve sonucu itibariyle karar verilmesi gerekirken, eksik harçla yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 3- Kabule göre de; Davacının talebi yoksulluk nafakasının kaldırılması olduğu halde, mahkemece iştirak nafakasının kaldırılması olarak değerlendirilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....

                      UYAP Entegrasyonu