nın velayetinin, müvekkili davacıya verildiğini ve 200.00 TL iştirak nafakası bağlandığını; müşterek çocuğun ihtiyaçlarının arttığını, müvekkilinin de bağırsak kanseri olup, tedavi gördüğünü, maddi anlamda zor durumda olduğunu ileri sürerek; iştirak nafakasının aylık 300 TL'ye çıkartılmasına, müvekkili lehine de aylık 500.00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, "Tarafların TMK'nun 166/3.maddesi uyarınca anlaşmalı olarak boşanmaları ve boşanma kararı ile davacı tarafa yoksulluk nafakası takdir edilmemesi nedeniyle, boşanmayla taraflar arasındaki evlilik birliği sona erdiğinden; sonradan davacı yararına yoksulluk nafakasının takdirinin mümkün olmadığı gerekçesiyle" yoksulluk nafakası talebinin reddine; davalı tarafın gelir durumu ile küçüğün ihtiyaçları dikkate alınarak, iştirak nafakasının aylık 260 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir....
mahkemesince, kadının sosyal inceleme raporundaki beyanından kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde sürekli ve düzenli kira geliri bulunduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesince verilen yoksulluk nafakasının kaldırılarak yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/239 Esas ve 2013/71 Karar sayılı ve 11.02.2013 tarihli kararı ile boşandıkları, boşanma kararının 11.02.2014 tarihinde kesinleştiği, işbu yoksulluk nafakası davasının ise 02.01.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Yoksulluk nafakası için bağımsız olarak dava açılabilmesinin ön koşulu; taraflar arasındaki boşanma davasının kesinleşmiş olmasıdır. Dava bağımsız açılmış yoksulluk nafakası istemi olduğuna ve taraflar arasındaki boşanma davası kesinleşmeden işbu dava açıldığına göre istemine kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Yoksulluk Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından; davalı yararına takdir edilen yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı yararına aylık irat şeklinde yoksulluk nafakası takdir edilmiş, bu şekilde hükmedilen yoksulluk nafakası "dört yılla" sınırlandırılmıştır. Mahkeme sınırlandırmanın gerekçesi olarak, "süresiz olarak tayin edilmesinin hakkaniyete uygun düşmeyeceğini, tarafların yaşları da dikkate alınarak iradın dört yılla sınırlandırılmasının hak ve nesafete uygun olduğunu" göstermiştir. Yasa, yoksulluk nafakasını belirli bir süreyle sınırlandırmamış, bu nafakanın "süresiz" olarak istenebileceğini öngörmüştür....
Ne var ki, bu yön ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından, davalının yoksulluk nafakasına yönelik karar düzeltme talebinin, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440-442 maddeleri gereğince kabulü ile, Dairemizin 24.02.2015 tarih ve 2014/9710 esas, 2015/2589 karar sayılı onama-bozma ilamının yoksulluk nafakasından bozmaya ilişkin 2/b bendinin hükümden çıkarılmasına, yoksulluk nafakası ile ilgili karar yönünden de hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Hükmün davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince, erkeğin yoksulluk nafakası ve tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebi kabul edilerek kadın yararına aylık 450,00 TL yoksulluk nafakası, 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminata hükmolunmuştur. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile İhlâl edilen mevcut ve beklenilen menfaat dikkate alındığında ilk derece mahkemesince kadın yararına hükmolunan aylık 550,00 TL yoksulluk nafakası, 20.000,00 TL maddi ve 18.000,00 TL manevi tazminat hukuka ve hakkaniyet ilkelerine uygundur. O halde bölge adliye mahkemesince erkeğin yoksulluk nafakasına ve tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamıştır....
Mahkemece, iştirak nafakasının davacının 18 yaşını ikmal etmesiyle kalktığı anlaşıldığından aylık 200 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Her ne kadar Mahkemece, davacının talebi yoksulluk nafakası hukuki nitelendirilmesi yapılarak hüküm tesisi cihetine gidilmiş ise de; dava niteliği itibari ile yardım nafakası talebine ilişkindir. Nitekim yoksulluk nafakası TMK.nun 175.maddesinde düzenlenmiş olup, bu düzenlemeye göre “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer tarafın mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm uyarınca eşler birbirlerinden yoksulluk nafakası talebinde bulunabilmektedirler. TMK'nın 364/1 maddesi gereğince; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt soyuna nafaka vermekle yükümlüdür....
Dairemizin 26.10.2017 tarihli 2016/5883 esas 2017/11778 karar sayılı bozma kararında; "Davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının çok olduğu” yönünde hüküm kurulmuştur. Ancak mahkeme, davalı-karşı davacı kadın yararına ilk kararında aylık 750 TL yoksulluk nafakası ödenmesine hükmettiği ve bozma ilamına uygun şekilde nafaka miktarında indirim yapması gerektiği halde, “...aylık 750 TL (aynı miktar) yoksulluk nafakası olarak devamına” şeklinde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 02.07.2019 (Salı)...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, yoksulluk nafakası talebinin reddi ile maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı kadının maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden istinaf başvurusu bulunmaması nedeniyle bu yönden karar kesinleştiğinden, temyiz dilekçesinin bu yönden reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; İlk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesince davacı-karşı davalı kadının asgari ücret seviyesinde ve sürekli geliri olduğu gerekçe gösterilerek yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş ise de; davacı-karşı davalı kadının asgari ücret seviyesindeki geliri kendisini...
Hüküm yoksulluk nafakasının miktarı bakımından da onanmalıdır....