Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE )MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün,süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine;temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra,dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile 2011 yılında boşandıklarını, boşanma neticesinde davalı için aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini,ancak davalının SGK'dan emekli olduğunu ve halihazırda kendisinden fazla geliri bulunduğunu, yine bu gelirinin de düzenli bir gelir olduğunu ileri sürerek; davalının emekli olma tarihinden itibaren lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, cevap dilekçesi sunmamıştır....

    Aile Mahkemesinin 08.07.2021 tarih, 2019/242 Esas ve 2021/434 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.2. maddesi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm tesisine. 1- Davacı T1'ün iştirak nafakasının kaldırılması veya azaltılması taleplerinin REDDİNE, 2- Davacı T1'ün yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin REDDİNE, 3- Davacı T1'ün yoksulluk nafakasının azaltılması talebinin KABULÜ ile; Antalya 5....

    Mahkemece ilk bozma ilamına uyularak verilen ikinci kararda; T.M.K. 176 maddesine göre davalının çalışarak davacıya yakın bir gelir elde ettiği, yoksulluğunun ortadan kalktığı anlaşıldığından davalıya ödenen yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiş; kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine Özel Dairece, yukarıda açıklanan gerekçeler ile hüküm bozulmuştur. Mahkemece,davacının talebinin dava dilekçesinde açık ve net olarak belirtildiği şekilde davalıya ödenen yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkin olduğu, bu talebin yoksulluk nafakasının indirilmesi talebi olarak değerlendirilmesinin söz konusu olamayacağı belirtilerek ve önceki gerekçe genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir. Direnme kararını davalı vekili temyize getirmektedir....

      Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının 200 TL’den 300 TL’ye, iştirak nafakasının 100'er TL 'den 250'şer TL'ye artırılmasına karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.Taraflar arasında görülen “Boşanma” davası sonucunda davacı kadın yararına 200 TL yoksulluk nafakasının, müşterek çocuklar için 100 er TL iştirak nafakasının hükmün kesinleştiği 13.10.2008 tarihinden itibaren tahsiline karar verilmiş, bu dava ise 1 yıl sonra 26.10.2009 tarihinde açılmıştır.Sosyal, ekonomik durum araştırması sonucunda, davacı kadının ev hanımı olup, çalışmadığı, evi ve arabasının olduğu, davalının sabit çalışmadığı aylık 1.000 TL geliri olduğu ve annesi ile yaşadığı, müşterek çocukların ise ilkokula ve kreşe gittiği anlaşılmaktadır.Davada, yoksulluk (TMK.nun md.176) ve iştirak (TMK.nun md.330) nafakasının artırılması talep edilmektedir.Dosya kapsamına göre boşanma davasının sonuçlanmasından sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında önemli bir değişiklik olmadığı anlaşıldığından...

        Tüm dosya hakkaniyet ve nesafet kuralları çerçevesinde değerlendirildiğinde; davacının davasının kabulu ile davalının evlilik tarihi olan 16/08/2018 tarihi itibari ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği "gerekçesi ile; " Davacının Davasının Kabulü ile; Zile Asliye (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Hukuk Mahkemesi'nin 2013/158 esas 2014/378 karar sayılı boşanma davasında davalı lehine hükmedilen 500,00 TL yoksulluk nafakasının, davalının evlenmesi nedeniyle 16/08/2018 tarihi itibarıyla kaldırılmasına, "karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı taraf istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı erkek tarafından açılmış yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir....

        Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ortak çocuğa bağlanan iştirak nafakasının yeterli olduğunu, müvekkilinin borçlarının olduğunu, müvekkilinin nafaka harici özel okul ödemeleri yaptığını, kadının anlaşmalı boşanma protokolünde belirlenen yoksulluk nafakasının tamamını tahsil ettiğini, iş hukukuna dayandırdığı yoksulluk nafakasının devamına karar verilmesi isteminin yersiz ve haksız olduğunu kadının davasına gerekçe gösterdiği husus hakkında iş mahkemesinde açtığı tespit davasını kaybettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulüne, kadının yoksulluk nafakasının devamına dair isteminin reddine, iştirak nafakasının ise dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1500 TL artırılarak 2500 TL sına yükseltilmesine karar verilmiştir....

        Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise tazminatların miktarı ve yoksulluk nafakasına toptan hükmedilmesi ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Yoksulluk nafakasının, toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir(TMK m.176/1)....

          İlk derece mahkemesince, TMK'nun 176/1 maddesi gereğince, tarafların fiilen evli kaldıkları süre, ekonomik durumları, kusur durumları ve hakkaniyet ilkesi ile benzer mahiyette yüksek yargı kararları da dikkate alınarak yoksulluk nafakasının toptan şekilde davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Tarafların kararı yoksulluk nafakası yönünden de istinaf etmesi üzerine bölge adliye mahkemesince, somut bir gerekçe olmaksızın davalı kadın için “aylık” şeklinde yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Mahkemece, yoksulluk nafakasının kadın yararına aylık şeklinde ödenmesine hükmedilmesi tarafların ekonomik sosyal durumları, evlilikte geçen süre, tarafların yaşları dikkate alındığında Kanunun (TMK m. 176/1) amacına uygun değildir. O halde, bölge adliye mahkemesince, yoksulluk nafakasının toptan biçiminde ödenmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi somut olay bakımından isabetli bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakası artırım davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı dilekçesinde; boşanma davasında hüküm altına alınmış olan yoksulluk nafakasının yetersiz kaldığını ileri sürerek; yoksulluk nafakasının 175,00 TL den 800,00 TL ye, çıkarılmasını talep etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüyle aylık 450,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....

              Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, davalı için bağlanan aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, müşterek çocuklar için ayrı ayrı bağlanan aylık 200,00'er TL iştirak nafakasının indirilmesi talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından yoksulluk nafakasının kaldırılmaması gerektiği gerekçesiyle temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık konusu, davalının asgari ücretle çalışması nedeniyle davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması gerekip gerekmediği konusundadır. TMK’nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır....

                UYAP Entegrasyonu