İcra Müdürlüğü'nün 2014/3899 Esas sayılı icra dosyasına yönelik usulsüz tebligat şikayeti ve imzaya itirazı bulunduğu halde anılan talepler incelenmeksizin ve bu konuda HMK'nun 297. maddesinde belirtilen ilkelere göre olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru değildir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"0" rakamının üzerine optik ve spektroskopik yöntemlerle fark saptanamayan bir kalem ile herhangi bir rakamla eşleşmeyen tehdit işaretine benzer çizgiler çizilmiş olduğu yönünde rapor tanzim edildiği anlaşılmış; sonuç olarak senet üzerindeki imzanın davacı T1 elinden çıktığı yönünde rapor verilmesi karşısında davacının Davacının imza ve senetteki tahrifat nedeni ile kambiyo senedi vasfına haiz olmadığı itirazı yönünden davanın reddine,imzaya itirazının haksız olduğu anlaşılan borçlunun takip konusu alacağın (259.000,00 TL) %10 oranında (25.900,00 TL) adli para cezası ile mahkumiyetine karar verilmesi gerekmiş...'' şeklindeki gerekçe ile "davacının imza ve senetteki tahrifat nedeni ile kambiyo senedi vasfına haiz olmadığı itirazı yönünden davanın reddine, İmzaya itirazının haksız olduğu anlaşılan borçlunun takip konusu alacağın (259.000,00 TL) %10 oranında (25.900,00 TL) adli para cezası ile mahkumiyetine" karar verilmiştir....
Davacı tarafça dava açılırken imzaya, borca ve faize itirazın yanında yetkiye itirazda ve kambiyo şikayetinde de bulunulmuş, mahkemece 26/09/2019 tarihinde yetki itirazı ve kambiyo şikayeti taleplerinin tefrikine, diğer talepler yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, 11/10/2019 tarihli karar ile de imzaya, borca ve faize itiraz yönünden açılan davanın HMK'nın 320/4 maddesi gereği açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. İİK.nun 170/a-2 maddesi gereğince hakim, yasal sürede yapılan itiraz veya şikayet nedeniyle icra mahkemesine intikal eden işlerde, öncelikle, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını ve alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re’sen inceleyerek, takibin iptaline karar verir. Ancak bunun için, icra mahkemesine yapılan itiraz veya şikayetin beş günlük sürede olması gerekir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/12/2021 NUMARASI : 2021/443 ESAS 2021/610 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz|Yetki İtirazı KARAR : Adana 3....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/06/2022 NUMARASI : 2021/513 ESAS- 2022/452 KARAR DAVA KONUSU : İMZAYA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı- borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2021/13529 E. sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından müvekkil hakkında takip başlatıldığını, takip dayanağı senetteki imzanın müvekkile ait olmadığını beyanla, imzaya itirazların kabulü ile takibin iptaline, davalının tazminat ve para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, "imzaya itirazı ispat külfetinin davalı alacaklı olduğu, bilirkişi ücretini yatırması için kesin süre verildiği, verilen kesin süreye rağmen bilirkişi ücretinin yatırılmamış olduğu" gerekçesi ile, "1- Davacının imzaya itirazının KABULÜ ile İstanbul 3. İcra Dairesi 2021/13529 Esas sayılı dosyasından yapılan takibin İİK....
Somut olayda; bono altındaki imza borçlu şirket yetkilisine ait olmadığından icra takibinin davacı yönünden durdurulmasına karar verilmiş, imza itirazı kabul edilen bono yönünden davalının takip dayanağı bonoda lehtar, borçlunun ise keşideci olduğu bu durumda alacaklı, borçlu ile doğrudan ilişki içinde olduğundan imzanın adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumda olacağı, bonolardaki imzanın itiraz eden borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoları alan alacaklının, imzaya itirazı kabul edilene karşı başlattığı takipte en azından ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekeceğinden davalının imza itirazı kabul edilen bono yönünden %10 para cezası ve %20 icra inkar tazminatı ile cezalandırılmasına" karar verildiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 1- Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre alacaklının temyiz itirazlarının (REDDİNE); 2-Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; Kararda yalnızca “itirazın kabulüne” şeklinde hüküm kurulması, İİK'nun 170/3. maddesi gereğince imzaya itirazın kabulü halinde takip duracağından bozma nedeni yapılmamıştır....
İİK'nun 170/4. maddesine göre; imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, icra mahkemesi, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın % 10’u oranında para cezasına mahkum eder. Somut olayda, alacaklının, takip dayanağı senette lehtar, borçlu .... nin tanzim eden, borçlu ...'nın avalist olduğu görülmektedir. Bu durumda alacaklı, borçlular ile doğrudan ilişki içinde olduğundan imzanın adı geçenlere ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Bonodaki imzanın borçluların eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklının, imzaya itirazı kabul edilenlere karşı başlattığı takipte ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. O halde, mahkemece alacaklı aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesi gerekirken, bu yöndeki talebin reddi isabetsizdir....
Ardından 14.05.2013 tarihinde yakip yenilenmiş olup, borçlulara yenileme emri tebliği üzerine borçlular icra mahkemesine başvurarak imzaya itiraz etmişlerdir. Borçlular 02.05.2008 tarihinde ödeme emri tebligatı üzerine yasal sürede mahkemeye başvurmuş olup, dava takip edilmediği için HMK'nun 409/5. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinden takip artık kesinleşmiştir. Borçlulara her ne kadar 14.05.2013 tarihinde yenilenmesi üzerine yenileme emri tebliğ edilmiş ise de, borçluların itirazı, İİK.nun 168/4. maddesi kapsamında imzaya itiraz olup, bu maddeye göre ödeme emri tebliği tarihinden itibaren beş günlük sürede yapılması gerekir. Takibin yenilenmesi ve yenileme emrinin tebliğ edilmesi yeniden itiraz hakkı vermez. O halde mahkemece, istemin süre aşımından reddi gerekirken işin esasının incelenerek kabul kararı verilmesi isabetsizdir....
SAVUNMA: Davalı vekili 02/03/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; haksız ve hukuka aykırı davanın reddinin gerektiği, davacının bonodan kaynaklı borcu olmadığını yazılı belge ile ispat etmekle mükellef olduğunu, herhangi bir yazılı delil sunulmadığını, davacının imzaya itiraz etmesinin haksız ve kötüniyetle borçtan kurtulmaya yönelik olduğunu, davada da yine ispat külfetinin davacı üzerinde olduğunu, borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak borca ve imzaya itiraz ettiğini, icra inkar tazminati talep etiklerini, açıklanan nedenlerle, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, alacağın %20'sinden az olmamak üzere takdir edilecek icra ve inkar tazminatının davacıdan tahsili ile taraflarına ödenmesine, davanın haksız olduğunun tespiti halinde davacının asıl alacağın %10’undan aşağı olmamak üzere para cezasına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir....