Diğer taraftan, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi ile Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi'nin 3 ve 6. maddeleri, iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Çocuklar ile ana veya baba arasında düzenlenen kişisel ilişki ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır....
Temyiz Sebepleri Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddedilmesinin doğru olmadığını, tanık beyanlarının kadının erkeği affettikten sonraki dönemde olan vakıalara ilişkin olduğunu, erkeğin kusurlarının ispatlandığını, kusur belirlemesinin doğru olmadığını, çocuklar için hükmedilen nafaka miktarının az olduğunu ve çocukların beyanlarının dikkate alınmayarak yatılı kişisel ilişki tesis edilmesinin doğru olmadığını belirterek kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, reddedilen tazminatlar, iştirak nafakasının miktarı ve kişisel ilişki yönlerinden temyize başvurmuştur. C. Gerekçe 1....
Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. İlk derece mahkemesince;"Velayeti davacı-karşı davalı anneye verilen çocuk ile davalı-karşı davacı babanın çocuğun okul durumuna engel olmamak kaydı ile; her ayın l ve 3. hafta sonu Cumartesi Saat:10.00 ile Pazar günü 18.00 saatleri arasında, dini bayram günlerinin 2. günleri 10.00 ile 3.günü 18.00 saatleri arasında, her yıl sömestr tatilinin 1....
inceleme tarihi itibariyle 3 yaşını doldurduğu, buna göre kişisel ilişkinin anne nezaretinde olmaksızın kurulmasında bir sakınca görülmediği, Mahkemece çocuk 3 yaşını dolduruncaya kadar sadece her ayın 1 inci ve 3 üncü cumartesi günü kişisel ilişki kurulduğu, çocuk 3 yaşını doldurduktan sonra ise her ayın 1inci ve 3 üncü günü hem cumartesi hem de pazar olmak üzere yatılı şekilde kişisel ilişki kurulduğu, erkeğin istinaf tarihine göre talebinin ortak çocuğun 3 yaşına kadar olan bölümü ile ilgili olup inceleme tarihi itibariyle çocuk 3 yaşını doldurduğundan istinafında hukuki yararının kalmadığı, uygun olmadığı takdirde çocuğu cumartesi günleri almayıp sadece çocukla pazar günü kişisel ilişki kurabileceği gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince; erkeğin, kadın lehine hükmedilen tazminatlara faiz verilmesi, kadının da hükmedilen tazminat miktarları ile iştirak ve yoksulluk nafakası miktarı yönünden istinaf itirazlarının...
Ne var ki, bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından davalı kadının karar düzeltme isteğinin kısmen kabulüne, Dairemizin 15.11.2017 tarih, 2016/7258 esas, 2017/12829 karar sayılı onama kararının davalı kadının yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat talepleri yönlerinden kaldırılmasına, kadının yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat istekleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 4-Mahkemece velayeti babaya verilen çocuklarla davalı kadın arasında kurulan kişisel ilişkiye yönelik de davalı kadın tarafından temyiz itirazlarında bulunulmuş ve fakat sehven kişisel ilişki temyiz kapsamına alınmamıştır. Açıklanan sebeple kadının kişisel ilişkiye yönelik itirazları da incelenmiştir. Bu bağlamda velayet kendisine verilmeyen taraf ile ortak çocuk arasında kurulacak kişisel ilişki de çocukların üstün yararı yanında analık ve babalık duygularının da tatmin edilmesi gerekmektedir....
Yoksulluk nafakası yükümlüsünün çalışmasına bedensel veya ruhsal bir engeli bulunmadığı sürece, düzenli bir gelirinin bulunmaması onu yoksulluk nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Aksi düşünce, yoksulluk nafakası alacaklısının haklarının ileriye dönük olarak kaybedilmesine sebep olur. Yoksulluk nafakası yükümlüsünün ekonomik durumu, ancak nafaka miktarının belirlenmesinde dikkate alınır. Boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu belirlenmiştir. Yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında, davacı kadının doğum izninde olduğu, kirada oturduğu bildirilmiştir. Bu durumda, davacı kadın ve çocuk lehine nafaka şartları oluşmuş; davacı lehine 250,00 TL tedbir- yoksulluk nafakasına, çocuk lehine 200,00TL tedbir iştirak nafakasına hükmedilerek davacının nafakaya yönelik istinafı kabul edilmiştir....
Dava; velayetin değiştirilmesi, iştirak nafakasının kaldırılması ve geriye dönük ödenen iştirak nafakasının iadesi ve yoksulluk nafakasının kaldırılması, karşı dava ise; yoksulluk nafakasının artırılması talebine ilişkindir. Davacı taraf; dava dilekçesi ile velayetin değiştirilmesi talebinin yanısıra, geriye dönük iştirak nafakası ödemelerinin iadesi ve yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinde bulunmuştur. Yargılama aşamasından geriye dönük ödenen iştirak nafakası talebinin 8.400,00.-TL'lik kısmı ile ilgili olarak harç ikmali yapılmış ancak yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi yönüyle harç ikmali yaptırılmamıştır. Davalı ise; cevap dilekçesi ile; lehine boşanma davası ile hükmedilen yoksulluk nafakasının ÜFE'ye göre arttırılması talebinde bulunmuş, mahkeme tarafından yargılama aşamasında davalı tarafa harç ikmali yapması hususunda karar vermiştir....
, müşterek çocukların velayetlerinin müvekkiline tevdii ile, müşterek çocuk İlayda yararına aylık 1.500 TL, İsmail Efe yararına aylık 500 TL tedbir ve iştirak nafakalarına, müvekkili yararına aylık 1.000 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile faizi ile 20.000 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
, şahsi ilişki tesisi, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından; davalı-davacı kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile kişisel ilişkinin sayesi yönünden, davalı-davacı (kadın) tarafından ise; yoksulluk nafakasının reddi ile iştirak nafakası ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00'ar TL. temyiz başvuru harçları peşin alındığından başkaca harç alınmasına...