Sayılı dosyası ile Davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirket adına 04.10.2019 tarihinde ödeme emrine, takibe, imzaya, yetkiye, borca, çek tazminatına, faize itiraz edildiğini, İstanbul 16.İcra Hukuk Mahkemesi tarafından 2019/1089 E. ve 2020/72 K. 07.01.2020 tarihli kararla İstanbul icra dairelerinin yetkisizliğine, yetkili icra dairesinin İzmir olduğuna dair hüküm kurulduğunu, istinaf yoluna başvurulduğunu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/1181 E. ve 2020/2695 K. sayılı kararı ile İstanbul 16. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 07.01.2020 Tarih 2019/1089 E. ve 2020/72 K. Sayılı kararının " ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin olarak, İstanbul 16.İcra Mahkemesi'nin 2019/1471 E....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, yetkiye itiraz ve İİK'nun 169. maddesine dayalı ödeme emrinin tebliğinden önceki döneme ilişkin itfaya dayalı borca itiraz davasıdır. Tarsus İcra Dairesinin 2020/1178 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı Çiğdem Yıldırım tarafından borçlu T1 hakkında 13/02/2020 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla 22.846,92 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 19/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 18/03/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır....
şirkete hiçbir borcu bulunmadığını, borca, yetkiye, faize ve ferilerine tamamen itiraz etmekte olduğunu açıklayarak icra takibinin durdurulmasına ve hacizlerin kaldırılmasına, tebligatın usulsüz olduğunun tespiti ile, ödeme emrinin tebliğ tarihinin tebligatı öğrenme tarihi olan 04.12.2020 olarak düzeltilmesine, yetki itirazının kabulüne, borca itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda; davacının sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak davaya konu edilen 5.000 TL'nin davalıdan tahsiline ilişkin olarak davalı hakkında Pınarhisar İcra Müdürlüğünün 2014/412 Esas sayılı dosyası ile takibe başladığı,ilgili takip dosyası incelendiğinde ise; davalı borçlu adına çıkartılan ilk ödeme emrinin iade edildiği,davalı borçlunun 01.09.2014 tarihli borca itiraz dilekçesini icra dosyasına sunduğu, borca ve fer'ilerine yönelik itirazda bulunduğu ve bu dilekçede borçlunun yetki itirazında bulunmadığı,sonrasında icra müdürlüğünce davalı borçlunun mernis adresine 10.09.2014 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, davalı borçlunun ise 15.09.2014 tarihli ikinci bir borca itiraz dilekçesini icra dosyasına sunduğu, bu dilekçenin incelenmesinde ise; davalı borçlunun yetkili icra dairesinin Gelibolu İcra Daireleri olduğunu belirterek yetki yönünden de itirazda bulunduğunu belirttiği, Pınarhisar İcra Müdürlüğü'nün ise 18.09.2014 tarihli kararı ile ''dosyanın muhtevasından borçluya yapılan...
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/333-951 sayılı kararı ile senet aslının icra müdürlüğü kasasında olmadığından, şikayetçi borçluya gönderilen ödeme emrinin iptaline, sair itirazlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği ve bu karar üzerine, icra müdürlüğünce yeni ödeme emri hazırlanarak şikayetçi borçlu ...'e 10.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. İcra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesini zorunlu kılan yasal bir düzenleme mevcut değildir. Bu nedenle, şikayet üzerine icra mahkemesince verilen ödeme emrinin iptali kararının ardından borçluya yeni ödeme emri gönderilebilir. Yeni ödeme emrinin tebliği ile birlikte borçlunun itiraz ve şikayet hakkı yeniden doğar....
nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi: 2- Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte borçlu ... vekili icra mahkemesine başvurarak, yetkiye ve borca itirazlarının yanı sıra ödeme emri tebligatı ile birlikte gönderilen takibe konu bononun arka sayfası olmadığından ödeme emrinin iptalini talep etmiş, mahkeme, ödeme emrinin 25.03.2016 tarihinde tebliğ edildiğini davanın ise 01.04.2016 tarihinde açıldığını belirterek, İİK'nun 168/3. maddesi uyarınca, 5 günlük süre içinde açılmayan davanın reddine karar vermiştir. İİK'nun 168/1-5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, yetkiye ve borca itirazların, yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir....
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, takibe konu borcun gerçekte mevcut olmadığını, bu nedenle takibin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edilmediğini, usulsüz tebligatın söz konusu olduğunu, tebliğ mazbatası üzerinde Muharrem Avcı'ya haber verildiğinin yazıldığını, ancak Muharrem Avcı'nın imzadan imtina ettiğini, müvekkilini de bilgilendirmediğini, 2 nolu haber kağıdının bırakılmadığını, 23/08/2021 tarihinde takipten haberdar olduklarını, takipten haberdar olduktan sonra süresi içerisinde icra dosyasında yetkiye ve borca itiraz ettiklerini söyleyerek ödeme emri tebliğ tarihinin 23/08/2021 olarak düzeltilmesine, dosyadaki tüm hacizlerin kaldırılmasına, takibe, yetkiye , borca , ödeme emrine ve tüm ferilere yönelik itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir....
tarihinde T6 itiraz dilekçelerinin ilgili icra müdürlüğüne ulaştığını, borca ve yetkiye itiraz kabul edilerek takibin durdurulduğunu, borçlunun ölümünden sonra mirası reddetmeyen mirasçılara muhtıra gönderilmesinin yeterli olduğunu, ödeme emrinin borçlulara sehven gönderildiğini beyanla, icra müdürlüğünce yapılan hatalı işlemin kaldırılmasına karar verilerek Muğla 2....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece takibin ve 13 örnek ödeme emrinin iptali taleplerini, icra dosyasına itiraz edilmesi gerektiğini belirterek taleplerinin reddine karar verildiğini, taraflarınca icra müdürlüğü dosyasına da süresi içinde borca itiraz dilekçesi ile ibraz edildiğini ve bu itibarla icra takibinin durduğunu, ancak "Takibin ve Ödeme Emrinin İptali" talepleri ile borca itiraz dilekçesi üzerine "İcra Takibinin Durdurulmasının" hukuken aynı sonucu doğurmayacağını ve bu davayı açmakta hukuki yararlarının bulunduğunu, takip dayanağı kira sözleşmesi TBK m. 27 uyarınca kesin hükümsüz olduğundan takibin iptali gerektiğini, söz konusu kira sözleşmesinin kanuna aykırı olarak döviz cinsinden belirlenen bedele ilişkin kısmının kesin olarak hükümsüz olduğunu, takip konusu alacağın likit olmadığından takibin iptali gerektiğini, müvekkilinin temerrüde düşürülmesinin söz konusu olmadığından işlemiş faiz/temerrüd talep edilemeyeceğini, müvekkili şirket Sisa Otelcilik,...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı tarafından başlatılan icra takibine yapılan vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapılan yargılama sonunda;"...Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Kocaeli icra müdürlüğünün 2020/114027 E. sayılı dosyası ile davacı banka tarafından davalı ile dava dışı diğer borçlular aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun itirazı üzerine açılan davanın itirazın iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. İcra dosyasının incelenmesinde; davalı vekilinin 17/05/2021 tarihinde icra Müdürlüğüne verdiği dilekçe ile borca, faize ve yetkiye itiraz ettiği, ancak davalı borçluya ödeme emrinin itiraz tarihinde henüz ödeme emrinin tebliğ edilmediği, hatta İcra Müdürlüğüne yazılan yazı cevabında da ödeme emrinin davalıya tebliğe çıkartılmadığı , davalı borçlunun itirazının geçerli olmadığı anlaşılmıştır....