Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-TL yoksulluk nafakası ödediğini, şu halde; davalıya 01/01/2020 tarihinden 01/09/2020 tarihine kadar ödenen aylık 2.909,25.-TL tutarındaki yoksulluk nafakasının 409,25.-TL’si, yani toplamda ödenen 409,25- TL X 9 = 3.683,25.-TL tutarındaki bedelin hukuki mesnetten yoksun olduğunu, dolayısıyla; davalı, 3.683,25....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafaka artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde, boşanma ilamıyla müşterek çocuk lehine 150 TL iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, nafakaların, ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını ileri sürerek iştirak nafakasının 500TL'ye, yoksulluk nafakasının 600 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının 300TL'ye yoksulluk nafakasının ise aylık 400,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davalı kadının tedbir nafakasının reddine karar verilmiş davalı kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, tarafların temyizi üzerine Dairemizin 13/02/2017 tarihli ilamı ile tedbir nafakasının reddinin onanmasına, tarafların gelirleri yakın olduğundan yoksulluk nafakasının da reddine karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Dosyada mevcut 2014 yılı mali durum araştırma formunda davalı kadının emekli olduğu, 1000 TL aldığı belirtildiği halde SGK kaydında davalı kadının aktif ya da pasif çalışma kaydının bulunmadığı bildirilmiştir. Bu durumda davalı kadının mali durumu hakkında dosyada çelişkili belgeler bulunmaktadır....

      Davada; davalının sigortalı bir işte çalışmaya başladığı gerekçesi ile yoksulluğunun ortadan kalktığı belirtilerek; yoksulluk nafakasının kaldırılması talep edilmiş; mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilerek; nafakanın kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların 09.08.2006 tarihinde evlenip; 12.07.2012 tarihinde kesinleşen ilamla boşandıkları; boşanma ilamı ile birlikte davalı kadın lehine aylık 300,00 TL yoksulluk nafakası takdir edildiği, davacının boşanma ilamının kesinleşmesinden 2 ay sonra eldeki davayı açarak yoksulluk nafakasının kaldırılmasını istediği; davalı kadının hava limanında çalıştığı, aylık net 932,00 TL geliri bulunduğu; davacının ise astsubay olduğu anlaşılmaktadır....

        Somut olayda; boşanma ilamı ile davalı lehine hüküm altına alınmış olan aylık 250 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması istenilmiş, mahkemece; “çoğun içinde az da vardır” ilkesi uyarınca “… hükmolunan aylık 250 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde aylık 150 TL indirilmesine ve belirlenen miktarda yoksulluk nafakasının davacıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Buna göre mahkemece, aylık 250 TL olan yoksulluk nafakasının indirilmiş olduğu miktar açıkça belirlenmeyerek, infaz sırasında tereddütü gerektirecek bir durum yaratılmıştır....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması talepleri yönünden davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken gerekçeli kararda hükmedilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin tek geçim kaynağının davacı tarafından kendisine ödenen nafaka olduğunu, müşterek çocuklarının bakımını müvekkilinin üstlendiğini, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesinin hatalı olduğunu, ve müvekkilinin temel ihtiyaçlarının karşılanmasını imkansız hale getirdiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Davanın konusu velayetin değiştirilmesi, iştirak nafakalarının ve yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir....

          Temyiz Sebepleri Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin emekli maaşı haricinde geliri bulunmadığını, taşınmazlarından gelir elde etmediğini, taşınmazların bedelinin yarısının da mal tasfiyesi davası sonunda kadına verileceğini, ortak çocuk Elif'e de nafaka ödediğini ve tüm bu nedenlerle yoksulluk nafakasının çok olduğunu ileri sürerek; yoksulluk nafakasının miktarı yönünden temyize başvurmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, bozma kararına uyulmasına karar veren Bölge Adliye Mahkemesinin bozmanın amacına uygun karar verip vermediği ve kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının çok olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Türk medeni Kanunu'nun 4 üncü, 175 ... ve 330 uncu maddeleri. 3....

            halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir.Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır.Tarafların sosyo-ekonomik durumlarının araştırılması sonucu; davacının nafakanın artırıldığı tarihte aktif olarak çalıştığı, ancak bilahare 15.3.2010 tarihinde emekli olmakla maaşının azaldığı, evlendiği eşinin ev kadını olması nedeniyle yükümlülüğünün arttığı, davalının ise SGK’dan 720,00 TL emekli maaşı, babasından dolayı 250,00 TL yetim maaşı aldığı, intifa hakkı annesine ait evinin bulunduğu, reşit 3 çocuğu ile birlikte...

              Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. TMK’nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmalarına göre; davacının emekli olduğu, 2847 TL aylık aldığı; davalının ise asgari ücretle işçi olarak çalıştığı anlaşılmıştır. Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir....

                Davacı vekili dilekçesinde; ödenen iştirak ve yoksulluk nafakalarının yetersiz kaldığını ileri sürerek; davacı için yoksulluk nafakasının 300 TL’ye, müşterek çocuk için ise iştirak nafakasının 260 TL’ye çıkartılmasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu