Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ilgili davaların bulunduğu tespit edildiği takdirde, doğru sonuca varmak için bu davaların birlikte görülmesi gerektiği nazara alınarak terekeye dahil taşınmazlarla ilgili tüm dava dosyalarının birleştirilmesi ve bundan sonra deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....

    Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili idarece kamulaştırılan 15, 785, 786, 787, 788 ve 789 parsel sayılı taşınmazlardaki davalının 10/16'şar payının kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedel karşılığında davacı idare adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre dava konusu edilen 786 ve 787 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili olarak tüm temyiz itirazlarının reddi ile bu parseller yönünden yasaya ve yönteme uygun hükmün onanmasına, 2-Dava konusu edilen 15, 785, 788 ve 789 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili temyiz itirazlarına gelince; Dairemizce aynı gün incelenen aynı mahkemenin 2005/503 esas sayılı dosyasına getirtilen tapu kaydında yukarıda parsel...

      Mahkemece dava dilekçesindeki 5 ve 8 nolu taşınmazlarla ilgili olarak açılan dava atiye terk edildiğinden, bu taşınmazlarla ilgili karar verilmesine yer olmadığına, diğer taşınmazlara yönelik davanın kabulü ile fen bilirkişi raporunda gösterilen dava dilekçesinde 13 nolu Köyiçi mevkiideki 876.35 m2, dava dilekçesinde 3 ve 4 nolu Değirmenyolu Çeşmebaşı mevkiindeki 13.361,47 m2, dava dilekçesinde 6 nolu Köstek tarla mevkiindeki 3037.20 m2, dava dilekçesinde 14 nolu Anbaryanı mevkiindeki 166.46 m2, dava dilekçesinde 15 nolu Aşağıbostan mevkiindeki 288.40 m2, dava dilekçesinde 2 nolu Yamanlartarla mevkiindeki 3895.45 m2, dava dilekçesinde 16 nolu Aşağıbostan (Yolunaltı) mevkiindeki 608 m2, dava dilekçesinde 17 nolu Harmanlar mevkiindeki 440.10 m2, dava dilekçesinde 1 nolu ... mevkinideki 39.000 m2, dava dilekçesinde 7 nolu ... mevkiindeki 5694 m2, dava dilekçesinde 10 nolu Yılanlıca mevkiindeki 5692 m2, dava dilekçesinde 9 nolu ... mevkiindeki 9700 m2, dava dilekçesinde 11 nolu...

        Şöyle ki; 18/12/2014 tarihli son bozma ilamı doğrultusunda aynı yerde bulunan taşınmazlarla ilgili olarak Dairemizin denetiminden geçen dosyalardaki bedellerden ayrılma nedenleri konusunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınmış ise de sözü edilen taşınmazlarla dava konusu yerin üstün ve eksik yönleri ile değere etki eden unsurlar ayrıntılı olarak açıklanıp yeterli bir karşılaştırma yapılmadığından ve aynı bilirkişi kurulunun bozmadan önceki raporunda da kıyasi olarak değerlendirmeye esas alınan emsallerle dava konusu taşınmazın denetime elverişli şekilde bir karşılaştırması yapılmadan değer tespit edildiğinden raporlar hükme esas alınacak nitelikte değildir....

          tan intikal ettiğini ve henüz davalılar ile aralarında taksim edilmemesine rağmen gerçekleştirilen kadastro çalışmalarında davalılar adına tespit edildiğini belirterek kadastro tepitinin iptali ile taşınmazların miras hisseleri oranında davacılar adına tespit ve tecilini talep etmiş, ..., davalı ... yanında davaya fer'î müdahale talebinde bulunmuş, mahkemece 152 ada 26, 151 ada 18 ve 23 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili davanın feragat nedeniyle, diğer taşınmazlarla ilgili davanın sübut bulmadığından reddine ve taşınmazların tespit gibi tescillerine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde ... kadastrosu 1943 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşmiştir. 2005 yılında gereçekleştirilen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması mevcuttur....

            bulunmadığından, özel yetki kuralını düzenleyen 2577 sayılı Kanun'un 34. maddesinin 1. fıkrası uyarınca taşınmaz mallara ve bu taşınmazlarla ilgili haklara ilişkin olduğu anlaşılan uyuşmazlığın çözümünde taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi olan İstanbul İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin Ankara … İdare Mahkemesinin … tarihli ve E:… K:… sayılı yetki ret kararı üzerine ortaya çıkan yetki uyuşmazlığında, 2577 sayılı Yasanın 43. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 34. maddesinin 1. fıkrasında "İmar, kamulaştırma, yıkım, işgal, tahsis, ruhsat ve iskan gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasında veya bunlara bağlı her türlü haklara veya kamu mallarına ilişkin idari davalarda yetkili mahkeme taşınmaz malların bulunduğu yer idare mahkemesidir " kuralı yer almaktadır....

              Mahkemece bu olgular dikkate alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından, davalılar Tevfik ve ...’in yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile 104 ada 2 ve 48 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili hükümlerin ONANMASINA, peşin alınan harcın mahsubu ile geriye kalan 1,60 TL. harcın temyiz eden davalılardan alınmasına, 2-Davacı hazinenin 104 ada 1 parsel sayılı taşınmazla ilgili hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; dava konusu taşınmazın tesbitine bir kayıt ve belge esas alınmamış, ancak yargılama sırasında davalı taraf vergi kaydına dayanmıştır. Mahkemece vergi kaydının yüzölçümü ile taşınmazı kapsadığı kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosyaya uygun düşmemektedir....

                Genel Müdürlüğü'ne karşı açılan davada; dava konusu işlemin, Antalya İli dahilinde bulunan ER: ... sayılı II-a grubu kalker-mıcır değerlendirme sahasının işletimi ve sahayla ilgili faaliyetlerine ilişkin olmadığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde 2577 sayılı Kanun 32/1 hükmünde yer alan “genel yetki kuralı” uyarınca dava konusu işlemi tesis eden Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nün bulunduğu yer idare mahkemesi olan Ankara İdare Mahkemesi'nin yetkili yönündeki Antalya ... İdare Mahkemesinin ... tarihli ve E:..., K:... sayılı yetki ret kararı ile; madenlerin taşınmaz olarak nitelendirilmesi konusunda duraksama bulunmayıp, özel yetki kuralını düzenleyen 2577 sayılı Kanun'un 34. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, taşınmaz mallara ve bu taşınmazlarla ilgili haklara ilişkin olduğu anlaşılan uyuşmazlığın çözümünün, taşınmazın (madenin) bulunduğu gerekçesi ile Antalya İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin Ankara ... İdare Mahkemesinin ... tarihli ve E:......

                  CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) [ Madde 321 ] "İçtihat Metni" 1-Sanık hakkında düzenlenen 17.02.2006 ve 04.10.2006 tarihli iddianamelerde 1990 yılında vefat eden babası adına kayıtlı taşınmazlarla ilgili düzenlediği başvuru evraklarına ekli muvafakatnamelere babası yerine imza atarak babasına ait yerleri beyan ederek 2003 ve 2004 yıllarında DGD ödemesi ve mazot desteği ödemelerini haksız surette alarak dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia olunması,sanığın soruşturma aşamasında babasının ölümünden sonra arazileri diğer mirasçılarla haricen taksim ettiklerini,beyan ettiği babasına ait taşınmazlarda kendisinin çiftçilikle uğraştığını savunması,savunmada geçen mirasçıların beyanlarına başvurulmadığının anlaşılmasına göre gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenebilmesi bakımından;öncelikle sanığın babasının diğer mirasçıları duruşmada dinlenip sanığın beyan ettiği murislerine ait taşınmazlarla ilgili aralarında rızai taksim bulunup bulunmadığı,sanık tarafından...

                    Öyleyse, 8635 ada 12 parselle ilgili davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi yönde davanın kabulüne hükmedilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, dava konusu 8635 ada 1 parsel ve 8647 ada 6 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili verilen karar kesinleştiğinden bu taşınmazlarla ilgili yeniden karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu 8635 ada 12 parselle ilgili açılan davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı belediye vekili temyiz etmiştir. Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir....

                      UYAP Entegrasyonu