Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zira, yetki itirazı karara bağlanmadıkça ortada hukuken geçerli bir takip olduğu söylenemez. Bu nedenle, itirazın iptali davasını gören mahkeme öncelikle bu yönü inceleyip karara bağlamalıdır. Esasen itirazın iptali davasına bakma yetkisi takibin yapıldığı yer mahkemesine ait olduğundan mahkemenin icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi zorunludur. Mahkeme bu inceleme sonucunda kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. Yine, mahkemenin açıklanan yönde yapacağı inceleme ve değerlendirme bakımından kendi yetkisine yönelik bir itirazın bulunup bulunmaması da önem taşımaz. Açıklanan Hukuk Genel Kurulu kararı gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması, usul ve yasaya aykırı görülmüştür. O halde; tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılara iadesine, 04.03.2008 gününde oy birliğiyle karar verildi....

    ITIRAZIN IPTALI GEÇERLI TAKIPTE ÖDEME EMRINE ITIRAZYETKI ITIRAZINDAN SONRA DOSYA KENDISINE GÖNDERILEN İCRA MEMURLUĞUNUN BORÇLUYA YENIDEN BIR ÖDEME EMRI TEBLIĞ ETTIRMESI GEREKLILIĞIİCRA VE İFLAS KANUNU (2004) Madde 58İCRA VE İFLAS KANUNU (2004) Madde 67 "İçtihat Metni"Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı SS H..........

      İİK'nun 168/5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, imzaya itirazın, yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Borçlunun iddiası, İİK'nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğinde olup, yasal süresi içerisindeki itirazında takip konusu çekteki imzasına açıkça itirazda bulunmamıştır. Yargılama sırasında 26.04.2016 tarihli celsede ileri sürdüğü imza itirazı ise İİK'nun 168/4. maddesi uyarınca yasada öngörülen beş günlük süreden sonra yapıldığından imza itirazı geçerli değildir. O halde, mahkemece, borçlunun borca itirazı incelenerek sonuca gidilmesi gerekirken, imzaya itirazı incelenerek alınan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesisi isabetsizdir....

        İİK'nun 170/4. maddesine göre; imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, icra mahkemesi, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın % 10’u oranında para cezasına mahkum eder. Somut olayda, takip dayanağı çekte, muteriz borçlunun, ... ...Pazarlama İnş. Dış Tic. Ve San. Ltd. Şti., alacaklının ise, çeki, imzaya itiraz eden ... ...Pazarlama İnş. Dış Tic. Ve San. Ltd. Şti.’den ciro yolu ile alan Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. olduğu görülmekte olup, ...nın imzaya itirazı üzerine yapılan inceleme sonunda, imzanın borçluya ait olmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda, takip alacaklısı, muteriz ... ile doğrudan ilişki içinde olduğundan, imzanın itiraz eden borçluya ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır....

          Bu nedenle davacı tarafın yetki itirazı yerinde görülmemiştir. Davacının imzaya itirazı incelendiğinde; alacak iddiasında bulunan davalının alacağının varlığını ispatlaması gerekmektedir. Mahkememizin işbu esas sayılı dosyasının 20/08/2021 tarihli tensip zaptının 5 nolu kararında "Mahkememizin -İmzaya itiraz davalarında ispat külfetinin alacaklı üzerinde olduğunun kabulü ile davalı tarafça 400 TL bilirkişi ücretinin tensip zaptının tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde mahkeme veznesine yatırmasına, verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırılmadığı takdirde bu delilden vazgeçmiş sayılacağının ihtarına" karar verilmiş olup tensip zaptı davalı vekiline 29/08/2021 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı tarafın verilen iki haftalık kesin süre içerisinde bilirkişi ücretini yatırmadığı anlaşılmıştır. Gider avansı verilen kesin süre içerisinde yatırılmadığından ispat külfeti kendisinde bulunan davalının bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçtiği kabul edilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı yapılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan icra takibinde keşideci ve avalistlerin sair şikayetinin yanısıra imzaya itirazda bulundukları, mahkemece, İİK'nun 170/a maddesi gereğince takibin borçlular yönünden iptaline karar verildiği görülmüştür. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Mesela ödeme, …sıfat itirazı gibi......

            İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/127 Esas sayılı dosyası yönünden verilen karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal süresi içinde icra mahkemesine müracaat ederek imzaya itiraz ettiği, mahkemece imzaya itirazın kabulü ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 170/3. maddesine göre, imzaya itirazın kabulü kararı ile takip durur. Somut olayda, imza itirazı kabul edildiğine göre, mahkemece, "takibin durdurulması" yerine "takibin iptaline" hükmedilmesi isabetsizdir. 2-......

              İcra mahkemesince imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, İİK'nun 170/4. maddesinde; senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ve %10’u oranında para cezasından sorumlu tutulacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, takibe konu senetteki imzanın “itiraz eden borçluya” ait olmadığı bilirkişi raporu ile tesbit edildiğine göre, icra takibinin dayanağı olan bonoda alacaklının lehtar olup, borçlunun ise keşideci olduğu ve bu durumda, lehtar ile imzaya itirazı kabul edilen keşidecinin doğrudan ilişki içinde olduğu belirlendiğinden, alacaklının, keşideci imzasının, adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumda olduğunun kabulü gerekir....

                Çünkü imzaya itirazla ödeme itirazı birbiriyle çelişme halindedir.Somut olayda borçlu, itiraz dilekçesinde borcu kabul ederek ödeme iddiasında bulunduğuna göre artık geçerli bir imza itirazından bahsedilemeyeceğinden ödeme itirazını İİK'nun 169/a maddesinde sayılan belgelerden biri ile ispatlamalıdır." denilmiştir. Somut olayda; borçlu vekili dava dilekçesinde ;"...Davacı müvekkilim , takibe konu senette ki borcu ve senedin tüm ferilerini davalıya karşı ödemiştir.Bu ödeme hususu sayın mahkemeye dinletecek olduğumuz tanıklar ile sabittir...." ibarelerine yer vermiştir. İmzaya itiraz ile ödeme itirazında bulunulduğundan ve bu iki itiraz birbiriyle çeliştiğinden geçerli bir imza itirazı yoktur. Dolayısıyla ilk derece mahkemesince ödeme itirazı ve faize yönelik itirazın, borca ve ferilerine itirazın incelenmesi gerekirken imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....

                Somut olayda, icra takibi mahkemece tensiple durdurulduğundan mahkemece imzaya itirazı reddedilen borçlu ... yönünden alacaklı lehine tazminata hükmedilmesi gerekirken, kötüniyet bulunmaması nedeniyle bu yöndeki alacaklı isteminin reddi isabetsiz olduğu gibi, mahkemece borçlulardan ...'in imzaya itirazı kabul edildiğine göre İİK’nun 170/3. maddesi uyarınca takibin durmasına karar verilmesi gerekirken, iptali yönünde hüküm tesisi de isabetsizdir. 2) Borçluların temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sair temyiz itirazları yerinde değilse de, İcra takibi, dayanak bononun lehdarı tarafından keşideciler hakkında yapılmaktadır. Lehdar bonodaki imzanın keşideci borçluya ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Bonodaki imzanın borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzaların huzurunda atılmasını sağlamadan senedi alan alacaklı, imzaya itirazı kabul edilen keşideciye karşı başlattığı takipte ağır kusurlu kabul edilmelidir....

                  UYAP Entegrasyonu