Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazlarla ilgili olarak Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan ortaklığın giderilmesi davasında satış kararı verilmiş olup, satış memurluğu tarafından satış işlemlerine başlanmış bulunduğundan davalı hisselerinin adına tescilini ve satış memurluğunun 2005/10 esas dosyasındaki taşınmazların satışının durdurulmasını istemiştir. Yargılama devam ederken satış vaadi sözleşmesine konu olan taşınmazlar satılmış ve bedeli banka hesabına yatırılmıştır. Davacıya davalının muvafakatı ve mahkeme kararı ile Bankaya yatırılmış olan paranın 5682 YTL. dışındaki kısmı ödenmiştir. Davacı, taşınmazlar satıldğıından istemini bedele dönüştürerek 5682 YTL'nin ödenmesini talep etmiştir....

    Mahkemece tutanak tutulmayan taşınmazlarla ilgili genel mahkemelerin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Güneşin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 21/04/2011 günü oybirliği ile karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 8. maddesi uyarınca kamulaştırma yolu ile satın alınan taşınmazlarla ilgili olarak, uzlaşılan bedelin ödenmemesi nedeniyle yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali ve inkar tazminatı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 8. maddesi uyarınca kamulaştırma yolu ile satın alınan taşınmazlarla ilgili olarak, uzlaşılan bedelin ödenmemesi nedeniyle yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali ve inkar tazminatı istemine ilişkindir....

        Davacı, dava dilekçesinde 14 parça taşınmaz hakkında talepte bulunmuş, yargılama sırasında, 101 ada 25 ve 31, 110 ada 45, 122 ada 108, 127 ada 63 ve 65 parseller hakkında sehven dava açtığını bu taşınmazlarla ilgili bir talebi olmadığını açıklamıştır. Davacı tarafından yukarıda ada ve parsel numarası yazılı taşınmazlar hakkında talep ve davası bulunmadığı bildirildiğine göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bu parsellere ilişkin bölümünün açıklanan nedenlerle ONANMASINA, Diğer parsellere ilişkin temyiz itirazlarına gelince; dava konusu 8 parça taşınmazın ortak muristen kaldığı bildirilmiş olup, taksim edilmediği hususunda dinlenen mahalli bilirkişi ve şahitlerin birbirleriyle örtüşen beyanları bulunmaktadır. Taşınmazların ortak muristen kaldığı anlaşıldığına göre, davacının öğrencilik ve memuriyet nedeniyle köyde bulunmamış olması miras yoluyla kendisine intikal eden taşınmazlarla ilgili hak talep etmesini engelleyen bir durum değildir....

          Kadastro Hakiminin malik hanesi açık taşınmazlarla ilgili olarak 3402 sayılı Kanun'un 30. maddesi uyarınca re'sen malik hanesini doldurarak açık, anlaşılır ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde tescil hükmü kurmakla yükümlü olduğu göz önüne alındığında malik haneleri boş olan taşınmazlarla ilgili olarak tespit gibi tespit malikleri davalılar adına tescile denmek suretiyle infazda sorun yaratacak şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA; bozma nedenine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına; peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 24.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....

            Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında da söz konusu taşınmazların temyiz konusu olmadığı belirtilmiş olduğu halde, temyize konu diğer taşınmazlarla ilgili bozma ilamından sonra yeniden kurulan hükümde tespiti kesinleşen bu parseller yönünden kesinleşen 02.....2014 tarihli hükme aykırı şekilde yeniden hüküm tesisi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              -KARAR- Hükmüne uyulan bozma ilamında gösterildiği şekilde işlem yapılarak, dava konusu edilen ve toplulaştırma işlemi le oluşan 1517, 1864, 2243 ve 2388 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili olarak tapu kaydı kalmadığından, açık tapu kayıtları üzerinden yazılı olduğu şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ancak, dava konusu edilen taşınmazlar yönünden toplulaştırma işlemi ile oluşan yeni kayıtlar üzerinden kabul kararı verilmiş olduğundan kaydı kapatılan taşınmazlarla ilgili karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. Ne var ki anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün 1. fıkrasının hükümden çıkarılmasına, 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 8. maddesi uyarınca kamulaştırma yolu ile satın alınan taşınmazlarla ilgili olarak, uzlaşılan bedelin ödenmemesi nedeniyle yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali ve inkar tazminatı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekilleri yönünden verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 8. maddesi uyarınca kamulaştırma yolu ile satın alınan taşınmazlarla ilgili olarak, uzlaşılan bedelin ödenmemesi nedeniyle yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali ve inkar tazminatı istemine ilişkindir....

                  ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/07/2021 NUMARASI : 2020/61 2021/525 DAVA KONUSU : Zilliyetliğin Tesbiti Ve Korunması İstemli (Orman Niteliğini Yitiren Taşınmazlarla İlgili) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin İstanbul İli, Sultanbeyli İlçesi, Hasanpaşa Mahallesi, Petrol Yolu Caddesi, 111 ada, 9 parsel sayılı taşınmazı 12/08/1987 tarihinde Mehmet Osmanbaş ve Hüseyin Çelik isimli şahıslardan satın aldığını ve gayrimenkulü o seneden beri kullanmakta olduğunu ancak kadastro çalışmaları esnasında mezkur gayrimenkulün hatalı bir şekilde zilyedinin tespit edilemediği hakkında tutanak düzenlendiğini beyan ederek dava konusu taşınmazın zilyedinin müvekkili olduğunun tespiti ile kadastronun bu şekilde düzeltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkil belediye yönünden husumet yokluğundan davanın reddini istemiştir....

                  GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacılar adına zilyetliğine dayanılarak tesbit edilen taşınmazlarla ilgili olarak Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüklerinin cevabi yazıları arasında çelişki bulunmaktadır. Zilyetliğe dayanılarak davacılar adına tesbit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığının Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüklerinden yeniden sorularak varsa parsellerin onaylı tutanak suretlerinin celbi ile dosyasına konulması bundan sonra inceleme yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 2.3.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu