Aile Mahkemesinin 2017/79 Esas, 2018/961 Karar 26.12.2018 tarihli karar sayılı ilamı ile tarafların boşanmalarına,15/06/2009 doğumlu, TC Kimlik numaralı Duru Yıldız'ın velayetinin davacı anneye verilmesine, davalı kadın için aylık 1.500,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00TL manevi tazminata ve 50.000,00TL maddi tazminata karar verildiği anlaşıldığı, kararın istinaf edildiği, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 05/03/2020 tarihli 20212019/1180 E 2020/749 K sayılı ilamı ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiği, taraflarca karar ilamının temyiz edildiği, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 02/11/2020 tarihli 2020/4002 E 2020/5193 K sayılı ilamı ile davacı kadının dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesi ile tedbir nafakası talep ettiği ,yoksulluk nafakası talebi olmadığından yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulduğu , bozma sonrası Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4....
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan sebeple davacının kusur belirlemesi ve kadın yararına takdir edilen tedbir nafakası yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple hükmün yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18.04.2016 (Pzt.)...
Dairemizin, 26/12/2019 tarih, 2018/2251 esas ve 2019/2230 karar sayılı ilamı ile: "davalı vekilinin kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise sair hususlara ilişkin istinaf taleplerinin esastan reddine" hükmedilmiştir. Dairemizin kararı, davacı kadın tarafından reddedilen yoksulluk nafakası, davalı erkek tarafından ise hükmün tamamı yönünden temyiz edilmiştir. Yapılan temyiz incelemesi neticesinde; Yargıtay 2....
Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre, yoksulluk nafakası artırılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının yanında, ülkedeki ekonomik gelişmeler (paranın satın alma gücündeki kayıp ve bu hususun taraflara etkisi) de gözönünde tutulmalıdır. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişiklikler ve ÜFE artış oranları dikkate alındığında, davacı lehine yoksulluk nafakası yönünden artırılan miktar fazladır....
Davacı kadının, ilk defa ön inceleme duruşmasından sonra ileri sürülen yoksulluk nafakası isteği, talep sonucunun genişletilmesi niteliğindedir. Davalı tarafın, bu isteğe açıkça muvafakatı bulunmamaktadır. Bu durumda ıslah da söz konusu olmadığına göre, davacının yoksulluk nafakası talebi artık incelenemez. Açıklanan nedenlerle, davacı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 13.04.2016 (Çrş.)...
Bozmaya uyulduktan sonra davacı-davalı (koca)'nın “atipik psikoz” rahatsızlığı sebebiyle hukuki ehliyetinin kısıtlanmış olması, yoksulluk nafakası ile ilgili sorumluluğunda etkili değildir. Çünkü yoksulluk nafakasını tayinde, nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK. m. 175/2) Bu nafakayı talep edenin kusurunun daha ağır olmaması yeterlidir. Bu husus da, uyulan bozma kararıyla tespit edildiğine göre, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiş olan kadın yararına, kocanın mali gücü oranında uygun miktarda yoksulluk nafakası takdir edilmelidir. Bu yön nazara alınmadan “kısıtlanmış olması sebebiyle kocaya kusur izafe edilemeyeceğinden” bahisle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi doğru bulunmamıştır. Hükmün bu yönden bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun onama kararına açıklanan sebeple katılamıyorum. ......
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece dava dilekçesinde terditli olarak talep edilen takibinin tamamının veya sadece her ay muaccel hale gelecek fazla nafakanın iptaline hükmedilmeyerek, işbu karar tarihinden itibaren devam etmekte olan nafakanın tedbir nafakası değil, yoksulluk nafakası olarak devamına yol açacak şekilde sadece muaccel olan fazla alacaklar için şikayetin kabul edildiğini, takibin devam eden nafakaya ilişkin kısmının iptali talebinin ise değerlendirilmediğini ve kabul edilmediğini, söz konusu icra dosyasının halen derdest olup, devam eden nafakanın tedbir nafakası olarak değil, yoksulluk nafakası olarak devam ettiğini, icra dairesinin karar lehlerinde olsa da devam eden nafaka için uygulanamayacağını belirttiğini, dolayısıyla işbu karar uyarınca kendilerinin her ay için ayrı dava açarak yoksulluk nafakası ile tedbir nafakası arasındaki 100 TL fazlalığın iptalini istemeleri gerekeceğini belirterek mahkeme kararının düzeltilerek dava...
Yoksulluk nafakasına hükmolunabilmesi için nafaka talep eden eşin boşanmaya neden olan olaylarda, yükümlü olan eşe nazaran daha ağır kusurlu bulunmaması gerekir. Yoksulluk nafakası boşanma davası içinde ve onun devamı sırasında boşanma ile ilgili hüküm kesinleşinceye kadar istenebileceği gibi boşanma davası sonuçlandıktan sonra harcı verilerek açılmış ayrı bir dava ile de istenebilir. Ancak, sonradan açılan yoksulluk nafakası davalarında yoksulluk nafakasının koşullarının oluşup oluşmadığı boşanma hükmünün kesinleştiği ana göre belirlenir. Bu şartlar yoksulluk nafakası istemine ilişkin dava tarihine göre değil, boşanma tarihine göre araştırılması ve şartları varsa yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Boşanmaya neden olan olaylarda tamamen veya daha fazla kusurlu olan eş yoksulluk nafakası talep edemeyecektir....
Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen 21.01.2020 tarihli hükümle kadın yararına 20.000 TL maddî ve 23.000 TL manevî tazminat ile 14.400 TL toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, kadının ziynet alacağı davasın reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Dairemizin 16.12.2020 tarihli kısmen onama, kısmen bozmaya dair ilamıyla kadının tüm, erkeğin sair temyiz itirazları reddedilmiş; kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının çok olduğu belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen son hükümle kadın yararına 6.000 TL maddi ve 8.000 TL manevi tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin ise çalışmaya başladığı gerekçesiyle reddine hükmedilmiştir. Mahkemece Dairemizin 16.12.2020 tarihli bozma ilamına uyulmuşsa da yoksulluk nafakası yönünden bozma ilamının gereği yerine getirilmemiştir....
Davacı kadının 03.05.2023 tarihli feragat dilekçesi nazara alınmak suretiyle, kararın kesinleşmeyen yoksulluk nafakası ve tazminatlara ilişkin bölümleri yönünden kaldırılmasına, vaki feragat nedeniyle kadının kendi yararına talep ettiği yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminatın reddine karar vermek suretiyle aşağıdaki hükmün oluşturulması yoluna gidilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; I-Davacı T1 kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile Manavgat 1....